İki gün sonra “Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlayacağız. Hamasi mesajlar ve günün anlamına binaen geçiştirilen kutlamalar olacak. Sayın Vali’m Ali Yerlikaya lütfen o gün siz bizim günümüzü kutlamayın! Zaten Siz; resmi kurum, oda ve derneklere gönderdiğiniz genelgeyle kutladınız. Dediniz ki; “Bundan sonra ilanları Basın İlan Kurumu’ndan (BİK) geçecek.” Pek tabi resmi kurum ve kuruluşlara böyle bir emir verme hakkınız var. Oda ve dernekler nezdinde böyle bir vazifeniz olduğunuzu hiç sanmıyorum. Ama oda ve dernekler, sizden gelen bu genelgeyi emir telakki etti. Hele işlerinde kraldan çok kralcı geçinen işgüzarlar olunca, balıklama daldılar. Bakın, sonra ne oldu? Resmi ilan hakkımız olmamasına rağmen tüm iyi niyet yaklaşımlarımızla BİK’e kayıt olduk.  Bilirsiniz, bizim gibi güç bela ayakta kalan yerel gazeteler, en ciddi reklam gelirini Ramazan, Kurban, 25 Aralık ve Yeni Yıl kutlamalarından sağlıyor. 25 Aralık ve Yeni Yıl için Büyükşehir Belediyesi, GTO, GTB ve OSB’den BİK üzerinden ilanlar geldi. İlanları girdik! Faturalarımızı kestik. Ödemeleri bilahare yapacağız dediler. Ve Yeni Yıl hediyesini bir güzel elimize tutuşturuverdiler(!) Önce hiç hakları olmadıkları halde bizlerden yüzde 15 komisyon kestiler.  Ne resmi ilan hakkımız var, ne de resmi ilan hakkı olan gazetecilere sağladığı faizsiz kredi imkanından faydalanıyoruz. Kesilen komisyon benim 10 günlük kağıt bedelim. Bu bedelimi benim cebimden alıp BİK’in kasasına siz koydunuz. Bu da yetmezmiş gibi bombanın büyüğünü sonraya bıraktılar. 2 Bin lira üzerinde faturalarda borcu yok kağıdı istendi... Aksi halde ödeme yapılmayacağı bildirildi.  Yani sıfıra sıfır elde var sıfır. Amortiden bile olduk. Sizin için hava hoş…  Ama madalyonun bir de öteki yüzü var. Benim gibi borcunu yapılandıran ve bunu bin bir güçlükle ödemeye çalışanlar vurulacak en ağır darbeydi. Çünkü yapılandırma dışı kalmış borçlarımız vardı… Mevcut yapılandırmayı bozmamak için çaba sarf edenler, sayenizde, belki bu ayki ödeme yapamayacak. BİK üzerinden bizi hizaya çekme gibi bir niyetiniz varsa… Genelgenizle böyle bir niyetinizin hasıl olduğunu gösteriyor. BİK ilaç olsaydı, resmi ilan alanlara ilaç olurdu… Benim gibi mesaiyi vermeden resmi ilan gazeteler var… Teşriki mesai vermeden her ay 10-12 bin lira cebe indiriyorlar. Kapı üzerinde herşey kuralına uydurulmuş… Fiiliyatta ise üç maymun oynanıyor. BİK, o gazetelere bile bile lades diyor. 10-12 bin lira geliri olmadan 8 yıl ayakta kalmanın ne demek olduğunu size uzun uzadıya anlatmayı çok isterdim. Şimdi kalkmış bizden borcu yok kağıdı istiyor. Peki hiç sorguladınız mı, çalışanın primleri günü gününe ödeniyor mu? Eskiden 2 ay primleri ödemeyen gazetenin ilanı kesilirdi… BİK hangi sebepten anlamış değilim, 2 ay zorunluluğunu kaldırdı. SSK Müdürü Mehmet Uzun size bir telefon mesafesi kadar yakın. Bir alo diyerek, hangi gazetelerini primleri ödemediği ve meblağın ne kadar olduğunu pekala öğrenebilirsiniz. Eminim duyduğunuz rakamlar bile sizi şok edecek. Gazetenin tüm imtiyaz haklarını satsalar bile prim borçlarını ödeyemeyecek halde olanlar var. Yazık değil mi çalışanlara? Hak arayacaksınız çalışan gazetecilerin hakkını arayın! Yani sizin anlayacağınız BİK’in durumu, devenin durumundan hiçbir farkı yok. Neresi doğru ona bakın! Ha, bizim 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlamak mı istiyorsunuz? Oda ve derneklere gönderdiğiniz genelgenin sehven olduğunu ifade ederek, durumu düzeltmek iki satır yazınıza bakıyor. Artık belediyelerden de gelecek ilanları da kesemizden gitmiş sayar, şansımıza küseriz. Bilin isterim… bugün itibarıyla işini doğru dürüst yapan gazeteler olarak BİK’le tüm ilişkilerimizi bağımızı kestik. 10 Ocak hediyesi sizden bekliyoruz. Aksi halde benden kesilen haksız komisyon dahil hakkım, size helal değildir.