11-08-2016 13:13
Konya Jandarma bölge komutanlığı hizmet muhafız bölüğünde görev yapan Gaziantepli Astsubay Kıdemli Başçavuş Sait Koç, adeta büyük bir felaketi önledi. Konya’da gündem olan Koç, kanunsuz emre itaat etmeyerek önemli bir adım atarken bu kararıyla birlikte Gaziantepli’lerin de gurur kaynağı oldu.
Darbe girişimi gecesi Jandarma Bölge komutanlığında neler yaşandı?
Konya Jandarma bölge komutanlığı hizmet muhafız bölüğünde görev yapan Astsubay Sait Koç, o gece yaşananları verdiği ifadesinde anlattı. Şu an Ankara’da tutuklu bulunan Yüzbaşı Münir Işık’ın ve tutuklu Albay Mustafa Sakaoğlu’nun darbe girişiminden haberleri olduğunu olaylar ortaya çıktıktan sonra anladığını ifade eden Astsubay Sait Koç, “Konya J. Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı Mustafa Sakaoğlu’nun makam odası Bölge Komutanlığında Nöbetçi Amirliğinin bir üst katındadır. Kendisi normal günlerde genelde 16.00 veya 16.30 gibi spor yapma amaçlı komutanlıktan ayrılırken, 15 Temmuz’da hava kararmasına rağmen odasında bekleyerek komutanlığı geç terk etti. 15 Temmuz’da 22.00 sıralarında Bölge K.lığı Nöb. Amiri iken haber merkezinde görevli Uzm. J. Çvş Savaş İlhan bana hitaben ‘Komutanım acil gelin! Ne olduğunu anlamadım. Sıkı yönetim ilan edilmiş, idareye el konulduğuna dair mesajlar geliyor” demesi üzerine bahse konu haber merkezine gittim ve mesajların içeriğinde sözde idareye el konulduğunu sıkıyönetimin ilan edildiğine dair uygulama ve atama emrini aldım ve okudum. Uzm. Çvş Savaş İlhan belirtilen tarihte haber merkezi işletmenin nöbetçi personelidir. Sıkıyönetim ilan edildiğine dair, gönderilen bu mesaj kayıtlarda vardır. Ben Hrk. Mrk.’ye gönderilen ve Genel Kurmay başkanlığınca yayınlanan MEBS İşletme ve destek birlik komutanlığına Haber Merkezi’nden vardiya görevlisi Savaş İlhan bana verdiği sıkıyönetim direktifi konulu Harekat Yıldırım ibareli mesaj emrini alarak Hareket Merkezi’ne geldim. Hareket Merkezi telefonundan Kurmay Başkan Mustafa Sakaoğlu’nu arayarak “Genel Kurmay Başkanlığı’ndan Harekat Yıldırım ibareli emir geldi. Sıkı Yönetim ilan olmuş” dedim. O da herhangi tepki göstermeden “Öyle mi” diyerek “ Bana bir araba gönderin” dedi. Sakaoğlu’nun telefondaki bu soğukkanlılığı beni şaşkına uğratmıştı. Sanki darbeye yönelik kalkışmayı biliyor ve bekliyordu. J. Uzm. Çvş. İbrahim Alış’ı Sakaoğlu’nun konutuna araç ile gönderdim. Alış, daha sonra beni arayarak, komutanın 5 dakika kadar sonra komuta nizamiyesinden giriş yapacaklarını söyleyince hizmet binası ana kapısında onları bekledim” dedi.
KOMUTAN OLDUM MU DİYE SORDU
Kurmay Albay’ın gelir gelmez kendisinin komutan olarak atanıp atanmadığını sorduğunu ifade eden Sait Koç, “Kur. Bşk. Sakaoğlu beni karşısında görünce “Ben Bölge komutanı olarak atanmış mıyım?” diye sorunca, bende “Evet Komutanım” dedim. Bu esnada Hrk. Mrk’ne çıkarken mesajın içeriğini kendisine okumamıştım. Mesajı kendisine okumadan Darbe kalkışması sonrasında Bölge Komutanı olarak görevlendirileceğini bildiği yönünde her hangi bir şüphem yoktur” ifadelerini kullandı.
