USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

VAZGEÇMİYORUZ

19-09-2021

VAZGEÇMİYORUZ

Gazişehir’imiz, geçen hafta aldığı galibiyet ile beraber takım halinde oynamaya empoze olmaya başlamıştı. Sistem yavaş yavaş otururken iyi oyunla beraber puan almak önemli. Sivasspor deplasmanları her zaman zor olmuştur. Son topa kadar vazgeçmediğimiz, özellikle ikinci yarıda daha baskın olup sahayı dar ettiğimiz bu maçın analizine başlayalım…

 

Maç başlangıcından itibaren, geçen hafta siz değerli okurlarımla paylaşmış olduğum 4-3-1-2 formasyonu devam ediyor. Taktiksel anlamda sürekliliği sağladığımız için mutluyum. Maçın ilk çeyreğinde her iki takımında ikinci bölgeleri çabuk geçtiği, set hücumu yerine hızlı kanatların değerlendirildiği bir zaman dilimi oldu.

Sivasspor, savunma hattımıza iyi çalışıp rakibi ne şekilde karşıladığımızı görmüş. Rakip, hücumdayken çizgi halinde topu takip ediyoruz. Ani baskılarla da topa müdahaleler ile hızlı çıkıyoruz. Merkez bölgede zaman zaman maç içerisindeki düşüşlerimiz, hücum konusunda bize sıkıntı çıkarıyor.

Toplu halde rakip sahaya gidemediğimizi düşünüyorum. Sivasspor oyunu kontrol ederek soğuttu ve pas yaparak birinci bölgemizi öne çıkardı. Savunma kurgumuzda beklerimiz, build up’tan yani, oyunu kurarken ileri çıktığı için, defans hattında da büyük parselasyon problemi oluyor.

Yediğimiz gol, maalesef, bloklar arası boşluktan yenilen bir gol. Birinci bölgede alan savunması yerine adam adama savunmaya geçilmeli. Kemik kıran bir takım istiyorum… Golden sonra ciddi anlamda hem tempo olarak, hem de mental olarak oyundan düştük.

Bu durum normal olsa da, oynanan oyun aynen devam etmek zorunda. Örneğini, bu hafta oynanan Malatyaspor – Karagümrük maçı ile verebiliriz. Takım, ancak bu şekilde bir sisteme adapte olacak. Öyle ki, neredeyse hiç uzun top hatası yapmayan Djilobodji, Pedro Henrique’nin boş pozisyon bulmasına sebep oldu.

 Adam akıllı pozisyonu olmayan takıma karşı devreye iki farklı yenik girecektik, aman hocam dikkat… Her şeye rağmen, takımın bir şekilde ayakta kalması ve içeriye yenik girse dahi oyunu alma  ‘’ihtimalini’’ cepte tutmak önemlidir.

Oyunsal anlamda büyük değişimler var, bunun temelini ise Erol Hoca 37’de Jefferson – Sagal değişikliği ile attı. Nasıl mı, gelin hep beraber bir bakalım…

 

Sagal’ın oyuna girişi, takımı aynı anda hem 4-3-1-2’ye hem de 3-5-2’ye döndürdü. Ciddi anlamda taktiksel iş gerektiriyor bu durum. Sagal hem sol iç oynayarak zone 14’e yani, ‘’serbest on numara’’ dediğimiz mevkiye kaydı, hem kanat forvet oynadı, hem de oyunu yönlendirdi. Bir taşla iki değil, üç kuş. Bu sayede oyunu kademe kademe ele aldık. İlk olarak üçüncü bölgeyi kapatarak bloklar halinde baskılar yaparak pozisyona girdik, sonrasında ise 66’da gelen Merkel – Doğan hamlesi ile oyunu çift yönlü kontrol ettik.

Doğan Erdoğan box to box yani çift yönlü oynayabiliyor. Kritik çizgi ise, Djilobodji…. Hoca, bu tip oyunculara bayılır. Hava topu iyi, hamleleri sakin, skorer ve hızlı. Rakiplere ‘’öngörülemezlik’’ yüklemek için biçilmiş kaftan.

Oyun belki sizlere iki ve üçüncü bölgelerde oynanmış gibi gösterse de, ilk yarıda yapamadığımızı yapıp, geriden oyun kurduk ve müthiş derecede boş koridor bulduk. Bu tarz durumlarda ise takımlar dikine oynar. Biz de tam olarak öyle yaptık ve sazı elimize aldık. Yaklaşık yarım saat istediğimiz oyunu oynadık. Hoca ve takım her hafta üstüne koyuyor. Futbolun değişmez mottosu ‘’Yenemiyorsan, yenilmeyeceksin’’ “ Şu kadronun tek eksiği kreatif oyuncu. İnanın, her şey çok daha güzel olacak. Sizce, haftaya ne yapacağız.

 

BÜLENT KAAN KÖSE

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR