USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Uzer: Türkler kadar, devletine bağlı Kürtler de bizim için değerlidir

Ak Parti Gaziantep Milletvekili Ahmet Uzer, milletvekili rozetini Cemal Kadooğlu’nun takmasına gelen tepkilere sert yanıt verdi. Uzer, “Irkçı değilim. Türkçülüğe de, Kürtçülüğe de karşıyım. Kimse öküz altında buzağı aramasın, ben doğrusunu yaptım. Bu memlekette Türk kadar, devletine bağlı Kürt’te bizim için değerlidir” dedi.

Uzer: Türkler kadar, devletine bağlı Kürtler de bizim için değerlidir
23-11-2015 13:24
Google News
7 Haziran’da listeye alınmadıktan sonra konuşmayan, 1 Kasım’da ise listenin 3. sırasına getirilerek, bir anlamda ağabeylik görevi verilen Ahmet Uzer, siyaset dünyasında son 7 ayda yaşananları anlattı. 7 Haziran’da listeye girememesini ve 1 Kasım seçimini değerlendiren Uzer, çok önemli açıklamalar yaptı. Özellikle TBMM’de kayıt yaptırırken rozet olayı ile bir kez daha gündeme gelen Kürt işadamları ile yakınlığından, Suriye meselesine kadar açık yüreklilikle konuşan Uzer, “Gaziantep’te beraber yaşama kültürünü hepimizi bilmesi gerek” dedi.


DURUŞUMU HİÇ BOZMADIM



Uzer, 7 Haziran’da listeye alınmamasına rağmen, duruşunu asla bozmadığını dile getirdi. “Bana yer verilirse parti var, yer verilmezse parti yok” düşüncesinde olan insanlar olduğunu söyleyen Uzer, “2007’de de, 7 Haziran’da da listeye alınmadığımda asla küsmedim. Duruşumu hep korudum. Bu duruşu maalesef herkes gösteremiyor. TBMM’ye şerefimle gidiyorum, Allah ömür verirse, 2019’da da şerefimle döneceğim. Kimse bizden gayrı meşru iş beklemesin. Bugüne kadar rantın içinde olmadık, bundan sonra olmayacağız” dedi.


TÜRKÇÜLÜĞE DE, KÜRTÇÜLÜĞE DE KARŞIYIM



TBMM’de milletvekili rozetinin Cemal Kadooğlu tarafından takılmasından rahatsızlık duyanlar olduğunu belirten Uzer, “Ben Gaziantep’in yerlisiyim. Anne tarafımda da, baba tarafımda da Kürtlük yok. Bazılarının, beni Kürtlerin bir adamı, Kürtlere yatmış bir Gaziantepli gibi görmeleri çok rahatsız ediyor. Vatanını seven ve devletine bağlı olan her Kürt benim için değerlidir. Bizim için ölçü Türk veya Kürt olması değil, insanın fıtrattan gelen düzgün değerleri ve bu memleket için ne yaptığıdır” diye konuştu.


ROZET TAKILIRKEN TÜRK’TE VARDI, KÜRT’TE…



Uzer,TBMM rozetinin Kürt işadamı tarafından takılmasından kimsenin rahatsız olmamasına isteyerek, “Gaziantepli işadamları neyse, doğulu işadamları da odur. Irkçılık bizim defterimizde yok. Türkçülük ve Kürtçülük asla yok. Irkçılık bizim kırmızı çizgimizdir. Milliyete dayanan ırkçılığı reddediyoruz. Türk ve Kürt memleket değerlerini savunuyorsa, başımızın tacıdır. Irkçılık yapan bir Türk memlekete zarar veriyorsa, ırkçı Kürt’te memlekete zarar veriyor” dedi.


7 HAZİRAN’DA GİRİLMEYEN YERLERE GİRDİK



1 Kasım seçimlerinde Kürt işadamlarının Ak Parti için kapı kapı gezip oy istediklerini vurgulayan Uzer, “7 Haziran’da kimsenin giremediği mahallelere girdik, oralara pamuk gibi dokuduk. Bundan kimse gocunmasın. Ben de anket yaptırdım. Yüzde 54.5 çıktık. Ama, ben sahada 8-2-1-1’i gördüğümden anketlere inanmadım. Bu oran bize piyangodan çıkmadı. Doğru çalıştık ve Türkiye ortalamasındaki oy artışına 6.5 puan daha ekledik” dedi.


TRAFİK VE KONUT EN ÖNEMLİ SORUN



Kendisinin yaptırdığı ankette en önemli sorunun trafik ve konut çıktığını dile getiren Uzer, “Trafiği doğuran sebepleri ortadan kaldırmak gerek. Bunun için önce şehri dışarı doğru genişletmek lazım. Bu manada 50 bin konut yrojesi çok önemli. Trafik ve konut ikiz kardeş. Konut sorununu çözerken, trafik sorunu da göndereceğiz” şeklinde konuştu.


ÜMİT ÖZDAĞ SÜRÇİ LİSAN ETMİŞTİR



Gaziantep’te söz sahibi kişilerin özellikle güvenlik konusunda sözlerine daha fazla dikkat etmesi gerektiğini söyleyen Uzer, “Bu bağlamda Ümit Özdağ’ın Peşaver benzetmesi doğru olmadı. Eminim sürçi lisan etmiştir. Yoksa, böyle bir benzetmenin Gaziantep’e neler kaybettireceğini en iyi Ümit Bey bilir” dedi.


BİLAL ERDOĞAN’DAN BÜYÜKBAŞ KURBAN KAZANDIM



Uzer, seçimden önce Bilal Erdoğan ile girdiği dikkat çekici bir konuşmayı da anlattı. Uzer, “Bilal Erdoğan, durum nasıl dedi. İnşallah 8 dedim. 8 çıkarırsanız Gaziantep’e Aralık’ta gelir, büyükbaş kurban keserim, Suriyeliler’e dağıtırız dedi. Ben de, sen bir tane kesersen ben de karşılığında bir tane daha keserim dedim. Seçim sonucunda böylece Suriyeliler’e dağıtılmak için bir büyükbaş kurban da kazandık” diye konuştu.


8 yıl aranın ardından yeniden meclise döndünüz. Nasıl bir duygu?



Artık daha tecrübeleştik, daha olgunlaştık. Gaziantep’e geldiğimde her zaman halkın içinde olacağım, halktan kopmayacağım. Halktan kopanların siyasi geçmişlerinin çok kısa olduğunu hatırlıyorum. Bu şehre borcumuz bitmedi, bitmeyecekte. Hizmete devam edeceğiz. Halkımızıdan kopmayacağız. Geçen vekillik dönemimden, il başkalığımdan bizi bilen bilir. Kimse, hiç bir zaman gayrı meşru bir iş beklemesin. Makul meşru ve mantıklı olan her işe destek veririz. Onun dışında hiç bir zaman rant içinde olmadık, olmayacağız. TBMM’ye şerefimizle gittik, şerefimizle 2019’da da dönmeyi kendimize şiar edendik. Bu çok önemli. Çok büyük sevinç içinde değilim. Bu makamlar için çok sevinmek doğru deği. Ahiretteki makamların güzel olması bizim için daha önemli. Bu makam manevi boyutu yüksek bir makam. Görev süremizi düzgün bir şekilde, vatanımızın milletimizin lehine olan olaylara destek vererek tamamlamayı, garip gurebanın yanında olmayı istiyoruz.


7 Haziran’da listeye alınmadınız. O an neler hissettiniz?



Kimin ne hesabı varsa, Allah’ın hesabı bütün hesapların üzerindedir. Biz hiç bir zaman siyasette hesap üzerine hareket etmedik. Bütün bu olaylar gelişirken de, bizim bir duruşumuz vardı. Bu duruş Ahmet Uzer duruşuydu. 2007’de listeye giremememdeki duruşumuz neyse, 7 Haziran’da da aynı duruşumuz oldu. Biz varsak parti var, biz yoksak parti yok zihniyetini asla benimsemedik. Bizim meselemiz dava meselesi. Bu davanın önde gelen şahsiyetlerinden birisi olmayı Allah bize nasip etti. Bir dönem daha milletvekili olmak ya da olmamak çok önemli değildi. Önemli olan bir duruşumuz olmasıydı. Bizimle ilgili yapılan değerlendirmelerde o duruşun çok dikkat çektiğini gördüm. O duruşu maalesef siyasette herkes gösteremiyor. Biz durduğumuz için sıradışı gibi geldi. Siyaset yapan herkes aynı duruşu sergilemeli. Görev varsa partinin dava adamıyım, görev yoksa, parti yok olsun, dava yok olsun anlayışını asla kabul edemem.


