Türk yurdu Ardahan, tarih boyunca Sovyet, Gürcü ve Ermenilerin ve kısmen Arapların ele geçirmek, elde tutmak için yoğun çaba harcadığı topraklar olarak görülüyor. Tarihine baktığınız zaman, her dem, her dönem kanlı savaşlara, soykırımlara uğramış Ardahan’a ait en eski yazılı belge Çıldır Gölü’nün Güneybatısındaki Taşköprü Köyü kayalığına Urartu Kralı 2. Serdur’un (M.Ö. 753-735) kazdırdığı fetih kitabesi karşımıza çıkar. Yörede ilk Türk yerleşimi M.Ö. 720 yılında Kıpçakların ataları olan Kimmerler’in bölgeye gelmesiyle başlar. M.S. 628 yılında Hazar Türkleri’nin bir kolu ve Ardahan adının kaynağı olan Arda Türkleri yöreyi ele geçirmişler. Ardahan 1069 yılında Alparslan tarafından fethedilerek Selçuklu egemenliğine girmiş, 1551’de ise Osmanlı topraklarına dahil olmuş. İsminin Gürcüce Ardana’dan geldiğini söyleyende var, Hazar Türklerinin bir kolu olan Arda Türklerinden aldığını söyleyende var. Kelime anlamı olarak Ardahan “Sonraki Hükümdar” anlamına geliyor. Buda isim anlamı bakımından anlamının Hazar Türkleri’nin bir kolu olan Arda Türklerinden esinlendiği ihtimalini yükseltiyor. Dedik ya, tarih boyunca Sovyet, Gürcü, hakimiyetine giren Sovyetler tarafından Ermenilerin yerleştirilmeye çalışıldığı ve Osmanlı toprağı olarak kalan ve günümüzde Türk yurdu olarak yaşayan Ardahan, 1. Dünya Savaşı sırasındaki kıtlık ve felâket günlerinde kardeş ellerden yardımlarla ayakta kalmış. "Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesı' Ardahan ve ilçelerinde birer şube açmış, çok sayıda yetime el atmıştır. Yine Azerbaycan'da yardım amacıyla faaliyet gösteren "Kardaş Kömeği" de Ardahanlı fakir ve hastalara çok büyük yardımlar yapmış. Tamda gelmek istediğim nokta aslında burasıydı. “Kardaş Kömeği” yani “Kardaş Yardımı” şurada şöyle dursun. ** Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu (TGK) 16. Başkanlar Kurulu toplantısı Genel Başkan’ı Nuri Kolaylı önderliğinde, Serhat Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Deniz Başlı’nın ev sahipliğinde Ardahan’da yapıldı. 26-29 Temmuz 2018 tarihleri arasında Ardahan’da yapılan TGK 16. Başkanlar kurulu toplantısının gerçeklemesinde çaba gösteren TGK Teşkilat başkanı Sefa Özdemir, Doğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu Başkanı Feridun Fazıl Özsoy ile etkinliğin yapılmasında desteklerini esirgemeyen Ardahan Valisi Mehmet Emin Bilmez, Ardahan Belediye Başkanı Faruk Köksoy, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Mehmet Biber, Ardahan TSO Başkanı Çetin Demirci, Ardahan Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği Başkanı Yunus Baydar, Posof, Çıldır ve Damal Kaymakamları ve Belediye Başkanlarına sonsuz teşekkürler. Ev sahipliğiniz ve verdiğiniz emek bir teşekkürle geçiştirilemeyecek kadar önemli ve kıymetliydi. İnanın çok güzel, özel, samimi ve bir o kadarda değerliydi Ardahan ziyaretimiz. Gürcistan Ahıska ziyaretine giderken Türkgözü sınır kapısında bizi karşılayan Posof Kaymakamı Enver Yılmaz’ın ve ekibinin ilgisi karşısında onure olduk. Kaymakam bey bizi kapıda karşılayıp hepimizle tek tek ilgilenerek bizleri mutlu etti. Gerek karşıya geçerken ve gerekse de geri dönüşte gördüğümüz güler