?>

İyi ki Cumhur İttifakı var

7 yıl önce

Öyle böyle değil kafam çok karışık Yukarı tükürsem; Şamil Tayyar’ın aday gösterilmemesi var. Aday memnuniyetsizliği karşısında itirazım var. Aşağı tükürüyorum; Haklısın! Ama o zaman bu zaman değil. İsimler teferruat, Reis var. Devletin bekası var. Yine de nazlanıyorum… Sonra dış medyada bir makale okuyorum… Arap ülkeleri Erdoğan gitsin diye 12 milyar dolar harcama yapmış. Tek dişi kalmış Avrupa’nın havlamaları da cabası… Fırsatını bulsalar ısıracaklar. Ne Şam’ın şekeri ne Arap’ın yüzü ne de Batı’nın tek dişi… Terör örgütünün elebaşlarının efelenmeleri, 24 Haziran mesajları geliyor gözümün önüne… Alayınız gelin ulan demek geliyor gelmesine de söyleyemediğim sözcükler, boğazımda kördüğüme dönüşüyor. CHP’nin HDP ile flörtüne kızamıyorum bile… Bugünkü HDP’yi meclise taşıyan zihniyet, 90’lı yıllarda HEP’lileri meclisle baş göz eden aynı zihniyet deyip, geçiyorum… 7 Haziran’da bu iş bitti diyenlerin oyununu Devlet Bahçeli bozdu. Bedel ödeme pahasına 1 Kasım’da heveslerini kursağında bıraktı. HDP ile Ak Parti’nin önünü kesemeyenler, MHP’den “İyi”lik perisi(!) çıkardılar. Böylece bir taşla iki kuş birden vuracaklardı. Ne peri ama… Sözde milliyetçi… sözde ülkücü… Ama gel gör ki; İçi-dışı farklı, kaşı gözü ayrı oynayan bir iyilik perisi(!) Devlet Bahçeli’ye bu sütunlarda çok sitemlerim oldu… Tüm sözlerimi geri alıyorum… Önce partim değil, önce “Devlet” diyen adı gibi bir lider… 15 Temmuz’da o hain, o gaybana gecede; ilk dik duran lider de O oldu… Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı’na şartsız şurtsuz ilk desteği de veren de O idi… Afrin’e giden askerlerin elleri Bozkurt’a kalkarken, “Kızılelma” ya gidiyoruz deyişin arkasında bile o’nun güçlü desteği vardı. Kıbrıs’ta bize ambargo koyanlar, Mümbiç’te bizimle masaya oturmak zorunda kalanlar aynı ülkeler değil miydi? Ayşe’nin tatile çıkmasını o gün bize pahalıya ödetenler, bugün; Afrin’den Mümbiç’i dolaşmamıza gıkları çık(a)mıyor. Seve seve olmasa da sıka sıka bizimle masaya oturmak zorunda kalıyorlar. 70’li yıllardan 90’lı yılara geldiğimizde Kıbrıs ambargosu yine hortlatıldı. Batı yine dişini gösterdi. Güneydoğu’da il ve ilçeleri işgale kalkan bölücü teröristlere karşı Alman tankları ve silahlarını kullanamazsınız diye nota üstüne nota verdiler. Ya bugün… Kendi helikopteri, kendi tankı, kendi tüfeği, kendi topu, kendi uydusu, kendi İHA ve SİHA’sıyla Afrin’deyiz, Mümbiç’teyiz, Kandil’e çıkıyoruz, belki yarın Sincar’da olacağız. “Kandil’i” söndürmek için birilerinden icazet almak gibi durumla karşı karşıya kalmıyoruz. Yalnız şunu anlamış değilim… Kandil; Cerablus, El Bab ve Afrin’den daha mı önemsiz? Mehmetçik, girilmez ve gidemezsiniz denilen yere ay yıldızlı bayrağı dikmeye gidiyor, Afrin, kadar ses getirmiyor. Teröristlerin inlerini başlarına geçiriliyor… Medyada çıt yok… İşte bunu anlamış değilim… Yukarı tükürsem bıyık… Aşağı tükürsem sakal… İyi ki “Cumhur İttifakı” var da teferruatlara takılıp kalmıyoruz. Yoksa Akkurt mu deseydim?
YAZARIN DİĞER YAZILARI