USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Özdağ eleştirdi, hükümet geri adım attı

MHP Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL kapsamında çıkarılan 669 sayılı kanun hükmünde kararname (KHK) ile Genelkurmay Başkanlığını Başbakanlığa, Jandarmayı İçişlerine, Kuvvet Komutanlıklarını Savunma Bakanlığına ve ve GATA’yı da Sağlık Bakanlığına bağlanmasının Türk Silahlı Kuvvetlerinin dört parçaya bölündüğü yönündeki eleştrileri üzerine, hükümet geri adım attı.

Özdağ eleştirdi, hükümet geri adım attı
13-08-2016 13:14
Google News
Ümit Özdağ, 3 Ağustos’ta TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, AK Parti hükümeti tarafından 669 sayılı KHK ile uygulamaya konulan askeri reform kararlarının, TSK sisteminin darbe ürettiği varsayımına dayandığını, bu varsayıma dayanan AK Parti hükümeti olaylardan ders almak yerine 15 Temmuz travmasını TSK’nın kurumsal yapısını parçalamak için fırsat olarak kullandığını belirtti.

Prof. Dr. Ümit Özdağ, 669 sayılı KHK ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin dört parçaya bölündüğünü ve kurumsal yapısının ağır bir darbe aldığını dile getirerek, "  669 sayılı KHK ile Genelkurmay Başkanlığı önce cumhurbaşkanına bağlanmak istemiş fakat anayasa değişikliği gerekli olduğu için Genelkurmay Başkanlığı Başbakanlığa bağlı olarak kalırken, kara, deniz ve hava kuvvetleri Savunma Bakanlığına bağlanmıştır. Böylece ordu ikiye bölünmüştür. Ordunun başı ile kolları birbirinden koparılmıştır" diyerek, endişelerini 4 bölümde dile getirdi.

KHK’nin 33 maddesinde “Genelkurmay Başkanlığı teşkilatı kendi kuruluş ve kadrolarında gösterilir. Barışta Kuvvet Komutanlıkları bu teşkilat dışında yer alır ve teşkilatları, Milli Savunma Bakanlığı kadro ve kuruluşları gösterilir. Genelkurmay Başkanı Silahlı Kuvvetlerin komutanıdır” demektedir. Sorun Genelkurmay Başkanına bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı dışında hiçbir birlik yoktur. Genelkurmay Başkanı birliksiz komutan olmuştur. Bu düzenleme ile barış döneminde Genelkurmay Başkanının Kuvvet Komutanlarına emir verip veremeyeceği belirsiz hale gelmiştir. 

KHK’nın 34. maddesi daha da vahimdir. Bu madde de “Genelkurmay Başkanı Silahlı Kuvvetlerin savaşa hazırlanmasında; personel, istihbarat, harekât, teşkilat, eğitim, öğretim ve lojistik hizmetlerine ait ilke ve öncelikler ile programları tespit ve koordine eder” denmektedir. Personel, Lojistik ve eğitim hizmetlerinin Milli Savunma Bakanlığı tarafından yürütüleceği ifade edilmiştir. Ancak istihbarat ve harekâtın kimin tarafından yürütüleceği belli değildir. 

KHK’nın 36. maddesinde “Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Milli Savunma Bakanına bağlıdır” denmektedir. Yani Genelkurmay Başkanlığı’nın yerini Bölük ile tugay arasındaki farkı bilmeyen bir Savunma Bakanı almıştır. Kurum gitmiş, kişi gelmiştir.  Devam ile “Cumhurbaşkanı ve Başbakan gerekli görüldükleri takdirde Kuvvet Komutanlarına doğrudan emir verebilir ve bu emirler herhangi bir makamdan onay almaksızın yerine getirilir” denmektedir. Bu çok başlılıktır. Genelkurmay Başkanı askeri gerekliliklere dayanan bir emir verir ise Kuvvet Komutanları bu emri yerine getirmeden önce Savunma Bakanına soracaklar mıdır? Genelkurmay Başkanı’nın askere verdiği emir ile Cumhurbaşkanının verdiği emir çelişir ise ne olacak?

Jandarma Genel Komutanlığı TSK bünyesinde ayrılarak üçüncü bölünme gerçekleştirilmiştir. Jandarma Genel Komutanlığı, Türk Ordusu’ndan koparılmıştır. Türk Ordusu’nun NATO dışındaki bu tek gücünün silahlı kuvvetler olma niteliği elinden alınmıştır. Jandarma Genel Komutanlığı tamamen İç İşleri Bakanlığı’na bağlanmıştır. Bu parçalanma ortaya terörle mücadelede büyük sorunlar çıkaracaktır. İç güvenlik harekâtı çerçevesinde Jandarma’nın emrine verilen Kara ve Hava Kuvvetlerine ait birlikler, bundan sonra Silahlı Kuvvet olmayan bir gücün emrine nasıl girecekler?

Dördüncü bölünme Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve askeri hastaneler Sağlık Bakanlığı’na bağlanması ile olmuştur. Sadece askeri hastaneler Sağlık Bakanlığı’na bağlanmakla kalmamış, askeri tabiplik kaldırılmıştır. Türk Ordusu savaşan bir ordudur. Her gün şehit ve gaziler verilmektedir. Türk askeri tabipleri, bazen ellerinde silah en ön cepheden gazi tahliye etmekte, şehitleri taşımaktadır. Şimdi askeri tabibin olmadığı yerde bunu kim yapacaktır? Dağda yaralanan askerlere ilk müdahaleyi yapacaktır. 

Dünyada askeri hastanesi ve askeri tabibi olmayan başka ordu yoktur herhalde. Gazilerin tedavileri özel ihtisası gerektirmektedir. Askeri hastanelerde yıllar içinde bu konuda ortopedi, göz, plastik cerrahi, genel cerrahi alanlarında dünya çapında uzmanlıklar gelişmiştir. Ve yaralanmalarda referans merkezidir. Devlet hastanesindeki doktorun mayın patlaması sonucunda yaralanan bir bacağın veya gözün tedavisi konusunda nasıl bir deneyimi vardır? 

GATA’ya bağlı gaziler için rehabilitasyon merkezleri vardır. Bunlar yıllar içinde ortaya çıkan birikimin sonucudur. Güneydoğu Anadolu’da devlet hastanelerine zorunlu olarak yatırılan gaziler PKK’lı doktor ve hemşireler tarafından taciz edilmektedir. Hatta doğru dürüst tedavi edilmedikleri, bilerek ölüme sürüklendikleri iddia edilmektedir. Halen Güneydoğu’da devlet hastanelerine rotasyon ile GATA’dan alanlarında tecrübeli hekimler geçici süreler ile yollanmaktadır. Böyle bir ortamda askeri hastaneleri tasfiye etmek nasıl izah edilebilir. Tıp literatüründe Harp Cerrahisi ve Harp psikiyatrisi gibi dallar varken askeri tabipliği tasfiye etmek, askeri hastaneleri kapatmak kabul edilebilir ve uygulanabilir değildir.

GATA’yı kapatırsanız, kıta tabipliği ne olacak? 6 ay gemi ile sefere giden gemi tabipliği ne olacak? Özetle, yarın askeri doktor olmadığı için dağda kan kaybından şehit olan her askerin ölümünden önce PKK terör örgütü sonra askeri tabipliği kaldıranlar olacaktır.

Askeri hastaneler tasfiye edilirken askeri hekimler ne olacaktır? Yarın TSK sahra hastanesi kurmak zorunda kalırsa bu hastanelerde sivil doktorlar mı görev alacaktır? Askerliğini tabip asteğmen olarak yapan doktorlar bundan sonra ne yapacaklardır? Askeri hastaneleri geleceği belirsiz, kadrolarının dağılacağı bir şekilde TSK’dan alarak Sağlık Bakanlığına bağlamak ortaya büyük sorunlar çıkaracaktır.

AK PARTİ HÜKÜMETİNDEN GERİ ADIM HAZIRLIĞI

Yapılan yoğun eleştriler üzerine yeni bir çalışma başlatan AK Parti hükümeti, KHK ile TSK’nın organizasyonunda yaptığı değişiklikten geri adım atmaya hazırlanıyor. 

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, eleştiri ve tartışmalar üzerine kuvvet komutanlıklarının Milli Savunma Bakanlığı’na bağlayan kanun hükmünde kararnamede (KHK) değişiklik yapılması yönünde bir çalışmalarının olduğunu söyledi. 

Bir hata varsa düzeltileceğini, bir çalışma yaptıklarını ve bu çalışmayı Meclis’e getireceklerini ifade eden Bakan Işık, " Kuvvet komutanlıklarının harekat-planlama ve istihbarat yönünden Genelkurmay Başkanlığı’na, personel ve lojistik yönünden ise Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasına ilişkin bir çalışma yapılıyor" dedi. 

EMEKLİ ASKERİ DOKTORLARDAN UYARI

Öte yandan, darbe girişimi sonrası GATA’nın Sağlık Bakanlığı’na bağlanması konusunda,da emekli askeri doktorlardan ciddi uyarılar geldi.

Emekli askerler " Bir eline silah bir eline neşter verip, çatışma bölgesine hangi sivil doktoru göndereceksiniz? Çoğu sivil doktor Güneydoğu’da görev yapamıyor" dediler

GATA’dan emekli olan askeri doktorlar, kurumun ülke için çok önemli olduğunu belirterek, GATA’nın Sağlık Bakanlığı’na devrinin çok ciddi sorunlara neden olacağını belirttiler.

Emekli askeri doktorlar," Bu karar TSK için büyük bir güvenlik zafiyeti doğuracak. Asker ve sivil doktorların eğitimi arasında ciddi farklar var. Operasyonlara sivil doktor gönderilemez. Bugün Güneydoğu’da bir doktor üsteğmeni operasyonda elinde silahıyla görebilirsiniz. GATA kalktığında, hiçbir sivil doktoru o timin içine sokamazsınız. Bir gemiye doktor atadığınızda, 3-4 buzdolabı büyüklüğünde bir yerde yaşamasını isteyeceksiniz. Sivil hekimler bu duruma alışık değil. Harp cerrahisi diye bir şey var. Güneydoğu’da çok zaman geçiren doktorlar var. Bunlar arasında ilk eğitimlerini bile ateş altında alanlar bulunuyor. İşleyen bir sistem varken, neden ikinci bir arayışa gidilsin.  GATA’da çürük elmalar varsa elbette temizlensin.  

Ayrıca askeri hastaneler, stratejik anlamda önemlidir. Savaş durumları için kurulmuştur. Askeri tabipliğin tanımı farklıdır. Çok ekonomik düşünmezler, herkesin kahramanlık öyküleri vardır. En fazla açığa alma Milli Eğitim Bakanlığı’nda oldu. Milli Eğitim kapanamayacağına göre, GATA’nın da kapatılmaması gerekir. Bugün 33 askeri hastane, 8 E grubu dispanser, 5 bin 700 eğitimli personel Sağlık Bakanlığı’na geçiyor. Askeri tıbbiyelilik ruhu kaybolacak. Ülkenin savunması ve askeri geleceği için bu kararın tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor" dediler.

Kaynak: www.memohaber.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN...
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?