Milletvekili Kirazoğlu'dan çok önemli açıklamalar

AK Parti Gaziantep milletvekili Mehmet Sait Kirazoğlu, Şehitkamil Beldiye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Yardımcısı Latif Karadağ, AK Parti Şehitkamil İlçe Başkanı Mehmet Yılmaz, AK Parti İl ve ilçe teşkilatları, Belediye Meclis üyeleri ile birlikte Gaziantep Basın Cemiyeti (GBC)   başkanı ve Mega Haber Koordinatörü Arif Kurt’u ziyaret etti.

TBMM’de yoğun bir çalışma temposunun ardından tatile girmelerine rağmen sahada çalışmaya devam ettiklerini kaydeden AK Parti Gaziantep milletvekili Mehmet Sait Kirazoğlu, çıkarılan kanunlar ve yapılan hizmetleri görmezden gelen yok sayan muhalefetin yalanlarını millete anlatacaklarını kaydetti.

Aşımızı olalım.

Aşı olma konusunda herkesi duyarlı olmaya çağıran milletvekili Kirazoğlu, 
Şu an Türkiye'de çok ciddi ve yoğun bir aşılama kampanyası olduğunu kaydederek şöyle devam ett; “Çok hızlı bir şekilde ilerliyor tüm sağlıkçılarımızı gönülden kutluyorum. Ancak, Bizimde buna katkı vermemiz gerekiyor.  Aşı konusunda tereddütte olan hiç kimse tereddüt etmesin.Bizde aşılarımızı olduk.  Çocuklarımız oldu,eşlerimiz oldu, büyüklerimiz oldu, kardeşlerimiz oldu. Dolayısıyla aşı konusunda herhangi bir tereddüt etmeye gerek yok. Bugüne kadar olmayanlar bir an önce gidip aşısını olsunlar. Şuan rakamların düşük seyretmesi bizleri rehavete sokmasın. Maske-mesafe-temizlik noktasında aynı hassasiyetle devam edip dikkat etmemiz gerekiyor. Yeni bir pik yeni bir dalga oluşmadan sevdiklerinizin sizlerin eşimizin dostumuzun sağlığı selameti için bence bu tedbirleri titizlikle uyalım aşımızı olalım. İnşallah bir daha geçmişte yaşadığımız salgının bu sıkıntılarını acılarını işte kapanmayı yaşamayız. Çünkü bu sadece sağlıkla ilgili sonuçlar da vermiyor, aynı zamanda ekonomiyi olumsuz etkiliyor. İnsan yaşamını, iletişimi olumsuz etkiliyor. İşte evlenmek isteyenler evlenemedi. Bu bile çok önemli bir şey. Ben bu nedenle tüm vatandaşlarımızdan bir an önce aşı olmalarını ve maske mesafe temizlik tedbirlerine uyumaya devam etmelerini rica ediyorum hepsini saygıyla selamlıyorum.”

Güvenlik olmazsa göç devam eder-

Suriyelilerden sonra akın akın Türkiye’ye gelen Afgan göçmenlerin durumu hakkında konuşan Milletvekili Kirazoğlu, sözlerine şöyle devam etti; “Öncelikle Türkiye'nin 2011 yılında Suriye ile başlayan krizden bu yana ısrarla uluslararası platformlarda söylediği şey şuydu; ‘Suriye'de güvenli bölgelerin oluşturulması ve iç savaştan kaçmak zorunda kalanların can güvenliği nedeniyle kişilerin bu bölgelerde güvenli bir ortamda yaşamlarını sağlanması’. Maalesef ilk başlarda dinletemedik.Sonra  kendi yaptığımız operasyonlarla, işte Fırat kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı kadar tüm operasyonlar sonrasında Suriye sınırları içerisinde biz güvenli bölgelere oluşturduk. Bu Bölgelere kısmen geri dönüşler de sağlandı ve Suriye içindeki birçok insan bu güvenli bölgelerde yaşıyorlar. Geçtiğimiz yıl İdlip’de aynı sıkıntı vardı. İdlip’te şuanda  3 milyona yakın nüfus birikmiş durumda Türkiye orada muhatapları ile yaptığı görüşmeler ve yaptığı hareketler neticesinde idlip'te de güvenlik ortamı  oluştu. Ve 3 milyon insanın bir anda sınırlarımıza doğru hareket etmelerinin önüne geçilmiş oldu. Bu çok önemli. İstikrarın olmadığı Afganistan gibi bölgelerdende sürekli batıya doğru göç var. Türkiye  göçte aynı zamana transit geçiş noktası sayılır. Afganistan’dan  bir insan akımı, insan hareketi var. Bununla da mücadele etmek için gerekli tüm tedbirleri alıyoruz. Sınırlarımızdaki gereken tüm tedbirler, göç merkezlerimizdeki ekipler  güçlendiriliyor ve yakından takip ediliyor.  Bu göç akımını ve ülkemize daha fazla insanın gelmesini bir şekilde engellemenin birinci yolu ilgili ülkede kaynak ülkenin güvenliği sağlamaktan geçiyor. Bu anlamda Suriye'de bunu başardı diğer ülkelerde de bunun başarılması halinde bu göçler dalgalarının daha da azalacağını inanıyoruz. Bu konuda elimizden gelen çabayı da gösteriyoruz ama bu güvenli bölge meselesi çok önemli. Uluslararası toplumun büyük ülke dediğimiz uluslararası aktörlerin bu konuda aslında Türkiye'nin tezine ciddi katkı ve destek vermesi halinde bugün sorununu minimize ederek daha iyi yönetmemiz mümkün olacak diye düşünüyorum.”

Şehitlerimizin kanı yerde kalmadı-

Suriye’de Türk Silahlı Kuvvetlerine yapılan saldırıda şehit olan askerlerimize de değinen Milletvekili Kirazoğlu; “Öncelikle Milletimizin başı sağolsun. Şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tabiki Suriye Türkiye’nin güvenliği için  çok önemli bir ülke. Biz orada son 5 yılda 15 temmuz sonrasından bu yana yapılan harekatlarla güvenli  bölgeler oluşturduk. Suriyelilerin hem geri dönüşlerini  hemde oradaki  Suriyelilerin güven içinde yaşamalarını ve bizim ülkemize  yönelik güvenlik tehditlerini   terör tehditlerinide ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.  Maalesef böyle bir acı  yaşandı. Ancak biz bölgede hakimiz  şehitlerimizin kanı yerde kalmadı misliyle karşılık verildi. Milli savunma bakanlığının yaptığı açıklamaya göre en az 7 daha fazla sayıda olduğu  tahmin ediliyor terörist etkisiz hale getirlidi. Terörle mücadelemiz terörizm ve terör  riskler bitene kadar devam edecek. Bu konuda da ben Türk Silahlı kuvvetlerimize ve son zamanlarda gittikçe gelişen savunma sanayi teknolojisindeki hamlelerimize  güveniyorum,inanıyorum”dedi.

Kıbrıs ve Savunma sanayi konusunda atılan adımlarıda değerlendiren Kirazoğlu sözlerine şöyle devam etti.

Kıbrıs Türkiye’nin en önemli meselelerinden birisidir.

