USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Kültür

Abdalların efsane müzisyeni: Neşet Ertaş

"Bozkırın Tezenesi", "Anadolu Efsanesi" ve "Abdal Müzisyen" lakaplarıyla da musiki dünyasında maruf ahali ozanı, abdallık geleneğinin akıbet mümessillerinden Neşet Ertaş, hayatı süresince ürettiği unutulmaz eserleri Türk müziğine kalıt bıraktı.

Abdalların efsane müzisyeni: Neşet Ertaş
24-09-2021 14:32
Google News
İstanbul

Türküleri kendine başmaklık üslubuyla yürütme fail Neşet Ertaş, hasır otu üstadı Muharrem Ertaş ile Döne Hanım'ın oğlu şekilde Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesine ilişkin Abdallar (Kırtıllar) Köyü'nde 1938'de dünyaya geldi.

Babası yardımıyla müziğe dikkat duyan sanatçı, icra ettiği birlikte açıklamada, o günleri, "Düğünlerde kaşık tutamayan çocuklara zil verilirdi. Babam bana da zil vermişti. Ben dun fevk 4-5 sene babamın birlikte zil çaldım. Zille başladım, kaşık da tuttum sonunda. Eskiden hasır otu neredeydi? Babalarımız birlikte hasır otu bulursa, şükrederdik. Kırılınca yapıştırırlardı tutkalla mavera yanını, bu yana yanını. Saz yoktu. Rahmetlik babam, 2-3 ay yarar giderdi." laflarıyla anlatmıştı.

Ertaş, 12 yaşlarında annesini kaybetti. Çok ıvır zıvır yaşta putrel ve yay çalmayı öğrenen sanatçı, babasıyla 8 sene Kırşehir, Nevşehir, Niğde, Kırıkkale, Yozgat ve Kayseri'de karye köylük yer dolaşarak düğünlerde oyunluk aldı.

Abdallar Topluluğu'nu kurdu

Kırşehir'de kendisi kabil zeki müzisyenlerle Abdallar Topluluğu'nu kuran sanatçı, düğünlerde sazını çalmaya bitmeme etti. Ertaş, çalışmış olduğu düşüncesince okula gidemedi, okumayı ağabeyi Necati Ertaş'tan öğrendi.

Bozlak türkülerini "feryat" niteleyerek tanımlayan Ertaş, 14 yaşlarında İstanbul'a gitti. Sanatçının, "Aynı ruhun insanıyız." söylediği babasıyla seslendirdiği "Neden Garip Garip Ötersin Bülbül" isminde sanlı önceki plağı 1957'nin böylecene yayımlandı.

Babası çeşidinden lafları yazılan ve İstanbul neşeli Çalar Plak'tan çıkan bu çalışmasıyla el çeşidinden dip dikkat gören Ertaş, serbest kitlelere ulaşmayı başardı.

Kendisi kabil müzisyenlerle köylerde, düğünlerde araklayıcı sanatçı, gittiği birlikte köyde yazdığı önceki bestesinin öyküsünü şu laflarla anlatmıştı:

"Bir düğüne gittik. Düğünde çalgıcıları göz oda gezdirirlerdi. Gelen misafirler, akşam ezanı köyün odalarına dağılırdı. Odalardan birine vardım ki, içeride birlikte hastalanmış yatıyordu. Bir avrat vardı yanında. Ben art çıktım. Köyün kahyası dedi ki 'Burada da çalacaksın.' Ben ne çalayım? Genç birlikte dilaver yatıyor, birlikte de buğulanmış annesi mevcut yanında. Ne çalıp söylediğimi bilmiyorum. O şeb etkilendim o gençten. Geldim, oturdum, zat kendime, 'Anam ağlar başucumda, oturur'u yazdım. İlk bestem bu oldu. Ama benim yazdığımı levent boylu seneler on paralık hiç kimseye söylemedim."

UNESCO çeşidinden "Yaşayan insanoğlu hazinesi" ikrar edildi

İstanbul'dan ayrılarak Ankara'da zanaat çalışmalarına bitmeme fail sanatçı, çalışmış olduğu gazinoda tanıştığı Leyla Hanım'la 1960'ta evlendi. Üç bebek sahibi bulunan Ertaş çifti, 7 sene sonradan ayrıldı.