yüz ve ilgi bizleri fazlasıyla memnun etti. Ahıska ziyaretinde gezdiğimiz kale dışında yazacağım oraya özel bir konu görmüyorum. Türkiye’nin 30 yıl önceki hali gibi yorumluyorum sadece. Yalnız; Türkgözü sınır kapısının Türkiye’ye yakışır şekilde olmadığını buradan belirmekte yarar var. Türk kapısından geçiyorsun, karşıda Gürcülerin kapısı oraya giriyorsun klimalı, düzenli bir kapı. Free Shopları ve düzen açısından bizden daha iyi. Türkgözü sınır kapısının fiziki yapısının tez elden gözden geçirilmesi, gerekli çalışmalarının yapılması ve ülkemizin kapı odaklı imajının düzeltilmesi gerek diye düşünüyorum. Projesinin yapıldığını ve yakın tarihte çalışmalara başlanacağı bilgisi verildi ama, hızlandırılmasında yarar var. Damal ilçesindeki Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sülietinin dağlara düşmesini izledik dünya gözüyle. Anlatılırdı bilirdik, görme fırsatımız oldu. O anları fotoğraflar çektirerek ölümsüzleştirdik. Benzer Sülieti olan ve dağlara düşen bir başkası ve yöre varsa “takvime” not düşsün. Davet ederse bir ay içinde oraya da gelelim, fotoğraf çektirip onu da ölümsüzleştirelim. Ziyaret edelim. Olmadığını düşünüyorum. O halde not düştüğünüz takvimi ciddiye almayın hatta yırtıp atın. Yenisey Konukevi’nin yanındaki Teleferik eğlencesi, Şeytan mağarası, Çıldır Gölü ziyaretlerimiz de güzeldi. Ardahan baştan başa yeşile bürünmüş, toprağı bereketli insanı yürekli bir Türk yurdu. Hayvancılık ve arıcılık ağırlıklı yörenin geçim kaynağının çeşitlendirmesi gerekiyor. Buna entegre hayvancılık tesisleri kurularak başlanabilir. Ayrıca baştan başa yeşile bürünmüş Ardahan’da sportif kampların yapılacağı tesisler kurulup, takımların kamp yapmaları sağlanabilir. Enerji konusunda ciddi anlamda yatırım yapılacak bir yöre olarak görüyorum Ardahan’ı. ** “Kardaş Kömeği” yani “Kardaş Yardımı” meselesine geleyim tekrar. Tabela nüfusu 21 bin 700 olan Ardahan’ın dışarıda yaşayan nüfusu yörede yaşayanlardan  fazla. Sadece ve sadece İstanbul’da, Ardahanlıların kurduğu 47 tane dernek olduğunu öğrendim. Bu 47 dernek Ardahan Dernekler Federasyonu adı altında birleştiler. Konfederasyon olma noktasında ilerliyorlar. Ardahanlı iş adamlarının öncülüğünde yapılan bu hareket, Ardahan’a dönük büyük projelere imza atıp, artı değer oluşturabilir. “Kardaş Kömeği” öncelikle İstanbul olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanında olan Ardahanlıların kendi şehirlerine sahip çıkmaları ve destek olmaları için iyi bir örnek olacaktır. Zira 1. Dünya savaşı yıllarında kıtlık ve sefalet içinde kalan bu yöreye kardeş ülke Azerbaycan destek olarak ayakta kalmasını sağlamış ve tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır. Sıra Türkiye’deki Ardahanlılarda… “Kardaş Kömeği” hareketi güncellenmeli ve sizler şehrinize sahip çıkıp, Türk yurdu Ardahan’ın ayağa kalması için çaba göstermelisiniz. Siz Ardahan’ın Ardahan ise Türkiye’nin yüz akı olmalı. Zor değil, imkansız hiç değil… Unutmayın, güneş her gün Türkiye’nin üzerine ilk bu topraklardan doğarak yayılıyor. Güneş, her gün aynı inanç ve heyecanla doğuyor. Kardaş Kömeği ve güneş’in inancı ve heyecanı sizlerle olsun. Kalın sağlıcakla…