USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Kılıçdaroğlu'nun Esed'le anlaşarak sığınmacıları geri gönderme planı ne anlama geliyor?

Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet, Yeni Şafak'taki köşesinde Esed rejimiyle anlaşarak sığınmacıların geri gönderileceğini vadeden CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin altında yatan insanlık dışı gerçek planı yazdı.

Kılıçdaroğlu'nun Esed'le anlaşarak sığınmacıları geri gönderme planı ne anlama geliyor?
23-04-2022 11:03
Google News

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Suriye'den gelen sığınmacılarla ilgili  "Kuzey Suriye'deki briket evlerin bitişiyle birlikte onların dönüşünü sağlayacağız, huzurlu bir ortam sağlayınca zaten kendileri gönüllü olarak oraya döneceklerdir" ifadeleri sonrası muhalefetin kışkırtıcı dili ve CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Esed rejimiyle anlaşarak sığınmacıların geri gönderme vaatleri yine alevlendi.

Yazar Acet Erdoğan'ın Suriyeli sığınmacıların geri dönüşünden söz ederken “gönüllü dönüşlerin" olması vurgusu yaptığını ifade ederek Kılıçdaoğlu'nun ilk bakışta kulağa hoş gelen vaadini değerlendirdi.

İşte Mehmet Acet'in "Katliamdan kaçan insanlara öfke duyulmaz, şefkat gösterilir." başlıklı yazısı;

Suriyeli sığınmacılar meselesi ufak bir olay olduğu anda ısıtılıp ısıtılıp gündem konusu yapılıyor.

Kendilerini Suriyeli sığınmacıları sınırın öbür yakasına ‘dökene kadar!’ kışkırtma yapmaya adamış adamlar dolaşıyor piyasada!

Bu dediğim bir olsa, zil takıp oynayacaklar, bayram edecekler.

Hollanda’daki, Fransa’daki, İsveç’teki ırkçılara, pervasızlığın dibine vuran faşistlere benziyorlar.

Evet tamı tamına onlara benziyorlar.

Sanki yüzbinlerce insanı katleden bir tiranın yanından yöresinden kaçıp gelen insanlara alicenaplık gösterip sahip çıkmış olmak, ayıplanması gereken bir hareket imiş gibi bir hava yaydılar memlekete.

Mesele ekonomi meselesi ise, ben iddia ediyorum;

Suriyeli sığınmacılar, yük olmaktan daha çok yük alıyorlar.

Büyük bölümü emek yoğun işlerde çalışıp üretime katkıda bulunuyorlar.

Bir kısmı ticaret yapıyor.

Benim bazı tanıdıklarım var, milyonlarca liralık ihracat yapıp, Türkiye’nin ekonomisine katkıda bulunuyorlar.

Ankara’da Siteler esnafına sorsanız, onlar gittiği takdirde kepenk indirmek zorunda kalacaklarını söyleyeceklerdir.

İdlib'de binlerce sivilinin yaşadığı 44 kamp kara teslim: Yakacak bir şeyimiz yokİdlib'de binlerce sivilinin yaşadığı 44 kamp kara teslim: Yakacak bir şeyimiz yok

SURİYELİ SIĞINMACILAR İÇİN GERİ DÖNÜŞ ŞARTLARI OLUŞTU MU?

Bunları geçelim, şu meşhur sorulardan bazıları üzerinde duralım.

“Suriye’de savaş bitti, bu gelenler artık ülkelerine dönsünler” diyenlere şöyle bir örnek vermek isterim:

Katliamdan kaçan insanlara öfke duyulmaz, şefkat gösterilir

İdlib’in kuzeyinde, Türkiye sınırının güneyinde 1,5 milyon Suriyelinin büyük bölümü bu kışı da bez çadırların içinde, çamur çaylak içinde geçirmek zorunda kaldılar.

Bunlar bizim topraklarımızda olan insanlar değil.

Suriye topraklarındalar, ama evlerine dönmüyorlar, dönemiyorlar.

Niye dönemiyorlar?

Madem savaş bitti, Suriye güvenli hale geldi.