TRT’Yİ AÇIN EMRİNİ VERMİŞ
Derhal herkesi asayiş kıyafetli ve silahlı bir şekilde Bölge K.lığı’na çağırın, gelmeyen yargılanır talimatı verdiğini ifadesinde belirten Koç, “J. Bölge Komutanı Kurmay Başkanı Sakaoğlu söz konusu “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emri eline aldı. Hrk. Mrk.’nde nöbetçi personelin kullandığı masanın koltuğuna oturdu. Bçvş Taner Yönet’ten fosforlu kalem vermesini istedi. o esnada A Haber açıktı fakat TRT kanalını açmamızı istedi. Emri çok dikkatlice sarı fosforlu kalem ile çizmek suretiyle okuyordu. Tamer Başçavuş ise Herakat Merkezi vardiya amiri olarak görevliydi. Bana ve tamer Başçavuşa hitaben “ Darbe oldu, beni de Bölge Komutanı olarak atamışları’ tekrarladı. Derhal herkesi asayiş kıyafetli ve silahlı bir şekilde Bölge K.lığı’na çağırın, gelmeyen Sıkıyönetim mahkemesinde yargılanır” diye emir verdi. Hrk. Mrk nöbetçi Astb Bçvş. Tamer Yönet, “Emekli olacaklar, izindekiler, istirahattekileri de çağırayım mı?” diye sordu. Aynı anda Sakaoğlu, “Gelmeyen Sıkıyönetim mahkemesinde yargılanır” emrini tekrarladı. Bu esnada telefon trafiği yoğunluğundan Tamer Yönet, Hrk. Mrk. Odasından içeri dışarı çıkmak suretiyle koridorlarda emirlerini personele iletiyordu”
ANKARA YOLUNU KAPATIN EMRİNİ UYGULAMADI
Askerleri alıp Ankara yolunu kapatın emrini uygulamayan Astsubay Sait Koç, ifadesinde şunları kaydetti: “Kurmay Başkanı Sakaoğlu, askerleri almamı ve Ankara yolunu kapatmamı emretti. Ben emri yerine getirmeyeceğimi belirtince, “Seni Sıkıyönetim Mahkemelerinde yargılarım, sivillerini giydirip meslekten atarım ve pazarda simit sattırırım” şeklinde sözler konuştu. ben de tekrar böyle bir emri yerine getirmeyeceğimi söyledim. Kurmay Başkanı belindeki silahı sert bir şekilde masaya koyarak, emirleri yerine getirmemi söyledi. ben yine yapmayacağımı söyledim. Bu arada 3’ünçü Ana Jet Üssü K’lığını aradı, fakat kimi aradığını ve kiminle konuştuğunu duymadım. Hemen arkasından İl Jandarma Komutanı J. Albay İsmet Cansaran’ı arayarak, “Komutanım sizi arıyorum fakat ulaşamıyorum dedi. bu konuşmalar arasında vali veya valilik gibi kelimeler duydum. Ben hemen aşağıya inerek askerlere, “kesinlikle kimseye ateş edilmeyecek, herkes çok dikkatli olacak” emrini verdim. Bu emirleri verdiğime oradaki askerler şahittir. bu esnada J. Er Ahmet Kaplan’a deponun anahtarlarını verdim ve “Bana bir şey olursa gerekirse anahtarları tuvalete at, kimseye ulaştırma” emrini verdim. Ayrıca envantere ait tüm araçların hareket etmesini ortadan kaldırmak için “araçların akülerinin sökülmesini, kabloların çıkartılmasını, tekerlerinin patlatılması” emrini verdim. Aynı anda da herhangi bir durumda benden emir almalarını söyledim. Böylece herekat kabileyetini ortadan kaldırdım. Tekrar yukarıya çıktığımda Kurbay Başkanı Sakaoğlu, araçların hazırlanmasını, askerlerin silah ve mühimmatlarını alarak teçhizatlanmalarını, araçların lambalarının açık olarak, Emniyet Müdürlüğüne hareket edeceğimizi söyledi. O gece Bölge Komutanlığında rütbesiz asker sayısı 50 kişi kadardı. Bende bu konuda hiçbir eylem ve fiilde bulunmayarak, hiçbir astıma emir vermeyerek, bana verilen emri yerine getirmedim. Kurmay Başkanı Sakaoğlu’nun emri ile çıkması muhtemel olaylara karşı kışla emniyet tedbirleri arttırıldı. Ve birlik saat 00.30 gibi tamamen teyakkuz durumuna geçirildi. bu arada nöbetçi Astb. J.Uzm. Çvş. İbrahim Alış’a askerlerin vatandaş ile herhangi bir polemiğe girmemelerini müessif bir olayın yaşanmaması konusunda uyarılması emrini verdim. Bu esnada Konya J. Bölge K’lığı kışlasının1 ve 2 numaralı nizamiye önlerine ve çevrelerine hareket serbestliğini kısıtlayacak şekilde belediye araçları ile kapatıldı. 15 Temmuz’da gelen Sıkıyönetim Direktifi haricinde bu direktife uyulmasın- uyulsun şeklinde bir çok emir geldiğini gördüm”
KOM ŞUBE EKİPLERİ SABAH SAATLERİNDE GÖZALTINA ALDILAR
Tüm anlatmış olduğum gelişmelerden sonra 16 Temmuz 08.30 gibi Konya Emniyet Müdürlüğünden ismini sonradan öğrendiğim ve darbe soruşturmasını yürüttüğünü duyduğum KOM Şube Müdürü Ali Loloğlu ve emrindeki görevliler, J. Bölge Komutanı olan Albay Mustafa Sakaoğlu’nu odasında yakalayıp gözaltına alarak götürdüler.
Darbe girişimi gecesi Jandarma Bölge komutanlığında neler yaşandı?
Konya Jandarma bölge komutanlığı hizmet muhafız bölüğünde görev yapan Astsubay Sait Koç, o gece yaşananları verdiği ifadesinde anlattı. Şu an Ankara’da tutuklu bulunan Yüzbaşı Münir Işık’ın ve tutuklu Albay Mustafa Sakaoğlu’nun darbe girişiminden haberleri olduğunu olaylar ortaya çıktıktan sonra anladığını ifade eden Astsubay Sait Koç, “Konya J. Bölge Komutanlığı Kurmay Başkanı Mustafa Sakaoğlu’nun makam odası Bölge Komutanlığında Nöbetçi Amirliğinin bir üst katındadır. Kendisi normal günlerde genelde 16.00 veya 16.30 gibi spor yapma amaçlı komutanlıktan ayrılırken, 15 Temmuz’da hava kararmasına rağmen odasında bekleyerek komutanlığı geç terk etti. 15 Temmuz’da 22.00 sıralarında Bölge K.lığı Nöb. Amiri iken haber merkezinde görevli Uzm. J. Çvş Savaş İlhan bana hitaben ‘Komutanım acil gelin! Ne olduğunu anlamadım. Sıkı yönetim ilan edilmiş, idareye el konulduğuna dair mesajlar geliyor” demesi üzerine bahse konu haber merkezine gittim ve mesajların içeriğinde sözde idareye el konulduğunu sıkıyönetimin ilan edildiğine dair uygulama ve atama emrini aldım ve okudum. Uzm. Çvş Savaş İlhan belirtilen tarihte haber merkezi işletmenin nöbetçi personelidir. Sıkıyönetim ilan edildiğine dair, gönderilen bu mesaj kayıtlarda vardır. Ben Hrk. Mrk.’ye gönderilen ve Genel Kurmay başkanlığınca yayınlanan MEBS İşletme ve destek birlik komutanlığına Haber Merkezi’nden vardiya görevlisi Savaş İlhan bana verdiği sıkıyönetim direktifi konulu Harekat Yıldırım ibareli mesaj emrini alarak Hareket Merkezi’ne geldim. Hareket Merkezi telefonundan Kurmay Başkan Mustafa Sakaoğlu’nu arayarak “Genel Kurmay Başkanlığı’ndan Harekat Yıldırım ibareli emir geldi. Sıkı Yönetim ilan olmuş” dedim. O da herhangi tepki göstermeden “Öyle mi” diyerek “ Bana bir araba gönderin” dedi. Sakaoğlu’nun telefondaki bu soğukkanlılığı beni şaşkına uğratmıştı. Sanki darbeye yönelik kalkışmayı biliyor ve bekliyordu. J. Uzm. Çvş. İbrahim Alış’ı Sakaoğlu’nun konutuna araç ile gönderdim. Alış, daha sonra beni arayarak, komutanın 5 dakika kadar sonra komuta nizamiyesinden giriş yapacaklarını söyleyince hizmet binası ana kapısında onları bekledim” dedi.
KOMUTAN OLDUM MU DİYE SORDU
Kurmay Albay’ın gelir gelmez kendisinin komutan olarak atanıp atanmadığını sorduğunu ifade eden Sait Koç, “Kur. Bşk. Sakaoğlu beni karşısında görünce “Ben Bölge komutanı olarak atanmış mıyım?” diye sorunca, bende “Evet Komutanım” dedim. Bu esnada Hrk. Mrk’ne çıkarken mesajın içeriğini kendisine okumamıştım. Mesajı kendisine okumadan Darbe kalkışması sonrasında Bölge Komutanı olarak görevlendirileceğini bildiği yönünde her hangi bir şüphem yoktur” ifadelerini kullandı.
TRT’Yİ AÇIN EMRİNİ VERMİŞ
Derhal herkesi asayiş kıyafetli ve silahlı bir şekilde Bölge K.lığı’na çağırın, gelmeyen yargılanır talimatı verdiğini ifadesinde belirten Koç, “J. Bölge Komutanı Kurmay Başkanı Sakaoğlu söz konusu “Sıkıyönetim Direktifi” konulu emri eline aldı. Hrk. Mrk.’nde nöbetçi personelin kullandığı masanın koltuğuna oturdu. Bçvş Taner Yönet’ten fosforlu kalem vermesini istedi. o esnada A Haber açıktı fakat TRT kanalını açmamızı istedi. Emri çok dikkatlice sarı fosforlu kalem ile çizmek suretiyle okuyordu. Tamer Başçavuş ise Herakat Merkezi vardiya amiri olarak görevliydi. Bana ve tamer Başçavuşa hitaben “ Darbe oldu, beni de Bölge Komutanı olarak atamışları’ tekrarladı. Derhal herkesi asayiş kıyafetli ve silahlı bir şekilde Bölge K.lığı’na çağırın, gelmeyen Sıkıyönetim mahkemesinde yargılanır” diye emir verdi. Hrk. Mrk nöbetçi Astb Bçvş. Tamer Yönet, “Emekli olacaklar, izindekiler, istirahattekileri de çağırayım mı?” diye sordu. Aynı anda Sakaoğlu, “Gelmeyen Sıkıyönetim mahkemesinde yargılanır” emrini tekrarladı. Bu esnada telefon trafiği yoğunluğundan Tamer Yönet, Hrk. Mrk. Odasından içeri dışarı çıkmak suretiyle koridorlarda emirlerini personele iletiyordu”
ANKARA YOLUNU KAPATIN EMRİNİ UYGULAMADI
Askerleri alıp Ankara yolunu kapatın emrini uygulamayan Astsubay Sait Koç, ifadesinde şunları kaydetti: “Kurmay Başkanı Sakaoğlu, askerleri almamı ve Ankara yolunu kapatmamı emretti. Ben emri yerine getirmeyeceğimi belirtince, “Seni Sıkıyönetim Mahkemelerinde yargılarım, sivillerini giydirip meslekten atarım ve pazarda simit sattırırım” şeklinde sözler konuştu. ben de tekrar böyle bir emri yerine getirmeyeceğimi söyledim. Kurmay Başkanı belindeki silahı sert bir şekilde masaya koyarak, emirleri yerine getirmemi söyledi. ben yine yapmayacağımı söyledim. Bu arada 3’ünçü Ana Jet Üssü K’lığını aradı, fakat kimi aradığını ve kiminle konuştuğunu duymadım. Hemen arkasından İl Jandarma Komutanı J. Albay İsmet Cansaran’ı arayarak, “Komutanım sizi arıyorum fakat ulaşamıyorum dedi. bu konuşmalar arasında vali veya valilik gibi kelimeler duydum. Ben hemen aşağıya inerek askerlere, “kesinlikle kimseye ateş edilmeyecek, herkes çok dikkatli olacak” emrini verdim. Bu emirleri verdiğime oradaki askerler şahittir. bu esnada J. Er Ahmet Kaplan’a deponun anahtarlarını verdim ve “Bana bir şey olursa gerekirse anahtarları tuvalete at, kimseye ulaştırma” emrini verdim. Ayrıca envantere ait tüm araçların hareket etmesini ortadan kaldırmak için “araçların akülerinin sökülmesini, kabloların çıkartılmasını, tekerlerinin patlatılması” emrini verdim. Aynı anda da herhangi bir durumda benden emir almalarını söyledim. Böylece herekat kabileyetini ortadan kaldırdım. Tekrar yukarıya çıktığımda Kurbay Başkanı Sakaoğlu, araçların hazırlanmasını, askerlerin silah ve mühimmatlarını alarak teçhizatlanmalarını, araçların lambalarının açık olarak, Emniyet Müdürlüğüne hareket edeceğimizi söyledi. O gece Bölge Komutanlığında rütbesiz asker sayısı 50 kişi kadardı. Bende bu konuda hiçbir eylem ve fiilde bulunmayarak, hiçbir astıma emir vermeyerek, bana verilen emri yerine getirmedim. Kurmay Başkanı Sakaoğlu’nun emri ile çıkması muhtemel olaylara karşı kışla emniyet tedbirleri arttırıldı. Ve birlik saat 00.30 gibi tamamen teyakkuz durumuna geçirildi. bu arada nöbetçi Astb. J.Uzm. Çvş. İbrahim Alış’a askerlerin vatandaş ile herhangi bir polemiğe girmemelerini müessif bir olayın yaşanmaması konusunda uyarılması emrini verdim. Bu esnada Konya J. Bölge K’lığı kışlasının1 ve 2 numaralı nizamiye önlerine ve çevrelerine hareket serbestliğini kısıtlayacak şekilde belediye araçları ile kapatıldı. 15 Temmuz’da gelen Sıkıyönetim Direktifi haricinde bu direktife uyulmasın- uyulsun şeklinde bir çok emir geldiğini gördüm”
KOM ŞUBE EKİPLERİ SABAH SAATLERİNDE GÖZALTINA ALDILAR
Tüm anlatmış olduğum gelişmelerden sonra 16 Temmuz 08.30 gibi Konya Emniyet Müdürlüğünden ismini sonradan öğrendiğim ve darbe soruşturmasını yürüttüğünü duyduğum KOM Şube Müdürü Ali Loloğlu ve emrindeki görevliler, J. Bölge Komutanı olan Albay Mustafa Sakaoğlu’nu odasında yakalayıp gözaltına alarak götürdüler.
