USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Baba ve oğul Nakıboğlu’ndan çarpıcı ifadeler!

Gaziantep’te yargılanmaları merakla beklenen Cahit Nakıboğlu ve Taner Nakıboğlu 16 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıktılar. Duruşmaya, bağa-oğul Nakıboğlu’nun ifadeleri damga vurdu.

Baba ve oğul Nakıboğlu’ndan çarpıcı ifadeler!
07-11-2017 21:03
Google News
Gaziantep’te yargılanmaları merakla beklenen Cahit Nakıboğlu ve Taner Nakıboğlu 16 ay sonra ilk kez hakim karşısına çıktılar. Duruşmaya, bağa-oğul Nakıboğlu’nun ifadeleri damga vurdu. Ağlayarak ifade veren Cahit Nakıboğlu, “Aldatılmışım. Pişmanım. Allah FETÖ’nün belasını versin. Bizim için söylenenler ise Antep Karası” derken, Taner Nakıboğlu ise, “Benim hakkında ifade veren işadamlarıyla yüzleşmek istiyorum” ifadesini kullandı. Taner Nakıboğlu, ailesinin maddi olarak çok zor durumda olduğunu da belirterek, “Paramız yok, hiç gelirimiz de yok. Eşim fakirlik belgesi çıkardı, onunla geçiniyor” dedi.

 

FETÖ’nün Gaziantep’teki en önemli finans yargılanmasına başladı. Ağırlığını Nakıboğlu ailesinin fertlerinin oluşturduğu davanın ilk duruşması dün gerçekleştirildi.

 

25 SANIKLI DAVA

 

15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından gözaltına alınan Cahit Nakıboğlu ve Taner Nakıboğlu, 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez duruşmaya çıktı. 25 sanıklı davada, zanlılar FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yöneticisi ve üyesi olmakla suçlanıyor. İlk duruşmaya, firari durumda olan Osman, Hilmi ve Bahattin Nakıboğlu’nun dışında tüm sanıklar katıldı. Sadece Cahit ve Taner Nakıboğlu’nun tutuklu yargılandığı dava, Bölge Adliye Mahkemesi’nde FETÖ davaları için inşa edilen mahkeme salonunda gerçekleştirildi.

 

CAHİT NAKIBOĞLU SAKALLI, TANER NAKIBOĞLU BIYIKLI

 

Saat 10.00’da başlayan duruşmada, 16 aydır tutuklu bulunan Cahit Nakıboğlu ve Taner Nakıboğlu, 10:15’te salona alındı. Her iki sanık duruşmaya girerken, kendilerini bekleyen yakılarına el salladılar. Jandarma’nın yardımıyla yürüyen Cahit Nakıboğlu’nun saçlarının tamamen beyazladığı ve sakal bıraktığı gözlendi. Eski halini koruyan Taner Nakıboğlu ise bıyık bırakmış görüntüsü ile dikkat çekti. Her iki Nakıboğlu’da sık sık arkalarına bakarak aileleri ile selamlaştı.

 

ÇOĞUNUN GELİRİ YOK

 

Zanlıların kimlik kontrolü ile başlayan duruşmada, tüm sanıklara tek tek ne iş yaptıkları ve aylık gelirleri soruldu. Cahit Nakıboğlu, Taner Nakıboğlu ve Emre Nakıboğlu herhangi bir gelirleri olmadığını beyan ettiler. Ferhan Nakıboğlu ise 1400 TL emekli aylığı ile geçindiğini belirtti. Sanıkların bir çoğu işsiz olduklarını ve herhangi bir gelirlerinin bulunmadığını açıkladı. Duruşmaya İstanbul’dan katılan Hasan Hüseyin Nakıboğlu ise aylık gelirini 25 bin TL olarak açıkladı.

 

NAKSAN İLE BAĞIM YOKTUR

 