Doğulu işadamlarına yakınlığınız var. Bu konuda sizi öven de var, eleştiren de. Neler diyeceksiniz?



Siyasetin yazılı olmayan kuralları var. Siyasetle ilgilenen, siyasetten anladığını zannedenler, bu duruşumuzu çok farklı yerlere çektiler. Ben Gaziantep’in yerlisiyim. Anne tarafımda da, baba tarafımda da Kürtlük yok. Biz siyaset yapıyoruz. Bu memlekette yaşayan tüm insanlara kucak açmamız lazım. Bu memlekette yaşayan ve doğum yeri Gaziantep olmasa da, kendini Gaziantepli hisseden herkese özellikle bölücülük yapmayan devletin yanında duranları kucaklamamız lazım. Bu gerçek hala anlaşılamadı.  Bunu anlayamayan insanların da beni tenkit etmesine kırılıyorum. Beni Kürtlerin bir adamı, Kürtlere yatmış bir Gaziantepli gibi görmeleri çok rahatsız ediyor. Biz beraber yaşıyoruz. Bizim için ölçü Türk veya Kürt olması değil, insanın fıtrattan gelen düzgün değerleri ve bu memleket için ne yaptığıdır.


Kürt işadamları ise 1 Kasım’da beraber çalıştınız…



Bugün bizim yanımızda bulunan Kürt kökenli arkadaşlarımız, kapı kapı gezip Ak Parti’ye oy istediler. Siz kalkıpta bununla bir fotoğraf çektirmemden, onure etmemden, toplayıp yemek vermemden neden rahatsızlık duyuyorsunuz? Benim milletvekili rozetim takılırken, Türk’te Kürt’te vardı. Kürt işadamlarının öne çıkarılması birilerinin art niyeti.


TBMM rozetini Cemal Kadooğlu’nun takmasına bir kesimden eleştiri geldi. Bu konuda ne diyeceksiniz?



Evet, bunun rahatsızlık yaşattığı söylendi. Kimse rahatsız olmasın. Bizim için, Gaziantepli işadamları neyse, doğulu işadamları da odur.  Bizim partimize destek veriyorsa, şükran borçluyuz. Doğulu işadamlarını ayrı bir yere koy, Gaziantepli işadamlarını ayrı bir yere koy, biz bu anlayışa karşıyız. Beraber yaşamaya alışacağız. Bunu yapamazsak, HDP denen ayrılıkçı parti hızlı şekilde güçlenir. İnsanlar bunu görsünler. Bu siyasetimiz ve tavrımızla 7 Haziran sonrası oluşan kaosu çözdük. Türkçülük yapana da Kürtçülük yapana da dersini verdik. Birer vekili oradan aldık,  Ak Partiye kazandırdık.


MHP ve HDP oylarında azalmanın nedeni bu mu?



Toplum, radikal uç partilere sandıkta gereken cevabı verdi. Irkçılık bizim defterimizde yok. Türkçülük ve Kürtçülük asla yok. Irkçılık bizim kırmızı çizgimizdir. Milliyete dayanan ırkçılığı reddediyoruz. Türk ve Kürt memleket değerlerini savunuyorsa, başımızın tacıdır. Irkçılık yapan bir Türk memlekete zarar veriyorsa, ırkçı Kürt’te memlekete zarar veriyor. Devletini seven Kürtler, Ak Partiyi sahiplendilerse, bu memleket için ellerini taşın altına koydularsa, istikrar için çalıştılarsa, kimseye bu memlekette söz düşmez. Kimse öküz altında buzağı aramasın, ben doğrusunu yaptım. Bizimle beraber hareket eden hiç kimsenin milliyetine bakmayız. Biz duruşa ve yaklaşıma bakarız. Kürt işadamları, 1 Kasım seçiminde maddi ve manevi her türlü yardımı yaptılar. Üzerlerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiler.  7 Haziran’da kimsenin giremediği mahallelere girdik, pamuk gibi attık. Girdik çıktık, insanlara derdimizi meselemizi davamızı anlattık. Bundan kimse gocunmasın.


Merkez oyları bu nedenle mi Ak Parti’de buluştu?



