?>

Acı zerdali çekirdeğinden UNESCO’ya

8 yıl önce

25 Aralık’ı yine büyük gururla kutladık!  Sözüm, lafın gelişi… Bu gururu, en üst makamdan sokaktaki simitçisine kadar hangisi iliklerine kadar hissetti? Günün anlamına binaenden öteye geçemeyen sözler Bu nedenle gazetede, hiçbir kutlama mesajına yer vermedim. Milli ve dini bayramlarda aynı tavrı sergiledim. Hissiyat meselesi 20 bin nüfuslu bir şehrin üçte birinin şehit olduğunu hangimiz tam manasıyla idrak edebildik. 6 Bin 317 şehidin… Bir o kadar gazi… O gün düşmana şu mesaj verilmişti: “Antep bize mezar olmadan düşmana Gülizar olamaz”  Şu sözler; zihnimize, sol yanımıza nasıl bir izdüşümü bıraktı. Bende bıraktı. Bugün 400 bin Suriyeliye Ensar olduğumuzu düşününce, vatanın kuru bir toprak parçasından ibaret olmadığını bana bir kez daha hatırlattı. Suriyelilere kızıyoruz… Neden kaçtınız? Neden vatanınızı savunmadınız? Antepli kaçmadı diye bunu söyleme hakkımızı kendimizde buluyoruz. 11 Ay dışarıdan hiçbir destek görmeden, aç ve susuz düşmana karşı kendi öz vatanını savunmak kaç şehre nasip olabilir. Suriyelilere bakın, dönün bir daha bakın ve bunu bir defa daha düşünün! Acı zerdali çekirdeğinin hikayesini böyle okumak gerek. AmavVatan haini Can Dündar gibi olmasın! O zibidi değil miydi, 11 ay muhasara altında olan Anteplinin hislerini anlamadan Antepli teslim oldu diyecek küstahlığı göstererek, Antep Savunması’nın belgesini çeken… Üstüne üsttük, bu zibidiye sırf Antepli teslim oldu demesi için çuvalla paralar ödendi. Hep düşünüp dururum acaba biz o ecdada layık mıyız? Her harfi yüzüme şamar gibi iniyor. Her harfin dayanılmaz ağırlığı sol yanıma çöküyor … Olsaydık eğer 90 yıl sonra İstiklal Madalyası verilen Gaziantep, bu gururu rutin bir kutlamayla geçiştirmezdi. Madalya beraatı töreni kapalı kapılar ardında değil meydanlarda onbinlerce Gazianteplinin katılımıyla yapılırdı. Bu, bende o günden kalan ve her 25 Aralık her 8 Şubatta sızlayan bir sızıdır… Düşünüyorum da o gün, şehriyemin Asım Güzelbey değil de Fatma Şahin olsaydı, böyle mi olurdu? Asla olmazdı. 15 Temmuzu düşününce afakanlar basıyor. FETÖ’ye belediyeyi peşkeş çeken şehriyemin başta olsaydı, o gün verilen mücadele asla aynı olmazdı.  Ne Tugayın önüne iş makinelere konurdu… Ne de on binler organize edilip meydanlara inilirdi. 25 Aralık Resepsiyonu’nda bir afiş çok dikkatimi çekti. “Acı zerdali çekirdeğinde UNESCO’ya afişi” öyle göz ucuyla bakıp geçilecek afiş değildi. Acı zerdali çekirdeğinde ne Can Dündar’ın ne de belediyeyi FETÖ’ya peşkeş çeken o günün şehriyeminin idrak edemediği Antep Savunması’nın özgül ağırlığı var. 25 Aralık ve bugün Gaziantep’in geldiği nokta, bundan daha güzel ifade edilemezdi. “Acı zerdali çekirdeğinde UNESCO’ya “ İşte ben bu Gazianteplilerin gözlerini öpmez, ayağının türabı olurum Çok sevdiğim bir söz; “Dünyada Türkiye, Türkiye’de Gaziantep” Bunu idrak edenlerin 25 Aralık’ı kutlu olsun.
YAZARIN DİĞER YAZILARI