Öyle diyordu, “Sizin için dua ediyoruz, Erdoğan için dua ediyoruz...” Bizim yanımızda durdunuz, yanımızda oldunuz ya!... Allah sizden razı olsun... Biz tefekkür ve dua ediyoruz sizin için. Siz var oldukça yüreklendik, dirildik, silkelendik kendimize geldik. Siz var olun varlıklı olun. İslamın son kalesi ve son ordusu sizsiniz. Siz payidar oldukça Biladi Şam toprakları kimsenin oyun alanı olmayacaktır. Siz var oldukça i’lay-ı Kelimetulah’ın Mehmed’i Mehmetçiği eksik olmayacaktır. Siz var oldukça ezanlar susmayacak... Kızıl elma Ülkü’sü hayal olmaktan çıkacak. Var ve varlıklı olun...” Kim söylüyor bunları diyenlere söylüyorum!... Pergelin ucunu Türkiye haritasının tam ortasına koyun, doksan derecelik bir açıyla bir daire çizin. Dairenin içinde Kimler var kimler yok kendi gözünüzle görün. Değil Türkiye’nin dünyanın seçimidir bu.  Bir lider dünyanın gözünü Türkiye’nin üzerine çevirmişse, alimi zalimi bu seçim sonuçlarını dört gözle bekliyorsa, otur bir daha düşün. Mesele kabına sığmayan bir ülkenin 2023 hedeflerini teker teker yaparak, dünya batarken. Türkiye şahlanarak yürüyorsa bunu çekemeyenler var. Seçim ya bunun devam edeceğini yada geriye gideceğimizi gösterecek. Bırakın seçim meydanlarında söylenen politik ironik açıklamaları. Erdoğan ince’ye, İnce Erdoğan’a kampanya döneminde propoganda yaparken söylediklerini. Sen Türkiye’yi düşün. Geleceğini düşün. Er meydanı şer meydanına dönmüş bunu düşün. Kızılelma Ülkü’sünü düşün. Afrin’de, Cerablus’ta vatanı için can veren şehidi ve orada seni temsil eden Mehmedi düşün. Somali’deki, Katar’daki Bosna’daki, Irak’taki stratejik adımlarını düşün. Bırak ironik politik cümleleri. Tefekkür et. Dua et...