Ankara
İslam Dünyası
Sivil Toplum Kuruluşları Birliğinin (
İDSB), çevrimiçi
olarak gerçekleştirdiği "Batıda Yükselişte Olan İslam Düşmanlığını Tel’in Toplantısı"nda, son zamanlarda Batı dünyasında ardı ardına İslam düşmanlığının en uç örneklerinin görüldüğü ve
Doğu Blokundaki parçalanma
sonrası yeni düşman olarak kendine İslam’ı seçen uluslararası düzenin, her ölçekte İslam dinine ve
ülkelerine yönelik bazen örtülü, bazen açıktan mütemadi bir
savaş verdiği vurgulandı.İDSB’den
yapılan yazılı açıklamada, "Sözde
insan hak ve hürriyetlerini müdafaa
görüntüsü altında ikiyüzlülüğün en çirkin örneklerini
veren bu zihniyete, kanla yazdıkları emperyalizmin tarihini,
Avrupa ve
dünya tarihini hatırlatıyor ve bu zihniyeti aynaya bakmaya
davet ediyoruz." ifadesi kullanıldı.Açıklamada, "15 asırdır nice medeniyetlere ilham kaynağı olmuş dinimize açıkça savaş açan, hasis çıkarları söz konusu olduğunda
hiçbir etik
veya uluslararası
hukuk kuralını dinlemeyen bu yeni haçlı anlayışı şiddetle kınıyor ve ithamlarını reddediyoruz." denildi.Kendi
değerlerine sahip çıkan liderlerin diktatör
ilan edilerek, siyasi, ekonomik veya askeri darbelerle, son dönemde vekalet savaşlarıyla sindirilmeye çalışıldığı ve İslam düşmanlığının batıda artık bir cinnet halini aldığının görüldüğü belirtilen açıklamada, "Diğer taraftan ahlaksızlığı kendine meslek edinmiş Charlie Hebdo
gibi paçavraların inanç dünyamızı mümkün
olan en iğrenç ve adi tarzda alay konusu edinerek
İslami değerlere saldırmasını sapık bir özgürlük anlayışıyla desteklenmektedir. Özellikle Fransa’da durumun histeri
krizine dönüştüğünün son örneği, 10
yaşındaki çocukların tüm hukuk normlarına aykırı surette silah tehdidi altında
terörist muamelesi ile karakola götürülüp 11
saat aç ve susuz sorgulanmalarıdır." ifadeleri kullanıldı.Açıklamada,
İslam’ın
barış dini olduğu ve Müslümanların haksız
yere öldürülen bir
kişiyi tüm
insanların katline denk tutan bir medeniyetin temsilcileri olarak hiçbir terör eylemini onaylamadığı aktarıldı.
Fransa’daki bu cinnet halinin, sözde insan hak ve hürriyetlerinin beşiği iddiasındaki tüm
Avrupa’ya
hakim durumda olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:"Hollanda’da
kendi sorunlarına bir çözüm üretemeyen çapsız politikacılar siyasi arenadaki varlıklarını İslam düşmanlığı ile sağlamaya çalışmakta, Kur’an ayetleri fuar lobilerinin zeminine yerleştirilebilmekte, Almanya’da camilerimiz sabah
namazında ayaklarındaki pis botlarıyla polislerce hücre evi imiş gibi basılabilmektedir. Bir
yandan antisemitik ve dindar Hristiyanlara yönelik tavırlar cezalandırılıp, AİHM kararlarıyla güvence
altına alınırken Müslümanlar aleyhine
negatif ayrımcılık uygulanmaktadır. Son yıllarda
hızla yayılmakta olan İslam düşmanlığının bir tezahürü olan İslamofobik retorik,
politika ve yayınlar, bu eksende
kurulan PEGİDA gibi platformlar, aşırı
sağ siyasi
partiler ve diğer sivil toplum uzantıları, dünya tarihini kana bulayan bu hastalıklı ruhun dışa vurumlarıdır.
Bütün bunlar yeni bir medeniyetler çatışmasını tetiklemek istercesine Avrupa’yı pençesine almış görünen faşizmin ve yaklaşmakta olan totalitarizmin
ayak sesleridir."Uluslararası
toplumun ve idarecilerin aklıselime, bu ayrıştırıcı ve ötekileştirici dili bir an
önce terk etmeye, ülkelerinde asimilasyona
değil entegrasyona dayalı politikalar üretmeye davet edildiği açıklamada, "İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği olarak bir kez
daha diyoruz ki tevhid dininin fertleri olarak bizler, Batının hem siyasi, hem ekonomik, hem askeri,
hem de kültürel hegemonyasını
ancak İslam
dünyasının birlik ve beraberliği ile çözebilir ve bu saldırılara
karşı dirençli olabiliriz." ifadesine yer verildi.Açıklamada, "66 ülkede 354 STK üyemizle kutsal değerlerimize dil uzatan bu marazi aklı şiddetle reddediyor ve kınıyoruz.
Müslüman ülkelerin idarecilerini geçici ve sadece müessif bir olay anında
verilen refleksif, zayıf tepkiler yerine, proaktif bir tavırla bu hücumlara ve
hain planlara karşı uyanık ve dirençli olmaya, sağduyulu çevreler ile beraber
hareket ederek, hiçbir manevi değer tanımayan bu marazi hareketlere karşı
ortak tavır ve
siyaset geliştirmeye çağırıyoruz." değerlendirmesinde bulunuldu.