Duruşmada ilk ifadeyi İstanbul’da bulunan Hasan Hüseyin Nakıboğlu verdi. Nakıboğlu, Naksan ile herhangi bir bağının olmadığını belirtti. Nakıboğlu, “Ben 1996 yılında İstanbul’a taşındım. Taşınırken, Naksan ile tüm bağımı kopardım. Naksan ile Nakıboğlu soyismin dışında hiç bir bağım yok. Daha önce 4 Ağustos 2016 tarihinde Naksan ile ilgili olarak ifadem alındı, 17 Ağustos 2016’da ise hakkımda takipsizlik verildi. Üzerimdeki tedbirlerin tamamı kaldırıldı. Ancak, daha sonra aynı dosyaya yeniden eklendiğimi öğrendim. Bir yanlışlık olmalı. Benim Naksan ile hiç bir bağım yok. Nakıboğlu soyadında olan herkesi dosyaya eklemişler. Ben FETÖ üyesi değilim. 25 Vâkıfın kuruculuğu, üyeliği ve yöneticiliğini yaptım. Bu vakıfların hiçbiri FETÖ ile bağlantılı değil, hepsi de hala faal. Yanımda çalışan personeller, Gaziantep’teki ofislerimden birisini 2010 yılında Kimse Yok mu Derneği’ne kiraya vermişler. Benim haberim yok. 17/25 Aralık sonrasında da burayı boşalttırdım. Onlardan kira bedelini resmi yollardan alıp, devlete vergisini ödedim. Bank Asya ile hiç çalışmadım. Kimse Yok mu Derneği kirayı Bank Asya üzerinden ödediği için giriş çıkışlar oldu. Bu da şirketimizin toplam gelirinin çok düşük bedelidir. Bu bankaya, herhangi bir talimatın ardından ne para yatırmışlığım var, ne de destek olmuşluğum. İddianamede adı geçenlerin yüzde 2’sini tanıyorum. Benim bu örgüt ile hiç bir bağım yok, ilgim yok. Yurt dışı çıkış yasağım bulunuyor, kaldırılmasını ve beraatımı talep ediyorum” dedi.

 

ETKİN PİŞMANLIKTAN FAYDALANMAK İSTEDİM AMA…

 

Cahit Nakıboğlu ise ifadesinde çok önemli ifadeler kullandı. Oğlu Taner Nakıboğlu ve jandarmaların yardımıyla hazırladığı yazılı savunmasını okuyan Nakıboğlu, “31.08.2016 tarihinde etkin pişmanlıktan faydalanmak için Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundum, ifade verdim. 48 sayfalık ifademi tekrar ediyorum. Herhangi bir suç kastıyla hareket etmedim. Silahlı terör örgütü kurmadım, yöneticilik yapmadım, üyesi olmadım. Ancak, aksi kanaate varılmış bir dava kapsamındaki olaylarla ilgili olarak tüm bildiklerimi anlatıyorum. Bu anlattıklarımın etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilmesini istiyorum” dedi.

 

HÜRSİAD’A HABERSİZ ÜYE YAPILDIM

 

Nakıboğlu, ifadesinde şunları söyledi: Cahit Nakıboğlu olarak hiç bir zaman FETÖ yöneticisi ve üyesi olmadım. Bu örgütle ilgili hiç bir vakıf ve derneğe üyelim bulunmamaktır. HÜRSİAD kaydım, benim bilgim dışımda oluşturulmuş. Bank Asya’ya FETÖ başının talimatının ardından para yatırmadım. Hesabın dahi yoktur. Bylock veya benzeri şifreli haberleşme programı kullanmadım. Tutuklanana kadar Digitürk abonesiydim, aboneliğimi iptal ettirmedim.

 

51 ŞİRKETİN ÇOĞUNU BİLMİYORUM

 

İddianamede Naksan Holding bünyesinde 51 şirket olduğu yazıyor. Ben bu şirketlerden 26’sı ile bağlantılıyım. Diğer 20’si ile benim ve ortaklarımın hiç bir bağımız yoktur. Bunlar arasında oğlum Taner tarafından kurulmuş, Naksan Holding’den bağımsız faaliyet gösteren bazı şirketler var. Kalan 5 şirkette Akkoza adlı, kardeşim Osman Nakıboğlu ve çocuklarının kurduğu şirkettir. Menhel isimli şirket diğer kardeşim Hilmi Nakıboğlu’nun aile şirketidir, Naksan ile bağlantısı yoktur. Nett isimli şirket ise benim ve çocuklarım adına kurulmuş aile şirketidir. İddianamede şirketlerin vasıflandırılması yanlış yapılmış. Bizimle ilgisi olmayan şirketler, ilgili gibi gösterilmiş. Naksan Holding ve bağlı şirketlerde, resmi muhasebe kayıtları vardır. Şirketlerimiz üzerinden FETÖ’ye hiç bir şekilde maddi destek yapmadık. Daha önce MASAK ve mali inceleme raporları ile şirketlerimizden doğrudan ve dolaylı olarak örgüte hiç bir şekilde para aktarılmadığı sabittir. 1960’lı yıllardan itibaren kendi özvarlıklarımız ile büyüdük. 2000’lı yıllarda Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasına girdik. 2004 yılına kadar hiç bir yerden borç, kredi almadan büyüdük. Aile olarak, Gaziantep’in varlıklı zengin ailelerinden birisiyiz.