Sanatçı, önceki plağının arkası sıra nice plaka ve kasete imza attı, "Garip" mahlasıyla kaleme almış olduğu şiirlerde zat yaşamını anlattı.

"Mahalli sanatçı" unvanıyla Ankara TRT Radyo Evi'nde programlar karşıcı Ertaş, geçirdiği inme dolayısıyla Almanya'ya giderek, tedavisine orada bitmeme etti. Tedavisi müspet sonuçlanan sanatçı, boşluk verdiği zanaat yaşamına 2000'de İstanbul konseriyle art döndü.

Neşet Ertaş, UNESCO çeşidinden Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanteri'ne alınarak "Yaşayan insanoğlu hazinesi" ikrar edildi.

Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanlığı çağında namına öneri edilen "Devlet Sanatçısı" unvanını reddeden sanatçı, birlikte röportajında "Ne buyurmak büyüklük sanatçılığı? Hepimiz bu devletin vatandaşı, bu memleketin sanatçısıyız. Ayrıca birlikte 'devlet sanatçısı' ne demek? Ben burada birlikte 'ayrım' gördüğüm düşüncesince ikrar etmedim." laflarını kullanmıştı.

Eserlerinde Anadolu insanının ateş ve kederini dile getirdiğini tabir fail Ertaş'a, İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuvarı çeşidinden 2011'de gönüllü doktora unvanı verildi. Aynı sürede sanatçının bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ibret şekilde okutuldu.

400'ten aşkın plaka çıkardı

Yaşamı süresince tahminî 400 plak, nice kaset ve "long play"e imza atan Ertaş, 25 Eylül 2012'de kestanecik kanserine yenmiş düşerek, İzmir'de 74 yaşlarında ölüm etti.

Babası Muharrem Ertaş'la Kırşehir'de birlikte de abidesi mevcut eli uz sanatçının yaşamı ve eserleri, Prof. Dr. Erol Parlak çeşidinden dü ciltlik birlikte eser biçiminde yayımlandı.

Ertaş, kaleme almış olduğu "Zahidem" türküsünün öyküsünü birlikte röportajında, "Biz dedelerimizden bu yana düğünlerde çalıp söyleriz. 13-14 yaşlarındayken bizim Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesinin birlikte köyündeki düğünde elime birlikte türkü kayıtlı kağıt verdiler. Sonradan öğrendiğime uyarınca kimsesiz birlikte bebek yazmış bu şiiri. Bu kimsesiz evladı birlikte familya evine almış, o da o lüp kızına aşırma olmuş. Kızın ismi Zahide imiş. Çocuk askere gidince kızı başkasına vermişler. Ben bu dörtlükleri düzelttim. 45 sene evvela plağa okudum." ifadeleriyle anlatmıştı.

Usta isim, "Neredesin Sen?"in hikayesi karşı ise şunları tabir etmişti:

"1960'lı senelerde TRT sanatçılarıyla Almanya'ya gitmiştim. Otomobilim vardı fakat ne ehliyetim vardı ne de kullanmayı biliyordum. Bazıları dönünce mecburen ego kullandım otomobili. Dönüşte kaymakamlık yaptık. Beni cezaevine koydular. Üç ay cezaevi yattım. Kağıt-kalem de vermiyorlardı. Bu türkünün laflarını sigara kağıtlarının ilişkin çalma çöpünün barutlu yönünü tükürükle ıslatarak yazdım."

Türkülerinde yoğunlukla sevda temasını ele meydan sanatçının birtakımı albümleri şöyle:

"Gönül Ne Gezersin Seyran Yerinde", "Kendim Ettim Kendim Buldum", "Kibar Kız", "Gel Gayri Gel", "Türküler Yolcu", "Gitme Leylam", "Kova Kova İndirdiler Yazıya", "Seher Vakti", "Polis Lojmanları", "Benim Yurdum", "Gönül Yarası", "Zülüf Dökülmüş Yüze", "Zahidem", "Gönül Dağı", "Ölmeyen Türküler 2", "Ölmeyen Türküler 3", "Sazlı Sözlü Oyun Havaları", "Niye Çattın Kaşlarını", "Yar Gönlünü Bilenlere", "Garibin Dünyada Yüzü Gülemez", "Altın Ezgiler", "Gurban Olduğum", "Ağla Sazım", "Hata Benim", "Mühür Gözlüm."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN...
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?