Irkçılığın bu memlekette hiç bir fayda getirmeyeceği ortaya çıktı. Radikal uçlara kayan merkez oyları akılda birleşti. Uç partileri tehlikeli buluyorum. Daha ılımlı bir potada buluşulup, bunun da Ak Partide olması ülke adına olumlu gelişme. Aksi bir sonuçta 2.800’lerde olan Dolar, belki de 3.800 idi. Bu, Türkiye’nin tüm dengelerini alt üst ederdi. Çalışan insanların işini tehdit ederdi. Ne değişti, Türkiye istikrar istedi. Siyasi ve ekonomik istikrar istedi. Denizde başı boş sandalın dalgalandığı gibi Türkiye maalesef ekonomik ve siyasi olarak sallandı. İnsanlar geminin sağlam bir limana çekilmesini istedi, ona göre oy kullanıp Ak Parti limanına yanaştı.


Seçimden 15 gün önce sizinle yaptığımız röportajda, “Yüzde 60’ı buluruz” demiştiniz. Öyle oldu. Bu sonucu nasıl gördünüz?



Ben 15.seçimimi geçirdim. 15 tane seçim yaşamak insana sınırsız deneyim getiriyor. Özellikle de esnaf gezilerine çıktığımızdaki davranışları kendi halimizi gösterir. Son 15-20 günde Maaşkuyu Caddesi’nde ilk esnaf gezisinin ardından, size ‘bu havayı 2011’in havasına benzetiyorum, bu görüntü yüzde 60’lık bir görüntü’ dedim. İnanmak başarmanın yarısıdır. İnanarak sahaya çıktık. Halkın da bizim gibi düşündüğünü gördük.


Ama, hiç bir anket firması bile bu kadar oy beklemiyordu?



Ben de anket yaptırdım. Son yaptırdığım anket Cumhurbaşkanı’nın Gaziantep’e geldiği gün çıktı. Oyumuz ankete göre yüzde 54.5 çıktı. Bu anket dosyalarını vekil arkadaşlarımızla değerlendirme yaparken, tereddüde düştüm. paylaşıp paylaşmamakta kararsız kaldım, moral bozabilir dedim. Çünkü, sahada gördüğüm ve anket birbirini tutmuyordu. Sahada 8 ile 8.5 ara sında görüntü vardı.  CHP 2, MHP ve HDP 1 idi. Bir hafta daha seçim gecikse, MHP’nin çıkan bir vekili de eriyecekti. Son anda tutundular çünkü yokuş aşağı gidiyorlardı. Anketi arkadaşlara dağıtırken, moraliniz bozulmasın dedim. Ben 60’ı görüyorum, bu ankete inanmıyorum dedim. Bu anketten daha fazla oy alacağız, 8-2-1-1 çıkacak dedim. Seçimlerden sonra CHP milletvekili Akif Ekici beyanat vermiş. Ak Parti bile böyle bir neticeyi beklemiyordu diye. Külliyen yalan. Onlar beklemiyor olabilir ama biz bekliyorduk.. Beyanatlarımız var. Bu bize piyangodan çıkmadı. Bence olması gereken oldu. Türkiye’de 8.5 puan artırırken Gaziantep’te 14.5 puan daha artırıp üzerine 6.5 konulması önemli bir başarı oldu. Gaziantep’e yakışan bir netice oldu.


Gaziantep’in size göre öncelikli sorunu nedir?



Ankette vatandaşa en büyük sorunu da sordum. Açık ara 1.trafik, . Suriyeliler, 3.aşağı bir yüzdeyle işsizlik çıktı. Bir gerçek var. Trafiği doğudan sebepleri ortadan kaldırmak gerek. Şehri dışarı doğru esnetip genişletmek lazım. Kuzey kent çok önemli bir proje. Biz Gaziantep’in dışında 50 bin konut yapacağız. Şehri dışarıya doğru sündüreceğiz. O bölgelerde oturan insanlar şehir merkezine zaruri ihtiyaçları olmadıkça gelmeyecekler. Kentsel dönüşümlerle yolları rahatlatacağız. Trafik ve konut sorunu ikiz. Konut sorununu çözerken, trafiğe de neşter vuracağız.


Suriye meselesi konusunda nasıl bir çözüm olmalı?