 

HÜSEYİN ÇELİK’İN REFERANSIYLA…

 

2006 yılında ailemizden miras kalan imarda okul alanı olarak arsayı, Güney Eğitim Kurumlarına okul yapılması için verdim. Bu arsayı verirken, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in olumlu referansı üzerine verdim. Bakanın referansı arsayı vermemde etkili olmuştur. Arsayı verdim ama, hiç bir şekilde okulun yapımında destek olmadım. Hatta, okula adımın verilmesinden bile haberim yoktur. Okul yapıldıktan sonra, dönemin Milli Eğitim Bakanı, Gaziantep Milletvekilleri ve belediye başkanlarının katılımıyla açılışını yaptık.

 

BEN ALDATILMIŞIM

 

Biz, bunları yanlış tanışımız. Yurt içinde ve yurt dışında ülkemizin geleceği olan gençlerin yetişmesi, ülkesi ve milleti için faydalı işler yapan cemaat olarak bilmişiz. Gerçek yüzlerini bilmiyordum, aldatılmışım. Pişmanım. Ben, bu örgüte üye olmamakla birlikte, çevremdeki herkesi bunları uzaklaştırmaya çalıştım.

 

KOCATÜRK’Ü YANIMDAN KOVDUM

 

2012 Mart ayında gerçek yüzlerini görmeye başladım. Bu tarihte örgüt mensuplarının şirketime girişlerini yasakladım. Örgütün yöneticisi Mehmet Kocatürk ile Murat Elmas’ı yanımdan kovdum. Halen Ak Parti’de etkili konumda bulunan 2 kişi buna şahittir. Bunların tanık olarak dinlenmesini istiyorum.

 

UMRE ORGANİZASYONLARINI BEN YAPMADIM

 

Umre organizasyonlarına gelecek olursak. Bu yöndeki suçlamalar tamamen asılsızdır. Bu organizasyonları ben yapmadım. Bunu yapan İstanbul merkezli Eman Turizm’dir. Firma sahibi Bilal Özkan ve Ümit Yaşar Toprak Gaziantep’e gelerek organizasyonları yapmışlardır. Eman Turizm, Diyanet’in görevlendirdiği hocalar vasıtasıyla bu seyahati gerçekleştirmiştir. Bu firmanın da tanık olarak dinlenmesini istiyorum.

 

TÜM MESAİMİ OSB’YE VERDİM

 

1999 yılında By-pass olduktan sonra ağır sağlık problemim nedeniyle şirkete fazla mesai vermedim. İşlere aktif olarak katılamadım. 2003’te Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı oldum. Bu tarihten sonra mesaimin tamamını buraya verdim. 2013 yılında Organize Sanayi Bölgesi Üst Kurul Başkanlığına getirildim. Bu görevler nedeniyle şirketlerimle hiç ilgilenemedim. Bu nedenle gerçekleşen faaliyetlerin tamamı da benim bilgim dışımda yapılmıştır.

 

AİLEMİ ÖRGÜTTEN UZAKLAŞTIRDIM

 

Ben 2012 yılında bunların gerçek yüzünü gördükten sonra, 17-25 Aralık yaşanınca, çevremdeki herkesi bu örgütten uzaklaştırmaya çalıştım. Bunlara açık tavır aldım.  Aile bireylerime baskı yaparak, örgütten uzaklaştırmaya çalıştım. Oğullarım Taner ve Emre Nakıboğlu’nu üniversitenin mütevelli heyetinden istifa ettirdim. Zirve Üniversitesi mütevellisinde yer alan Galip Hasırcı, Adil Erturhan ve Mehmet Yaşar’ı yanıma çağırıp, üniversiteyi devlete devretmeleri gerektiğini, devletin görevlendirdiği kişilerin üniversiteyi yönetmeleri uyarısında bulundum. İstifa etmelerini, bu yapı millete ve devlete zararlı dedim. Biz düşünüp değerlendirelim dediler.

 

20 MİLYON TL’NİN SIRRI

 

Naksan Holding bünyesindeki şirketlerle ilgili 2011 ve 2015 yıllarında çıkarılan vergi affından faydalandık, matrah artırımı yaptık. Yine bu dönemde şirketlerimiz her yıl aylarca denetimlerden geçti. Herhangi bir usulsüzlük tespit edilmedi. 2016 yılında vergi affı çıkarıldı. Ben cezaevinden TMSF’ye noter aracılığıyla  ihtarname göndererek, şirketlerimin vergi affından faydalanmasını istedim. Şirketlerimde herhangi bir vergi kaçakçılığı ve usulsüzlüğü yapılmadı. 2003 ve 2011 yılları arasında ben ve kardeşlerimin 20 milyon TL civarında kamulaştırma bedeli aldık. Bu parayı şirkete sermaye yaptık. İddianamede gayrı meşru satışlardan elde edilen gelir olarak gözüken para ile kamulaştırmadan gelen para örtüşmektedir.  Şirketlerimin içini boşalttığım iddiaları tamamen asılsızdır. Tam tersine ne zaman ekonomik sıkıntı olsa, kendi şahsi arsalarımızı satıp şirkete sermaye yaptık. Kredi alabilmek için 150’den fazla taşınmazı ipotek ettirdik. 2016 yılının ilk yarısında hangi mülklerimiz, ne karşılığında ne kadar paraya ipotek edilmiş, araştırılmasını talep ediyoruz.

 

GÜNDE 46 İLAÇ ALIYORUM

 

Sağlık durumum çok kötü. Sağlık raporunda bunlar mevcut. Sağlık kurulu raporu ve Adli Tıp Raporu ortada. Beyne giden şah damarım yüzde 70 ile 90 arasında tıkalı, her an felç tehlikesi geçirebilirim. 1999’da ilk açık kalp ameliyatı oldum.  2007’de kalbime stent takıldı. Şu anda o damarlar yeniden tıkandı. Safra kesemde taş, prostat, yüksek tansiyon, şeker, alzheimer, parkinson, KOAH, damar tıkanıklığı hastalıklarım var. Vücudum yüzde 80 iş göremez durumda. Günde 46 çeşit ilaç kullanıyorum.

 

GELSİNLER YÜZLEŞELİM

 

Benim hakkımda ifade veren gizli ve açık tanıklar ile mahkemeye çağrılarak yüzleşmek istiyorum. Bize karşı husumetleri olanların iftirası ile karşı karşıyayım. İtirafçılık adı altında bize herkes iftiracılık yapıyor. 13 yıl OSB başkanlığı yaptım. Benim hakkında konuşanların bir çoğunun ya elektriğini suyunu kesmişizdir, ya da kaçak binasını yıkmışızdır.  Şimdi de kendilerince bizden intikam alıyorlar. Bunlarla yüzleşmek istiyorum, gelsinler benim yüzüme söylesinler.

 

ANTEP KARASI ATIYORLAR

 

Vatanıma ve milletine bağlı bir bireyim. 72 yaşına kadar hep ülkemi sevdim. En son 26 Mart 2016’da Külliye’de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile 2 saat baş başa görüştüm. Daha sonra 14 Mayıs 2016’da Cumhurbaşkanımızın kızı Sümeyye Erdoğan’ın nikahına davet edildim, eşimle katıldım. Silahlı terör örgütü yöneticisi olsaydım, Tayyip Erdoğan benimle görüşür müydü? Terör örgütünün gerçek niyetini Türk milleti darbe gecesinde gördü. Bizim gibi inançlı insanları kullanarak vatanı bölmeye yönelik girişimde bulunan FETÖ’cülerin Allah belasını versin.  Hatamdan dolayı pişmanım. Sizden tahliyemi, gerekirse ev hapsi vermenizi istiyorum. Bize itham edilen suçlar Antep Karasıdır. İddia edilen suçların bir tekinin de doğru olduğu ortaya çıkarsa idama bile razıyım…

 

EMRE NAKIBOĞLU İTİRAF ETTİ Mİ?

 

Taner Nakıboğlu ise ifadesinde şunları söyledi: Suçlamaları kabul etmiyorum. Terör örgütü yöneticiliği iddiası beni çok şaşırttı. Kardeşim Emre Nakıboğlu’nun ifadesinde bizim FETÖ elebaşı ile görüştüğümüz yönünde iddianamede bilgi var. Kardeşimin böyle bir beyanı bulunmamakta. Sanki onun ifadesiymiş gibi çarpıtılmış. Bizler hiç bir zaman FETÖ elebaşının talimatları doğrultusunda işlem yapmadık. Şirketi kendi hür irademizle yönettik. İddianamede FETÖ için para topladığımız, örgüte para aktardığımız yazıyor. Örgütle hiç bir şekilde organik bağımız yoktur. Örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde yer almıyoruz.

