En az korona kadar ciddiye alınması gereken ve tüm dünyanın ortak hareket etmesi gereken mülteci sorununda işler her gün biraz daha çığırından çıkıyor. Kabil hava limanındaki son görüntüleri izlerken dehşete kapılmamak mümkün değil. Modern dünya, hayatını kurtarmak isteyen insanların uçak kanatlarından, iniş takımlarından yere çakılmasını izliyor. Hava limanında binlerce insan nereye gittiğini bilmedikleri uçaklara binmek için birbirini eziyor. Amerika, sudan bahanelerle ülkeleri işgal edip arkasında enkaz, kan, gözyaşı ve çaresizlik bırakarak çekip gitmeye devam ediyor. Geride bıraktığı işbirlikçilerinin son durumu ibret-i alem olacak cinsten.
Öte yandan, mülteci sorunu nedeniyle en çok sıkıntıyı Anadolu coğrafyası çekiyor. Anadolu'nun demografik yapısı her gün biraz daha tehdit altında. Türkiye'nin başta ekonomi ve güvenlik olmak üzere bu yükü kaldırması mümkün değil. Batı bu sorunu kendi sınırlarından uzak tutmak için devamlı olarak Anadolu'yu göçmen kampı olarak kullanmak istiyor. Devlet büyüklerimizin halkın büyük bir kısmının sesine kulak vermesi ve bu gidişe dur demesi gerekmektedir.
Bir akraba topluluğu düşünün. Bunların bir kısmı refah içerisinde yaşıyor, bir kısmı refah içerisinde yaşamasa da kendini idare ediyor, bir başka kısmı ise kendine bakmaktan aciz duruma gelmiş. Bu akraba topluluğu içerisinde kendine bakmaktan aciz olanların gözü devamlı olarak refah seviyesi yüksek olanlarda olur. Onlar iyi yaşıyor biz neden refah içerisinde yaşamıyoruz? düşüncesi zamanla durumu iyi olanlara öfke duyulması ile sonuçlanır. Beklentiler refah içerisinde olanların diğerlerine de aynı olanağı sunmasıdır.
Şuan, bir kısım ülkeler kendi başlarının çaresine bakarken, bir kısmı refah içerisinde yaşıyor, diğer kısım ise yardıma muhtaç durumda. Amerika, Almanya, Rusya, İngiltere vs. gibi ülkelerin dünyanın geri kalanına bakması bekleniyor. Oysa bu ülkelerin böyle bir misyonu yok, herkes kendi sınırları içerisine yoğunlaşıp kendi çıkarlarını düşünüyor. Geri kalanların kendileri için sorun haline gelmemesi için yine kendi menfaatleri doğrultusunda gelirlerinin bir kısmını dış dünya ile paylaşabiliyorlar.
Mülteci sorununun çözümü insanların bulundukları ülkelerde güvenli ve huzurlu bir şekilde yaşamasıdır. Aksi halde bu göç dalgası durmaksızın devam edecektir. Afganistan'da yıllardır istikrar yok, bir süre daha olması mümkün görünmüyor. Diğer ülkelerde de durum iç açıcı değil. Birleşmiş Milletlerin bu ülkelerde istikrar sağlanması için daha fazla sorumluk alması ve dünyanın kovboyu gibi istediği ülkeye girip istediğini alan Amerika'nın artık durdurulması gerekiyor.
Kalın sağlıcakla..
A. Haşim Özyurt
Öte yandan, mülteci sorunu nedeniyle en çok sıkıntıyı Anadolu coğrafyası çekiyor. Anadolu'nun demografik yapısı her gün biraz daha tehdit altında. Türkiye'nin başta ekonomi ve güvenlik olmak üzere bu yükü kaldırması mümkün değil. Batı bu sorunu kendi sınırlarından uzak tutmak için devamlı olarak Anadolu'yu göçmen kampı olarak kullanmak istiyor. Devlet büyüklerimizin halkın büyük bir kısmının sesine kulak vermesi ve bu gidişe dur demesi gerekmektedir.
Bir akraba topluluğu düşünün. Bunların bir kısmı refah içerisinde yaşıyor, bir kısmı refah içerisinde yaşamasa da kendini idare ediyor, bir başka kısmı ise kendine bakmaktan aciz duruma gelmiş. Bu akraba topluluğu içerisinde kendine bakmaktan aciz olanların gözü devamlı olarak refah seviyesi yüksek olanlarda olur. Onlar iyi yaşıyor biz neden refah içerisinde yaşamıyoruz? düşüncesi zamanla durumu iyi olanlara öfke duyulması ile sonuçlanır. Beklentiler refah içerisinde olanların diğerlerine de aynı olanağı sunmasıdır.
Şuan, bir kısım ülkeler kendi başlarının çaresine bakarken, bir kısmı refah içerisinde yaşıyor, diğer kısım ise yardıma muhtaç durumda. Amerika, Almanya, Rusya, İngiltere vs. gibi ülkelerin dünyanın geri kalanına bakması bekleniyor. Oysa bu ülkelerin böyle bir misyonu yok, herkes kendi sınırları içerisine yoğunlaşıp kendi çıkarlarını düşünüyor. Geri kalanların kendileri için sorun haline gelmemesi için yine kendi menfaatleri doğrultusunda gelirlerinin bir kısmını dış dünya ile paylaşabiliyorlar.
Mülteci sorununun çözümü insanların bulundukları ülkelerde güvenli ve huzurlu bir şekilde yaşamasıdır. Aksi halde bu göç dalgası durmaksızın devam edecektir. Afganistan'da yıllardır istikrar yok, bir süre daha olması mümkün görünmüyor. Diğer ülkelerde de durum iç açıcı değil. Birleşmiş Milletlerin bu ülkelerde istikrar sağlanması için daha fazla sorumluk alması ve dünyanın kovboyu gibi istediği ülkeye girip istediğini alan Amerika'nın artık durdurulması gerekiyor.
Kalın sağlıcakla..
A. Haşim Özyurt
