?>

“Damarlarımızdaki asil kanı gördüm.”

9 yıl önce

Duyunca hemen onu aradım. Cumhurbaşkanlığı külliyesi Beştepe’de Başkomutanımıza yakın bir arkadaşımız var ismi bende saklı kalsın. “Hafta sonu Gaziantep’e geliyormuşsunuz” dedim. “Öyleymiş” diyerek oda programdan yeni haberdar olduğunu iletti. Milletvekili Şamil Tayyar’ın 20 Ağustos Gaziantep Beybahçe’de düğünü kana bulayan patlamadan sonra, Twitter’da attığı bir mesajda “Nacizane önerimdir. Nurettin ve Besna’nın düğününü devlet yapsın. Cumhurbaşkanı, Başbakan,CHP ve MHP Genel Başkanları nikah şahidi olsun.” demesiyle şekillendi her şey. Hazırlıklar, billboardlardaki reklamlar, duyurular, toplantılar, güvenlik toplantıları, korumaların titiz çalışmaları neler neler yapıldı. Gaziantep teyakkuzda idi. Reis gelecek, sorun yaşanmaması gerekiyordu. Gaziantep’e başsağlığına gelecekti Cumhurbaşkanı. Her şey bu ziyaretin ruhuna uygun yapılmalıydı. Öyle de oldu. Başta Vali Ali Yerlikaya ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin olmak üzere, İlçe belediye başkanları Mehmet Tahmazoğlu, Rıdvan Fadıloğlu, il ve ilçe teşkilatları günlük toplantılar yaparak proğramın eksiksiz ve sorunsuz olması için büyük çaba gösterdiler. Gaziantep, 20 Ağustos’ta patlayan bombanın etkisinde, daha önce DAEŞ ve PKK operasyonları ile Türkiye’nin gündeminden düşmeyen bir şehir olarak herkesin dikkatlerini çevirdiği bir yer olmuştu. Saat 16.30’da başlaması gereken miting 18.15 başladı. Öncesinde düğünleri kana bulanan gelin ile damadı ziyaret etmiş, hayatını kaybedeler için okutulan mevlid proğramına katılmıştı Cumhurbaşkanı. Mevlitte kuran okuyarak ölenlerin yakınlarına ve Gaziantep’te başsağlığı diledi. Bu ziyaret, patlama sonrası acı üzerine siyasi rant elde etmek isteyen, “ölenler bizden” diyerek ayrım dili kullananlara kapak oldu. Devletin en üst temsil makamı Cumhurbaşkanı acıya ortak olmak başsağlığı dileyerek yakınlarını kaybedenlere karşı yanınızdayız mesajı vermek için geldiği Gaziantep’te ‘Birlik, beraberlik ve kardeşlik mitingi’ yaparak ayırmak ve bölmek isteyenlere karşı meydanın boş olmadığını gösterdi. Mitingin yapıldığı Demokrasi meydanı hınça hınç doluydu. Meydanlarda AK Partililer dışında, MHP’li genç ülkücüler, Suriyeli muhacirleri görmekte mümkündü. Gençlik Teşkilatı meydanları bayraklarla gelin gibi süslemiş, gül kokusu serinliğinde miting alanı ferahlatılıyor, sular dağıtılıyordu. Cumhurbaşkanı 18.15’te konuşmaya başladı. O sahneye çıkınca meydanın çoşkusu deniz dalgası gibi kendini gösterdi. Bağıran, çağıran, yırtınan, slogan atan, annesinin-babasının omuzuna çıkıp Cumhurbaşkanını görmek için çaba harcayan çocuklar gördüm. Kalabalık iyiydi. Cumhurbaşkanımızın idam konusunda mesajı yine netti. “Meclis getirsin ben onaylarım” diyordu. “Suriye’nin sınırımıza yakın bölgelerinde Ne YPG’ne nede DAEŞ’e izin vermeyeceğiz” diyordu. “Cerablus temizlendi. Şimdi halk geri topraklarına dönüyor, Türkiye’de yaşayan Cerabluslu misafirlerimiz dönmek isterse onlara destek verilecek” dedi. “FETÖ’nün olduğu gibi DAEŞ’in de Türkiye’deki yapılarına inlerine” gireceklerini kaydetti. 15 Temmuz gecesi Gaziantep’in duruşundan memnuniyetle bahsetti. Teşekkür etti. Vali Ali Yerlikaya’ya, Başkan Fatma Şahin’e, Mehmet Tahmazoğlu’na, Rıdvan Fadıloğlu’na, milletvekillerine, AK Parti teşkilatlarına Gaziantep halkına teşekkür etti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. “Aldığınız Gazi’lik ünvanını her seferinde ananızın ak sütü gibi helal ettiriyorsunuz” dedi. Ben, gazeteci olarak protokolde değil, halkın içinde dolaşıyordum. Meydanın arka taraflardaydım. Sürekli dolaşıyordum. Milletin nabzını tutmaya çalışıyordum. İlgisini ölçmeye odaklanmıştım. Ağlayan, duygulanan, kendinden geçercesine  can kulağıyla Cumhurbaşkanımızı dinleyen insanlar gördüm. Ben o meydanda bir “Gazi Cumhurbaşkanını birde Gazi olan Antepliler ile Gazi Suriyelileri” gördüm. Ben o meydanda bir Başkomutan birde büyük Türk milletini gördüm. Bu inanç, sadakat ve güven var oldukça Ne Tayyip Erdoğan’ın nede Türkiye’nin sırtının yere getirilemeyeceğini gördüm. Ben o meydanda Şahin bey’i, Şehit Kamil’i, Karayılan’ı, Özdemir bey’i, Kılç Ali öz cümle Kurtuluş savaşında yüreğini ortaya koyan ecdadımızı gördüm. Ben o meydandaki gençlikte, Atatürk’ün gençliğe hitabesinde işaret ettiği ruhu gördüm; “Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” Ben o meydanda dik duran bir komutan ve emriyle ölümü göze alacak inançta bir millet gördüm. Ben o meydanda milletin damarlarındaki asil kanı gördüm.              
YAZARIN DİĞER YAZILARI