Suriye meselesi uzadı. Umut ederiz ki, yeni dönemde de bir çözüme kavuşsun. Bu insanlar doğdukları memleketlerine gitsenler. Umudumuzu koruyoruz. Bu işin olumsuzlukları AB ve ABD’nin kapısına terör olarak dayandığı zaman Türkiye’nin sesine kulak vermeye başladılar. Duymuyorlardı. Suriye meselesi artık daha ciddi şekilde halledilmesi gerektiğini anladılar. Barışçıl şekilde demokrasiye dönerler. Hür ve adeletli bir seçim yapılır. Esed’in korku dolu rejiminin son bulması lazım. İnsanlar oraya gidince kendini güvendi hissetmeli.


Gaziantep son dönemde ciddi terör olayları ile anılıyor. Bu tehlike nasıl aşılabilir?



Gaziantepin terör ile anılması üzücü. Komşuda bir yangın varsa, önce onun ısısından dumanından, sonra da alevinden etkileniyorsunuz. Türkiye büyük güçlü bir ülke. Bunun da üstesinden gelecektir. Önemli olan yangının sönmesi. O yangın sönerse, en kısa zamanda Gaziantep ve Türkiye sağlıklı yapıya girer.


Peki, Gaziantep gerçekten Peşaver’e dönüyor mu?



Bu benzetmeyi Ümit Özdağ yaptı. Paşever benzetmesini Ümit Özdağ’ın kötü niyetle söylediğini düşünmüyorum, sürçi lisan olarak düşünüyorum. Ümit Özdağ’da bir milletvekili ve buranın ekmeğini yiyor. Böyle bir benzetmenin Gaziantep’e neler kaybettireceğini en iyi Ümit bey bilmeli. Bu tür konularda konuşurken çok dikkatlice kelimeleri kurmamız lazım. Gaziantep hiç bir zaman Peşaver’e benzetilemez. Allah’ın izniyle olmadı, olmayacak. Ümit beyin de rahatsız olduğunu üzüntü duyduğuna inanıyorum.


Bundan sonra öncelikle hangi icraat yapılmalı?



Seçim 1 Kasım’da bitti. Hepimiz vaatleri söyledik. Bu saatten sonra sözün bittiği yerdeyiz. İcraat zamanı. Şehre ve ülkeye hizmet etme amacında olan insanların söylem birliği çok önemli. Bu kentin dinamiklerinin, STK’ların ve kanaat önderlerinin fikirleri bizim için çok önemli. Muhalefet milletvekilleri ile beraber hepimizin ana hedefi Gaziantep ve ülkemize hizmet etmek olmalı. Parti ayrımı gözetmeksizin birlik beraberlik içerisinde şehrin tüm ihtiyaçlarını istişare ile belirleyip sıkı işbirliği ile ekip ruhu ile üstesinden gelmeliyiz.


Seçim sürecince, unutamadığınız bir diyaloğ oldu mu?



Bilal Erdoğan ile yaşadım. Cumhurbaşkanımız Gaziantep’e geldiğinde, Bilal Erdoğan ile ayaküstü sohbet ettik. Durum nasıl dedi. İnşallah 8 dedim. 8 çıkarırsanız çok büyük başarı olur dedi. 8 çıkarsa Gaziantep’e Aralık’ta gelirim, büyükbaş kurban keserim, Suriyeliler’e dağıtırız dedi. Ben de, sen bir tane kesersen ben de karşılığında bir tane daha keserim dedim. Seçim sonucunda böylece Suriyeliler’e dağıtılmak için bir büyükbaş kurban da kazandık. 


Son olarak, aynı zamanda sanayicisiniz. İş dünyasında hava nasıl?



Ekonominin güçlenmesi ile Gaziantep’in sanayisinin tekrar iyiye doğru gideceğini düşünüyorum. Bir ay evvelki umutsuzluk yerini gülen yüzlere ve umuda bıraktı. Sanayici tedirgindi. Herkeste endişide vardı. 2 Kasım günü Ak Parti’deki kadar sevinç, Organize’de, iş dünyasında da yaşandı. Finans çevreleri de rahatladı. Hükümet kurulursa, hızlı şekilde her şey eskisi gibi normale döner. Gelecekle ilgili çok umutluyum. Moralimiz yüksek. İhracat pazarlarında sıkıntı var ama onlarda da sorun düzelir. Düzelme olmazsa, daha farklı pazarlara yönelerek sanayimizi çalışır vaziyette tutacağız.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN...
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?