USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Nehir Tanrısı: Fırat

28-01-2021

Fırat Kabartması Gaziantep’in Yavuzeli ilçesi Sarılar köyünün Fırat kıyısında yer alır. Bölge insanı, buraya ‘Kırkkayak’ demektedir. Cochlea, Fırat nehri üzerinde karşıdan karşıya geçişin sağlandığı köprü yol ve su sistemine Roma döneminden verilen isimdir. Buradan başlayarak Adıyaman sınırına kadar Fırat Havzasında çok sayıda yeraltı kaya yerleşimi görürsünüz. İşte bu yerleşim alanlarıyla Fırat üzerindeki ulaşım Cochlea ’da bulunan yoldan sağlanmıştır.


Köprünün Gaziantep bölgesinde yol, dik bir yamaçtan geçip, kıvrımlar yaparak üst düzlüğe çıkmaktadır. Yol, kayaya oyulmuş merdivenlerden oluşmaktadır. Yol sisteminin orta bölgelerinde Fırat tanrısı Euphrates’i canlandıran bir kaya kabartması ile bir yazıt bulunmaktadır. Buradaki kitabeden imparator Vespasianus tarafından MS. 72 – 73 yıllarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu yol dik bir Dağ yamacında kıvrımlar yaparak yukarı bölgelere çıkmaktadır. Kabartmada, figür Nehir tanrılarına Özgü biçimde durmaktadır, bundan olayı Fırat Nehir Tanrısı figürü olmalıdır. Fırat bölgesi tarihi açısından önemli olan bu eser, maalesef kendini bilmez insanlar tarafından iki kez parçalanmıştır
Bölgede aynı zamandan bir Asur yazıtıda bulunmaktadır, bu yazıtta maalesef defineciler tarafından parçalanmıştır. Roma ordusu tarafından da Fırat Kabartması için tercih edilmesi, bu bölgenin güzergâh olarak önemini ortaya koymaktadır. Roma İmparatoru Vespasianus döneminde, Doğu Anadolu sınırını oluşturan Fırat sınırına önem verilmiş, bölgenin yolları onarılmıştır. İmparator, Doğu Anadolu sınırını koruyabilmek için Galatia eyaletinin büyüklüğünü ve gücünü artırmak amacıyla MS. 72-73 yıllarında Fırat kıyısında birbirine komşu olan Kommagene’yi işgal etmiştir. O zaman diliminde yapılan yazıtın varlığı her açıdan önemlidir. Kaya yüzeyine yapılmış olan yazıt 0.70 m. Yükseklik ve 1.70 m. genişliğindedir. Latince yazıtın çevirisi şöyledir: ‘’Roma İmparatoru Vespasianus ve oğlu Titus bir opus cochli yapılması için Syria elçisi Marius Celsus’u görevlendirdi.’’ Yazmaktadır. Kulakta da, Koklea isimli bir organ bulunmaktadır. Kıvrım, kulak salyangoz kabuğu anlamında gelmektedir.

Yazıt, 73 yılı baharında, Roma’nın Kommagene’yi savaşla aldıktan sonra yapılmıştır. Sarılar Yazıtı olarak bilinen yazıt, Kommagene’de bulunan en eski Roma yazıtıdır. Vidalı pres, su vidası veya döner merdiven anlamında kullanılmaktadır. Sarılar Yazıtında, sulama veya burada bulunan Roma birliklerine içme suyu sağlamak için kullanılan bir su kaldırma aracına ait bir yapıdan bahsettiği söylenmektedir. Yazıtın, yolun kıvrımlı yapısı veya nehri geçmeye yarayan bir yapı ile ilgili olması daha mantıklı gibi. Kabartmanın altında başka bir Latin yazıtında Legion III. Gallica kelimeleri okunmaktadır. Cochlea’nın, Samosata’da (Samsat) doğu sınırını koruyan Roma askeri birliği III. Legion tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir. Fırat üzerinde köprü ile geçiş sağlayan bu sistemin yapılışı da zor olmalıdır. Bugün bile bu yol sisteminde yürümek insanı epey zorlamaktadır. Fırat’ın karşı kıyısı Ayni’de mağaraların çokluğu, burada binlerce insanın yaşamış olduğunu düşündürmektedir. Bu kitabe, bölgenin tarihinin belirlenmesinde önemlidir. Kitabeden çıkan sonuçlardan birisi de, Legatus Augusti(pro praetore) olarak geçen Marus Celsus’un bölge açısından önemli bir kişi olduğudur. Kitabe ve kabartma korumaya alınmadığı için 2003 yılında tahrip edilmiştir,  2018 yılında tekrar gittiğimde kabartma kazılarak yok edilmişti.
Derin bir vadinin içinde kıvrılmış Birecik Baraj Gölü manzarası, unutamayacağınız anlar oluşturacaktır. Yol, sizi zorlayabilir ama unutmayın ki buradaki kabartma, Fırat Nehri Tanrısını tanımlayan kabartmadır. Euphrates (Eufrates) ve zaman içinde Fırates ve Fırat olarak değişmiştir. Asurca adı ‘Prattu’ olan nehir, Büyük İskender zamanında Grekçe kayıtlara ‘Euphrates ve Türkçe de ‘Fırat’ olarak geçmiştir. Yerli halk, ‘Murat Suyu’ diye anmaktadır.

Tepede görülen yuvarlak bina kalıntısının eski Roma karakolu olmalıdır. Kabartmaya Halfeti ve Kalemeydanı’nda bulunan teknelerle gidilmektedir. Yol, zor ve zahmetli olabilir ama siz yine de şansınızı deneyin. Sarılar köyünden sonra yol toprak olmasına rağmen düzgündür. 6 km. gittikten sonra taştan ağılların bulunduğu bölgede arabadan inip, kuzey yönünde toprak yoldan ilerlediğinizde, tepenin üzerinde göreceğiniz manzara yolun tüm zorluğunu unutturacaktır. Yürüdüğünüz toprak yolun en az 2000 yıllık bir yol olduğunu bilerek yürümelisiniz.
 
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR