26-09-2016 14:36
DAEŞ gibi halka zulmeden terör örgütü PYD/PKK’nın kontrolündeki Kobani ve Münbiç bölgesinden sivilleri de ağırlayan Cerablus’un bir konuğu da İsmail ailesi oldu. Savaş öncesinde çeşitli ülkelerde şantiyeler kurması nedeniyle memleketinde "inşaat devi" diye anılan İsmail ailesi de Cerablus’a sığındı. İnşaatta kalan ve derme çatma eşyalarla kendilerine sığınacak odalar üretmeye çalışan aile, yaşamın tüm zorluklarına rağmen şükretmeyi de ihmal etmiyor.Kendi ülkesinde mülteci konuma düşen, yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarını tutamayan Hasan Şıh İsmail, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kobani’nin Şuyuk köyünde varlık bir aileye mensup olarak dünyaya geldiğini söyledi.
Terör örgütü mallarına el koydu
İnşaat işine girdikten sonra köyünde ve Kobani’de inşaatlar yapmaya başladığını anlatan İsmail, daha sonra da ailesinin desteğiyle Suudi Arabistan, Libya, Lübnan gibi çeşitli ülkelerde şantiyeler kurduğunu belirtti.
Çevresindekilerin kendisini ’'inşaat devi’' diye tanımlamaya başladığını dile getiren İsmail, köylerinin PYD/PKK kontrolüne geçene kadar herkesin imrenerek baktığı bir hayatı olduğunu vurguladı. Ancak hayatının son 3 yıldır çekilmez hale geldiğini anlatan İsmail, "PYD gelene kadar en güzel ev de bendeydi, en güzel araba da. Ancak PYD 2 oğlumu da asker almak istedi. Ben de buna müsaade etmedim. Önce çok direndim ama baktım olmuyor oğullarımdan birini Türkiye’ye diğerini de Lübnan’a gönderdim. Onlar giderse kurtuluruz diye düşündük ama asıl işkenceler o zaman başladı.’' dedi.
Eziyetleri gözyaşları içinde anlattı
İsmail, terör örgütü militanlarının kendilerine fiziksel şiddet uygulayıp uygulanmadığı sorulduğunda gözyaşlarını tutamadı. Oğulları gittikten sonra kızlarına eziyetlerin başladığını belirten İsmail, şunları kaydetti:
’'Evim, arabam gitti umurumda değil. Ancak kızlarıma gözlerimin önünde yaptıklarını unutamıyorum. O anları yaşamaktansa kafama sıkmaları daha iyiydi. Bana hakaretler ettiler. Kızlarımı gözümün önünde dövdüler. Onlar dayak yerken attıkları çığlıkları nasıl unuturum? Defalarca ’beni öldürün’ diye yalvardım. Ben bunu yaptıkça kafamı kaldırıp kızlarımı daha fazla dövdüler. Artık dayanacak gücümüz kalmayınca, kardeşimin ailesiyle yollara düştük. Köyümden ayrılırken sadece üzerimizdeki kıyafetler vardı. Tek bir çöp bile alamadan ayrıldık. Zaten aslında onların istediği de buydu.’'
"Allah onları helak etsin"
Kendi ailesinin 13, kardeşinin de 9 kişiden oluştuğuna işaret eden İsmail, güvenli diye Cerablus’a geldiklerini söyledi.
Cerablus’a geldikten sonra 2 gün bahçelerde kaldıklarını, ardından da boş bir inşaata yerleştiklerini aktaran İsmail, ’'2 katlı bahçeli bir evim vardı. Her gören çok beğenirdi. Şimdi inşaatta kalıyoruz. Buna da şükür, en azından canımızı kurtardık. Onların ne İslam’la ne de insanlıkla alakası yok. Bizi ekmeğe muhtaç ettiler, Allah da onları helak etsin.’' diye konuştu.
Kaynak:AA
Terör örgütü mallarına el koydu
İnşaat işine girdikten sonra köyünde ve Kobani’de inşaatlar yapmaya başladığını anlatan İsmail, daha sonra da ailesinin desteğiyle Suudi Arabistan, Libya, Lübnan gibi çeşitli ülkelerde şantiyeler kurduğunu belirtti.
Çevresindekilerin kendisini ’'inşaat devi’' diye tanımlamaya başladığını dile getiren İsmail, köylerinin PYD/PKK kontrolüne geçene kadar herkesin imrenerek baktığı bir hayatı olduğunu vurguladı. Ancak hayatının son 3 yıldır çekilmez hale geldiğini anlatan İsmail, "PYD gelene kadar en güzel ev de bendeydi, en güzel araba da. Ancak PYD 2 oğlumu da asker almak istedi. Ben de buna müsaade etmedim. Önce çok direndim ama baktım olmuyor oğullarımdan birini Türkiye’ye diğerini de Lübnan’a gönderdim. Onlar giderse kurtuluruz diye düşündük ama asıl işkenceler o zaman başladı.’' dedi.
Eziyetleri gözyaşları içinde anlattı
İsmail, terör örgütü militanlarının kendilerine fiziksel şiddet uygulayıp uygulanmadığı sorulduğunda gözyaşlarını tutamadı. Oğulları gittikten sonra kızlarına eziyetlerin başladığını belirten İsmail, şunları kaydetti:
’'Evim, arabam gitti umurumda değil. Ancak kızlarıma gözlerimin önünde yaptıklarını unutamıyorum. O anları yaşamaktansa kafama sıkmaları daha iyiydi. Bana hakaretler ettiler. Kızlarımı gözümün önünde dövdüler. Onlar dayak yerken attıkları çığlıkları nasıl unuturum? Defalarca ’beni öldürün’ diye yalvardım. Ben bunu yaptıkça kafamı kaldırıp kızlarımı daha fazla dövdüler. Artık dayanacak gücümüz kalmayınca, kardeşimin ailesiyle yollara düştük. Köyümden ayrılırken sadece üzerimizdeki kıyafetler vardı. Tek bir çöp bile alamadan ayrıldık. Zaten aslında onların istediği de buydu.’'
"Allah onları helak etsin"
Kendi ailesinin 13, kardeşinin de 9 kişiden oluştuğuna işaret eden İsmail, güvenli diye Cerablus’a geldiklerini söyledi.
Cerablus’a geldikten sonra 2 gün bahçelerde kaldıklarını, ardından da boş bir inşaata yerleştiklerini aktaran İsmail, ’'2 katlı bahçeli bir evim vardı. Her gören çok beğenirdi. Şimdi inşaatta kalıyoruz. Buna da şükür, en azından canımızı kurtardık. Onların ne İslam’la ne de insanlıkla alakası yok. Bizi ekmeğe muhtaç ettiler, Allah da onları helak etsin.’' diye konuştu.
Kaynak:AA