Bu insanlar ne diye, bez çadırlarda bin bir zorluğa dayanmak zorunda kalıyorlar?

Gitsinler ya, savaşın bittiği yerlere!

Gidemiyorlar ama.

Niçin gidemiyorlar?

Birinci sebep can korkusu nedeniyle gidemiyorlar.

Giderlerse başlarına çok kötü şeyler gelecek diye korktukları için gidemiyorlar.

Zaten başlarına çok kötü şeyler geldiği için kaçıp geldiler oralara.

Tekrar edeyim:

Savaş bitti, Suriyeliler gitsin diyenler, İdlib kırsalında bez çadırlarda yaşamayı nimet bilen 1,5 milyon insan niçin evlerine dönemiyor sorusuna verebiliyorlarsa, makul bir cevap versinler, sonra demeye devam etsinler, “Suriye artık güvenli hale geldi, savaş bitti gitsinler” diye.

GERİ DÖNÜŞ ŞARTLARI BİR TEK TÜRKİYE’NİN GÜVENLİ HALE GETİRDİĞİ YERLERDE OLUŞMUŞ DURUMDA

Ülkemizdeki Suriyeliler bir tek Türkiye’nin askeri operasyon yaparak kurtardığı bölgelere dönüş yapıyorlar.

Geri dönüş şartları bir tek o bölgelerde oluştuğu için bu böyle.

Ki, 490 bin Suriyelinin bu bölgelere dönmüş olması, şartların oluşması halinde güvenli ve gönüllü bir şekilde başka yerlere de dönüşlerin mümkün olabileceğini gösteriyor.

Bir şey daha:

“Savaş bitti, Suriyeliler dönsün” diyenler, son dönemde Türkiye sınırına doğru gelen göçlerin büyük bölümünün Şam bölgesinden, yani Esed rejiminin kontrolü altında olan yerlerden olduğunu biliyorlar mı acaba?

Esed yanlıları, savaş korkusundan değil aç kalma korkusundan geliyorlar.

Çünkü rejimin kontrolü altında olan yerlerde gerçek anlamda bir açlık sorunu peydah olmuş durumda ve o bölgedeki insanlar, can güvenliğinden emin oldukları halde evlerini terk edip göç etmek zorunda kalıyorlar.

KILIÇDAROĞLU’NUN VAADİ ZORLA GÖNDERME ANLAMINA GELİYOR

Geçen ay, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, iyiliksever insanların kulaklarında çınlamaya devam eden bir açıklaması olmuştu.

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Uluslararası İyilik Ödülleri” programında şöyle demişti:

“Ana muhalefetin başındaki ve yanındakiler ‘Biz seçimi kazandığımızda mültecileri ülkelerine göndereceğiz’ diyorlar. Biz göndermeyeceğiz. Biz ev sahipliğine devam edeceğiz.”

Erdoğan’ın hafta içi yaptığı açıklamaları, kendisinin bu yaklaşımından vazgeçtiği şeklinde yorumlayanlar oldu.

Halbuki Erdoğan, Suriyeli sığınmacıların geri dönüşünden söz ederken “gönüllü dönüşlerin” altını çizerek o açıklamaları yaptı.

Mesela, o sözlerinden şu alıntıyı yapalım:

“Kuzey Suriye’deki briket evlerin bitmesiyle birlikte oraya dönüşü sağlayacağız ve kendileri de oraya gönüllü olarak dönecektir.”

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde ilk iş, Esed rejimiyle anlaşarak sığınmacıların geri gönderileceğini vadediyor.

İlk bakışta kulağa hoş gelen bir vaat.

Ama iki dakika üzerinde düşününce öyle olmadığı hemen anlaşılabiliyor.

Zorla geri gönderme niyetinin, güzellikle dile getirilmesinden ibaret bir vaat bu!

Ne yani!

CHP yönetiminin, Kılıçdaroğlu’nun hem Esed, hem de onun katliamlarından kaçıp gelen milyonlarca sığınmacıyla ilgili gerçek görüşlerini bilmiyor muyuz?

ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?