USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Başkan Mete: “Türk toplumunda kadının saygın bir yeri vardır”

Türk Ocakları Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Mete, son dönemde artan kadına şiddet olaylarına karşı, Türk tarihinde kadına verilen değerle ilgili açıklama yaptı.

Başkan Mete: “Türk toplumunda kadının saygın bir yeri vardır”
06-04-2021 13:18
Google News
Mega Haber’e konuşan Başkan Mete, Türk toplumunda kadının saygın bir yeri olduğunu ifade etti. 

Orta Asya’da kurulan ilk Türk devletlerinde kadın ile erkeğin eşit haklara sahip olduğunu söyleyen Mete, tarihi süreci şöyle aktardı:

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE KADIN HAKLARI

“Devlet yönetiminde, Hakanların yanında ‘Hatun’ adı verilen eşleri de söz sahibiydi. Kadınlar; ata biner, ok atar, top oynar, güreş gibi ağır sporlar yapar ve savaşlara katılırlardı. 
Toplumda ‘tek eşlilik’ prensibine bağlı kalınır ve ev, eşlerin ortak malı sayılırdı. Namusa ve iffete büyük önem verilirdi.”

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA KADIN HAKLARI

Mete, ilk Türk devletlerinde kadının yerini anlattıktan sonra, Osmanlı Dönemi’nde kadın haklarında birtakım gerilemeler olduğunu belirterek, şu sözlere yer verdi: 

“Kadınlar evlenme, boşanma, miras ve eğitim işlerinde pek çok haklarını kaybetti. Köylerde ve kasabalarda yaşayan kadınlar, aslında her alanda eşlerine destek oluyordu.

TÜRK KADINI, TÜRK TOPLUMUNDAKİ ÖNEMLİ YERİNİ İSPAT ETMİŞTİR”

Mete,“Kurtuluş Savaşı yıllarında erkeği cepheye giden Türk kadını, çocuğunu yetiştirmiş ve evinin geçimini sağlamıştır. Hatta silah ve cephane taşıyarak, savaşa katılmıştır.” diyerek, Türk kadının bu davranışıyla Türk toplumundaki önemli yerini bir defa daha ispat ettiğine dikkat çekti. 

“ATATÜRK, KADINLARIMIZIN HAKLARINA KAVUŞMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORDU”

Türk kadının Atatürk’e çok şey borçlu olduğunun altını çizen Mete, Cumhuriyet Dönemi’nde kadına verilen hakları şu sözlerle anlattı:

“Atatürk, kadınlarımızın medeni, siyasi ve sosyal haklarına kavuşması gerektiğine inanıyordu. Türk kadınının bu durumunu, şu sözlerle en güzel şekilde ifade etmiştir aslında: ‘Dünyada hiçbir millet kadını, ‘Ben, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar gayret gösterdim.’ diyemez.”

Türk toplumunda ailenin içinde de kadının yeri ve öneminin büyük olduğunu söyleyen Mete, şöyle devam etti:

“Atatürk, Medeni Kanun ile birlikte kadına seçme ve seçilme hakkı veriyor. Dünyada 2-3 ülkeden biriyiz. Bu manada aslında Türk kadınları Atatürk’e çok şey borçlu. 

Türkiye’de aile; çağdaş hukuk anlayışına uygun olarak, Medeni Kanun esaslarına göre kurulmuştur. Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, toplumsal uzlaşmanın en önemli şartlarından biridir. 

Medeniyetin esası, ilerlemenin ve kuvvetin temeli; aile hayatındadır. Yozlaşma olursa muhakkak sosyal, ekonomik ve siyasi bozulmalara da sebep olur. 

KADIN KUVVETİNDEN YOKSUN HİÇBİR MİLLETİN İLERİYE GİTMESİ MÜMKÜN DEĞİL

Kadın kuvvetinden yoksun hiçbir milletin ileriye gitmesi mümkün değil. Bugün; gelişmiş, çağdaş hukuk normlarına sahip çağdaş demokrasilere baktığınızda kadın emeğinin de olduğu ülkelerin ileri gittiğini ve daha modern, daha yüksek refah düzeyini yakaladıklarını görmekteyim.  Araştırdığımız ülkelerde ben hep bununla karşılaşmışımdır. 

Atatürk, ‘kadının erkekle birlikte öğrenim yapması; sosyal, kültürel ve ekonomik hayatta onlarla birlikte görev alması gerektiği’ görüşünü benimsemiş ve savunmuştur.” 

CUMHURİYET DÖNEMİ’NDE KADIN HAKLARI

“Cumhuriyet yönetimi ile birlikte Türk kadını; aile kurma, eğitim yapma ve istediği mesleği seçme hak ve özgürlüğü gibi sosyal hakları da kazanmıştır. 

Türk ailesinin kuruluşunu yeniden düzenleyen Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesiyle, toplumsal ve ekonomik hayatta kadın-erkek eşitliği; demokrasinin bütün kurallarıyla yerleştirilebilmesi için kadınlarımıza siyasi hakların verilmesi gerekiyordu.” 

TÜRK KADINININ YÖNETİMDEKİ HAKLARI 

“’Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında önemli görevler üstlenen Türk kadını, ülke yönetimine de katılmalı.’ dedi Atatürk. Medeni Kanun’umuz ile kazanılan haklardan sonra Türk kadınına yönetimde görev alabilmesini sağlayan siyasi haklar 1930’dan itibaren verilmeye başlanmış; 1933’te Muhtarlık seçimlerine katılabilme hakkı verilmiş, Türk kadını 1934’te yapılan anayasa değişikliği ile de Avrupa ülkelerinin birçoğundan önce Milletvekili seçme ve seçilme hakkı kazanmıştır.

Atatürk bir konuşmasında yine şöyle demektedir: ‘Türk kadını dünyanın en aydın, en faziletli ve en ağır kadını olmalıdır.’ Atatürk, ‘Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, erkek ve kadının beraber olarak ilim ve bilgi kazanmasıdır.’ sözü ile toplum hayatında kadının önemini belirtmiş, böylece Türk kadını modern Türk toplumunda lâyık olduğu yeri tam manasıyla kazanmıştır.”

Türk Ocakları Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Mete, sözlerini Türk kadınlarının özgürlüğünü kazanmasında, birey olmasında, birey olarak kendisini ifade etmesinde; Atatürk’ün ciddi manada emeği ve yeri olduğunun altını çizerek tamamladı. 

Haber: Başak AKAY
 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN...
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?