 

İNTİKAM İÇİN YAPIYORLAR

 

İddianame, tamamen kanı, düşünce, duyum, tahmin ve kanaat olarak ifade ettikleri ama hiç bir somut delile dayanmayan ve ispat edilemeyen ithamlara dayanarak hazırlanmış. Bazı tanıklar, avukatlarının TCK 221’e göre soruşturma başlamadan gidip ifade vererek kendilerine kurtarmaya yönelik girişimde bulunup bizi günah keçisi ilan eden kişiler. Bazıları, kendilerini kurtarmak için bizim hakkında yalan söyleyenler. Bazıları da bir şekilde işten çıkardığımız kişilerin bizden intikam almak için yaptıkları ifadeler.  Ben bu kişilerle yüzleşmek istiyorum.  Kolluk ve savcılıkta verdiğim ifadelerin ayrı ayrı değerlendirilmesini istiyorum. İddianamede benim lehime olan delillerin hiç birisi yoktur. Mesela 15 Temmuz darbe gecesinde benim nerede olduğum, işçilerimi nereye yönlendirdiğim ile ilgili.

 

İŞTEN ÇIKARDIK DİYE İNTİKAM ALIYOR

 

Özgür Avcı benim hakkımda ifade vermiş. Sunguroğlu Lisesi’nde sohbetlere katıldığımı söylemiş. Bu kişiyi tanımıyorum, Sunguroğlu Koleji’nde de sohbetlere katılmadım. Kim Özgür Avcı. Zirve Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde işten çıkardığımız bir kişi. Bize beslediği kinle kendince bizden intikam almaya çalışmış.

 

HAKKIMDA İFADE VEREN İŞADAMLARI…

 

Kenan Aydıngüler ve Necmeddin Memiş kendilerini kurtarmak için benim hakkımda ifade vermişler. Hasan Gürkan Bayram benimle umreye gittiğini söylemiş. Geneyik-Kızılhisar bölgesindeki arazileri nasıl aldığımı anlatmış. Tamamen duyumlar üzerinden bana iftira atmışlar. Bunları kabul etmiyorum. Ben bu kişilerle yüzleşmek istiyorum. Ezo Gelin Emlak’la ilgili gelişmeler daha vahim. O dava kapatıldı ama, iddianamede hala var.

 

KİM NEREYE PARA AKTARIYOR BİLEMEM…

 

Respect adlı ABD’deki Gülenist yapıya para aktardığımız söyleniyor. Bizim şirkette 10 bin kişi çalışıyor. Hangi personelin nereye para gönderdiğini tespit etmem mümkün değil. İl mütevelli heyetinde olduğumu asla kabul etmiyorum. Etkin pişmanlıktan faydalanıp serbest bırakılan İsrafil Çalışkan, ifadesinde Benim ve babamın İl Mütevellide olmadığını açıkça beyan ediyor. Bu tanığın dinlenmesini istiyorum.

 

KOCATÜRK İLE GÖRÜŞÜYOR MU?

 

FETÖ/PDY yöneticisi Mehmet Kocatürk ile 15 günde bir toplantı yaptığım asılsızdır. Bu iddiayı ortaya atan tanıkla yüzleşmek istiyorum. İpek Vakfı’na da Zirve Üniversitesi’ni de kurarken mütevellide yer alan isimleri hepsini tek tek açıklıyorum. İçlerinde siyasetçiler, bakanlar, işadamları var. 6 Nisan 2016’da Zirve Üniversitesi Mütevelli heyetinden istifa ettim.

 

HER ŞEYİN NEDENİ PARALEL YAPI ŞİRKETİ…

 

Benim bu başıma gelenler, 2007 yılında kurduğum şirketimin adının Paralel Yapı olmasındandır. Ben Bilkent Vakfı modelini örnek alarak Zirve Üniversitesi’ni kurdum. O zamana kadar edindiğim şahsıma ait arazileri satarak üniversitenin binaları yaptırdım. SİMPAŞ gibi Türkiye’nin her yerinde konut yapan firmayı Gaziantep’e getirdim. Yeni bir yaşam alanı kazandırdım. Gaziantep bizim başarımızı anlayamadı, kıskananlar bizim üzerimize oynadı.

 

EŞİM FAKİRLİK BELGESİ ALDI

 

20 Temmuz’da ben, 22 Temmuz’da da babam gözaltına alındı. Hemen ardından şirketimize kayyum atandı. İddianamede benim kayyum atanacağından haberim olup şirketin içini boşalttığım, para kaçırdığım yazıyor. Şu anda ailem annemin emekli maaşı ile geçiniyor. Eşim devlete başvurup fakirlik belgesi aldı. Buna çok üzüldüm. Ailem ve ben antidepresan hap kullanıyoruz. Delilleri karartma imkanım yoktur. Tahliyemi talep ediyorum…”

Kaynak: Pusula
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN...
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?