Geçen hafta, Gaziantep'te bölgeden önemli gazeteci misafirlerimiz vardı. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ve Güneydoğu Gazeteciler Federasyonu üyesi bölge gazetecilerini ağırladık. Gaziantep Valisi Davut Gül ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ziyaret edildi...
Uzun zamandır bölgesel kalkınmaya yönelik önemli adımlar atan Fatma Şahin, bölge gazetecilerini bir arada görünce, haklı olarak bölgesel kalkınma ile ilgili mesajlar verdi.
Başkan Şahin, "Bu ürün bizim, bu bize ait gibi küçük şeylerle vakit harcamayalım. Şehir milliyetçiliği artık bitti. Kalkınacaksak bölge ile birlikte hep birlikte kalkınacağız. Aşağı Fırat Havzaını birlikte kullanım, değerlendirelim. Yemin ediyorum, bu havzadaki kadar doğal güzellik dünyanın başka bir yerinde yok. Bunu hep birlikte fırsata dönüştürelim. Bu bağlamda biz bunların projesini yapalım, siz de tanıtımını yapıp, bize destek olun" talebinde bulundu.
Toplantıda söz alan bir kaç bölge gazetecisi de, buna destek oldu, kendi şehirleri ile ilgili görüşlerini ve bu işin kompedanlığını Gaziantep'in yapmasından duyduklarını memnuniyeti dile getirdi.
Hatta, "Keşke her ilin bir Fatma Şahin'i olsa" bile dediler...
Bu toplantıdan sadece bir gün sonra, Kahramanmaraş'ın, Fıstık Ezmesi ile ilgili tescil başvurusu yaptığını ve kabul edildiğini okuduk. Oysa, Fıstık Ezmesi'nin coğrafi işaret tescili 2017 yılında Gaziantep Ticaret Borsası tarafından yapılmış ve kabul edilmişti. Durum bu iken, aynı ürünün tescili Kahramanmaraş'a nasıl verilir, anlamış değilim. Elbet GTB hukuki anlamda konunun takipçisi olacaktır.
Şunu anlatmak istiyorum. Fatma Şahin, bölgesel kalkınmadan bahsederken, iller arası çekişme kime ne kazandırır? Tescilli bir ürünün benzeri için yeniden tescil başvurusu yapıp almanın ne faydası var?
Fatma Şahin'in, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla, bence bölge illerine, hatta ilçelerine yönelik "Bölgesel kalkınma" gezilerini daha fazla sıklaştırıp, bu konunun ehemmiyetini daha iyi anlatması gerektiğini düşünüyorum...
Pandemi sonrası yeni bir dünya bizleri beklerken, küçük fotoğrafa takılı kalmak yerine, büyük fotoğrafı görerek, pastadan çok daha büyük pay almamız gerektiğini bölgedeki herkesin kafasına yerleştirmeli.
Xxxxxxxxxx
İyi ki GTO var...
Gaziantep Ticaret Odası, kentin en büyük ve etkili STK'sı... Memlekette özellikle iş dünyasını, küçük esnafı ilgilendiren bir sorun olduğu anında Gaziantep Ticaret Odası anında ses veriyor.
Çok uzağa gitmeyelim. Pandemi döneminde kent için, üyeleri için, esnaf için yaptıklarını saymakla bitiremeyiz.
Nerede bir sorun varsa, anında çözüm önerileriyle yetkililere sunup, sorunun çözülmesi anlamında büyük rol üstleniyorlar. Bu bağlamda Başkan Tuncay Yıldırım, yönetim kurulu ve Meclis üyeleri her türlü övgüyü fazlasıyla hak ediyorlar...
Geçen hafta köşemde, Ticaret Odası'nın önemli bir Ankara turu olacağını yazmıştım. Ve bu program dönüşü özellikle yiyecek-içecek sektörünü ilgilendiren olumlu adımlar olabileceğine vurgu yapmıştım.
Gaziantep'teki yiyecek-içecek sektörü için bu hafta güzel haberler bekliyoruz inşallah...
GTO'nun 27 sayfalık "PERSPEKTİF" raporunu okudum. Tüm meslek gruplarının, tek tek bütün sorunları, çözüm önerileriyle birlikte yetkililere iletildi. Ortak sorun ve beklentiler, vergi uygulama konusundaki beklentiler, üyeleri Gaziantep özelinde zorlayan hususlar, ihracatta yaşanan sorunlar, sektörel problemler ve çözüm önerilerinin tamamı PERPSEKTİF raporunun içerisinde mevcut.
Öyle ki gıda fiyatlarındaki artış, çiftçilerin finansman problemleri gibi sorunlar dahi, çözüm önerileriyle birlikte iletilmiş. Yani, unutulan sektör, iletilmeyen sorun kalmamış.
Kısaca diyebiliriz ki, GTO Gaziantep'in MR'nı çekmiş, Check-Up sonuçlarını görmüş, teşhisi koymuş, Ankara'ya iletmiş. Tedavisi için top artık Ankara'da...
Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım ve yönetimini bir kez daha kocaman alkışlarla tebrik ediyorum. 3 yılda bir odayı nereden nereye taşıdıklarına gördük ve şahit olduk. Ellerine, kollarına, yüreklerine sağlık...
Uzun zamandır bölgesel kalkınmaya yönelik önemli adımlar atan Fatma Şahin, bölge gazetecilerini bir arada görünce, haklı olarak bölgesel kalkınma ile ilgili mesajlar verdi.
Başkan Şahin, "Bu ürün bizim, bu bize ait gibi küçük şeylerle vakit harcamayalım. Şehir milliyetçiliği artık bitti. Kalkınacaksak bölge ile birlikte hep birlikte kalkınacağız. Aşağı Fırat Havzaını birlikte kullanım, değerlendirelim. Yemin ediyorum, bu havzadaki kadar doğal güzellik dünyanın başka bir yerinde yok. Bunu hep birlikte fırsata dönüştürelim. Bu bağlamda biz bunların projesini yapalım, siz de tanıtımını yapıp, bize destek olun" talebinde bulundu.
Toplantıda söz alan bir kaç bölge gazetecisi de, buna destek oldu, kendi şehirleri ile ilgili görüşlerini ve bu işin kompedanlığını Gaziantep'in yapmasından duyduklarını memnuniyeti dile getirdi.
Hatta, "Keşke her ilin bir Fatma Şahin'i olsa" bile dediler...
Bu toplantıdan sadece bir gün sonra, Kahramanmaraş'ın, Fıstık Ezmesi ile ilgili tescil başvurusu yaptığını ve kabul edildiğini okuduk. Oysa, Fıstık Ezmesi'nin coğrafi işaret tescili 2017 yılında Gaziantep Ticaret Borsası tarafından yapılmış ve kabul edilmişti. Durum bu iken, aynı ürünün tescili Kahramanmaraş'a nasıl verilir, anlamış değilim. Elbet GTB hukuki anlamda konunun takipçisi olacaktır.
Şunu anlatmak istiyorum. Fatma Şahin, bölgesel kalkınmadan bahsederken, iller arası çekişme kime ne kazandırır? Tescilli bir ürünün benzeri için yeniden tescil başvurusu yapıp almanın ne faydası var?
Fatma Şahin'in, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla, bence bölge illerine, hatta ilçelerine yönelik "Bölgesel kalkınma" gezilerini daha fazla sıklaştırıp, bu konunun ehemmiyetini daha iyi anlatması gerektiğini düşünüyorum...
Pandemi sonrası yeni bir dünya bizleri beklerken, küçük fotoğrafa takılı kalmak yerine, büyük fotoğrafı görerek, pastadan çok daha büyük pay almamız gerektiğini bölgedeki herkesin kafasına yerleştirmeli.
Xxxxxxxxxx
İyi ki GTO var...
Gaziantep Ticaret Odası, kentin en büyük ve etkili STK'sı... Memlekette özellikle iş dünyasını, küçük esnafı ilgilendiren bir sorun olduğu anında Gaziantep Ticaret Odası anında ses veriyor.
Çok uzağa gitmeyelim. Pandemi döneminde kent için, üyeleri için, esnaf için yaptıklarını saymakla bitiremeyiz.
Nerede bir sorun varsa, anında çözüm önerileriyle yetkililere sunup, sorunun çözülmesi anlamında büyük rol üstleniyorlar. Bu bağlamda Başkan Tuncay Yıldırım, yönetim kurulu ve Meclis üyeleri her türlü övgüyü fazlasıyla hak ediyorlar...
Geçen hafta köşemde, Ticaret Odası'nın önemli bir Ankara turu olacağını yazmıştım. Ve bu program dönüşü özellikle yiyecek-içecek sektörünü ilgilendiren olumlu adımlar olabileceğine vurgu yapmıştım.
Gaziantep'teki yiyecek-içecek sektörü için bu hafta güzel haberler bekliyoruz inşallah...
GTO'nun 27 sayfalık "PERSPEKTİF" raporunu okudum. Tüm meslek gruplarının, tek tek bütün sorunları, çözüm önerileriyle birlikte yetkililere iletildi. Ortak sorun ve beklentiler, vergi uygulama konusundaki beklentiler, üyeleri Gaziantep özelinde zorlayan hususlar, ihracatta yaşanan sorunlar, sektörel problemler ve çözüm önerilerinin tamamı PERPSEKTİF raporunun içerisinde mevcut.
Öyle ki gıda fiyatlarındaki artış, çiftçilerin finansman problemleri gibi sorunlar dahi, çözüm önerileriyle birlikte iletilmiş. Yani, unutulan sektör, iletilmeyen sorun kalmamış.
Kısaca diyebiliriz ki, GTO Gaziantep'in MR'nı çekmiş, Check-Up sonuçlarını görmüş, teşhisi koymuş, Ankara'ya iletmiş. Tedavisi için top artık Ankara'da...
Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Tuncay Yıldırım ve yönetimini bir kez daha kocaman alkışlarla tebrik ediyorum. 3 yılda bir odayı nereden nereye taşıdıklarına gördük ve şahit olduk. Ellerine, kollarına, yüreklerine sağlık...