“Kıbrıs bildiğiniz üzere son yüzyılın ülkemiz açısından en önemli meselelerinden biri. Kıbrıs Türk’ünün hakkını korumak kollamak bizim asla ve asla vazgeçemeyeceğiniz sorgulatmayacağımız bir konudur. Birleşmiş Milletler'in bu konudaki daha önce yaptığı çalışmalara rağmen en son ANNAN planı ki, Kuzey Kıbrıs’taki Türk kardeşlerimiz Annan planını onayladılar   ancak, Rumlar  onaylamadılar. Çünkü adil eşitlikçi bir çözümü istemiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti olarak biz Kıbrıs Türkünün her zaman yanında olarak iki devletli bir çözümün artık elzem olduğunu düşünüyoruz inanıyoruz. Bu çözümün gerçekleşmesi için de hem uluslararası hem Kuzey Kıbrıs'ta ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Hem geçtiğimiz yıl hem bu yıl Kıbrıs'ta Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamalar Maraş’ın açılması şimdi kademeli olarak diğer bölgelerde açılacak. Yine aynı şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin diğer ülkelerle ilişkileri noktasında uluslararası alanda yapılacak iş birliklerle biz Kıbrıs sorununun aynı Karabağlar'daki sorun gibi kalıcı bir şekilde çözülmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Karabağ'da 35 yıldır MİSK üçlüsü dediğimiz tarafların içinde Rusya’nın olduğu Avrupa Birliği'nin ve  Amerika'nın olduğu sorun hiçbir zaman çözülemedi. Ancak ve ancak Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın çok güzel bir tabir var, ‘Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz’ dedik ve Azerbaycanlı kardeşlerimize gereken her türlü desteği vererek Karabağlar'daki 30-35 yıllık sorunu çözdük. Şu an Karabağlar özgürlüğüne kavuştu. Azerbaycan'da bütünleşti. Şimdi oranında ihyası imarı Bayındır hale getirilmesi ile uğraşacağız. Kuzey Kıbrıs'ta da aynı şekilde. Madem uluslararası toplum uluslararası hukuk ve diplomasi bu sorunu çözemiyor, biz artık orada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin oradaki Türk toplumunu temsil eden güçlü  kararlı Kıbrıs türkünün iradesini ortaya koyan bir yapı olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ulusal alanda tanınması için gereken her türlü çabayı desteği yapacağız. Orası aynı zamanda Doğu Akdeniz açısından da bizim için çok önemli. Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarını dünyanın başka ülkelerinden gelip petrol doğalgaz arayanlar, sonra da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile yaptığımız anlaşmalar çerçevesinde petrol doğalgaz aramacılığı yaptığımızda işimizi suçlamaya çalışıyorlar. Doğu Akdeniz her zaman Türkiye için önemli ve Türkiye kararlılıkla Libyayla yaptığı mutabakat çerçevesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile yaptığı mutabakat çerçevesinde bölgedeki varlığını hem ekonomik hem Güvenlik  hem savunma gerekçeleriyle varlığını devam ettirecek ve kararlılıkla yolunda ilerleyecektir.

Savunma sanayinde 20 yılda çok yol katettik-

Şimdi şunu söylemek lazım, savunma sanayinde son 20 yıl gerçekten çok büyük mesafelerin alındığı bir dönem oldu. Şu an savunma sanayinde 70 milyar dolarlık bir proje hacmimiz var. Bundan 20 yıl önce bu yaklaşık 5 milyar dolar civarındaydı. Yine 50-60 proje varken şu an yılda 800-900 savunma savunma sanayinin farklı alanlarında yüksek teknoloji gerektiren projeler yapılıyor. Bunlara her gün yenileri ekleniyor. Tabi herkesin bildiği iha'lar sihalar var ama aslında bunun dışında işte helikopterler eğitim uçakları, güdümlü füzeler, mühimmatlar.


Yine yerli yazılıma destek veren birçok saldırı veya savunma ekipmana da ilgili projeler büyük bir ciddiyet ve kararlılıkla devam ediyor. Biz bunun sonuçlarını da son 5 yılda çok olumlu bir şekilde gördük. Hem terörle mücadelede, hem sınır güvenliğinin sağlanmasında, hem yurt dışında ki terör unsurlarıyla mücadelemizde bunların çok büyük faydasını gördük.  Sonuç aldık. Bugün bile basında yapılan bir operasyonda yine üst düzey bir PKK'lının yakalandığını görüyoruz. Burada kullanılan teknolojileri takip sistemlerinin sahadaki istihbarat bilgisi ile birlikte çok ciddi katkıları oluyor. Yine iha-sihalarla birlikte biz hem sınır güvenliğimizi destek verdiğimiz Azeri kardeşlerimizin Karabağ kurtarması yine dünyanın başka yerlerinde ve noktalarında ülkemizin çıkarlarını ilgilendiren konularda bu teknolojileri kullanarak mesafe alıyoruz. Bundan da rahatsız olan kesimler var. Bunu biliyoruz ancak bu ülkenin güvenliği, bu ülkenin savunması bu ülkede yaşayan insanlara refah  ve huzuru bizim için her şeyden önemli. Bunun için de savunma sanayinde ki diğer sektörleri de etkileyen bir teknoloji alandır. Orada gelişen teknoloji diğer sektörlere çok ciddi katkıda bulunuyor. Kararlılıkla geliştirmeye ilerletmeye devam edeceğiz ve güzel sonuçlar alacağımıza inanıyorum.”