Bunların derdi Nihat Hatipoğlu falan değil
Haberin var mı?
GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, aynı zamanda 4 fakültenin dekanlığını yapıyormuş.
Hadi ya!!!
Olur mu böyle şey(?)
O kadar da değildir…
Öyle öyle!!!
Haberin sadece başlığını okuyanlar, üç aşağı beş yukarı aynen bu tepkiyi verir.
32 yıllık gazetecilik refleksim ise…
Gaziantep’te gazetecilik yapacağım… iyi kötü, elim kalem tutacak ve ben, bu haberi atlayacağım, olurdu.
Haberi yapanların maksadı da bu değil mi?
Gazeteciliğin değişmez kuralı 5N+1K’nın “neden”ini sorgulamadan yapılan bir haber.
Çok iyi bir gazeteciysen eğer, ‘neden’i de sorgulasana…
Bunun için çok kafa patlatmaya da gerek yok.
Nihat Hatipoğlu’na bir alo demesi yetecek.
Ama yok… O da adı gibi biliyor…
“Hocam, NEDEN” dese, cevabını alınca, apışıp kalacak.
Müsaadenizle o “neden”i ben, diyeyim.
GİBTÜ, yeni kurulan bir üniversite. 8 fakültesi olan üniversitede Nihat Hatipoğlu dışında iki profesör daha var. Yeni profesörler atanana kadar 3 profesör, fakülte dekanlıklarına vekaleten atanır. GİBTÜ’de Hatipoğlu 4, diğer iki profesör ise 2’şer fakülteye vekaleten dekan olarak atanmış. Bu GİBTÜ’ya has bir durum değil. Birçok üniversitede ziyadesiyle böyle görevlendirmeler yapılıyor.
Hal böyle olunca, o zaman bu, bir haber değeri taşır mı?
Elbette taşımaz, direkt çöp kutusuna basket olur.
Şimdi anladınız mı?
Niyetler başka…
İnsan bu, kimisinde nur bunlardan kir akıyor.
Kim bunlar… kim bunlar…
Meymenetsiz tipler bunlar…
Bin yıllık 28 Şubat uykusuna yatanlar, bir yerleri açıkta rüyaya dalanlar…
Kısacası bunlar; 28 Şubat Çocukları…
İsimlerin hiçbir önemi yok.
Bu haberde de Nihat Hatipoğlu’nun özne olmasına aldanmayın.
Asıl özne; İslam ve bastırılmış İslam düşmanlığının dışavurumudur.
Şeytan, ayrıntıda gizlidir.
Ne Nihat Hatipoğlu’nun rektör, ne de 4 fakülteye dekan olması sorgulanmıyor.
Televizyon programlarında aldığı ücretlerin hesabını tutmak da değil.
Şeytanlıkları Hatipoğlu’nun üstlendiği misyonda yatıyor.
Peki, Nihat Hatipoğlu’na “neden” saldırılıyor?
Neden olacak?
Yaptığı televizyon programlarında sadece İslam’ı anlatıyor.
Peygamberimizin güzel ahlakını, yaşamını en yalın en sade şekilde gönüllere nakşediyor.
Ateizm ve deizmin pençesine düşen gençleri, 28 Şubat’ın ikna odaları felsefesiyle değil İslam ile tanıştırmaya çalışıyor.
Asıl karın ağrıları bu…
Nihat Hatipoğlu’nu itibarsızlaştırarak, İslam’a hizmet etmesinin önünü kesmek.
Meymenetsizler bunu yaparken peki biz, ne yapıyoruz?
Maalesef kılımızı bile kıpırdatmıyoruz.
FETÖ’cü polis müdürü için voltran oluşturan bu şehir, Nihat Hatipoğlu’nu verdiği mücadelede yalnız bırakıyor.
Üç maymunu oynuyor.
Nihat Hatipoğlu’nu bu meymenetsizlerin attığı oklar yaralamıyor, dostların sessizliği incitiyor.
Yazıklar olsun…
Haberin var mı?
GİBTÜ Rektörü Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, aynı zamanda 4 fakültenin dekanlığını yapıyormuş.
Hadi ya!!!
Olur mu böyle şey(?)
O kadar da değildir…
Öyle öyle!!!
Haberin sadece başlığını okuyanlar, üç aşağı beş yukarı aynen bu tepkiyi verir.
32 yıllık gazetecilik refleksim ise…
Gaziantep’te gazetecilik yapacağım… iyi kötü, elim kalem tutacak ve ben, bu haberi atlayacağım, olurdu.
Haberi yapanların maksadı da bu değil mi?
Gazeteciliğin değişmez kuralı 5N+1K’nın “neden”ini sorgulamadan yapılan bir haber.
Çok iyi bir gazeteciysen eğer, ‘neden’i de sorgulasana…
Bunun için çok kafa patlatmaya da gerek yok.
Nihat Hatipoğlu’na bir alo demesi yetecek.
Ama yok… O da adı gibi biliyor…
“Hocam, NEDEN” dese, cevabını alınca, apışıp kalacak.
Müsaadenizle o “neden”i ben, diyeyim.
GİBTÜ, yeni kurulan bir üniversite. 8 fakültesi olan üniversitede Nihat Hatipoğlu dışında iki profesör daha var. Yeni profesörler atanana kadar 3 profesör, fakülte dekanlıklarına vekaleten atanır. GİBTÜ’de Hatipoğlu 4, diğer iki profesör ise 2’şer fakülteye vekaleten dekan olarak atanmış. Bu GİBTÜ’ya has bir durum değil. Birçok üniversitede ziyadesiyle böyle görevlendirmeler yapılıyor.
Hal böyle olunca, o zaman bu, bir haber değeri taşır mı?
Elbette taşımaz, direkt çöp kutusuna basket olur.
Şimdi anladınız mı?
Niyetler başka…
İnsan bu, kimisinde nur bunlardan kir akıyor.
Kim bunlar… kim bunlar…
Meymenetsiz tipler bunlar…
Bin yıllık 28 Şubat uykusuna yatanlar, bir yerleri açıkta rüyaya dalanlar…
Kısacası bunlar; 28 Şubat Çocukları…
İsimlerin hiçbir önemi yok.
Bu haberde de Nihat Hatipoğlu’nun özne olmasına aldanmayın.
Asıl özne; İslam ve bastırılmış İslam düşmanlığının dışavurumudur.
Şeytan, ayrıntıda gizlidir.
Ne Nihat Hatipoğlu’nun rektör, ne de 4 fakülteye dekan olması sorgulanmıyor.
Televizyon programlarında aldığı ücretlerin hesabını tutmak da değil.
Şeytanlıkları Hatipoğlu’nun üstlendiği misyonda yatıyor.
Peki, Nihat Hatipoğlu’na “neden” saldırılıyor?
Neden olacak?
Yaptığı televizyon programlarında sadece İslam’ı anlatıyor.
Peygamberimizin güzel ahlakını, yaşamını en yalın en sade şekilde gönüllere nakşediyor.
Ateizm ve deizmin pençesine düşen gençleri, 28 Şubat’ın ikna odaları felsefesiyle değil İslam ile tanıştırmaya çalışıyor.
Asıl karın ağrıları bu…
Nihat Hatipoğlu’nu itibarsızlaştırarak, İslam’a hizmet etmesinin önünü kesmek.
Meymenetsizler bunu yaparken peki biz, ne yapıyoruz?
Maalesef kılımızı bile kıpırdatmıyoruz.
FETÖ’cü polis müdürü için voltran oluşturan bu şehir, Nihat Hatipoğlu’nu verdiği mücadelede yalnız bırakıyor.
Üç maymunu oynuyor.
Nihat Hatipoğlu’nu bu meymenetsizlerin attığı oklar yaralamıyor, dostların sessizliği incitiyor.
Yazıklar olsun…
