Küçük yaşta ailelerin çocuklarını bir ustanın yanına çırak olarak verdiğini, kendisinin de bu şekilde mesleğe başladığını anlatan Yüzümcü, günümüzde çırak bulmanın imkânsız hale geldiğini vurguladı.
“17–18 yaşındaki biri çırak olamaz. Bu iş 10–12 yaşında öğrenilir. Şu anda bakırcılık yapanların en genci 50 yaşında. 5–10 yıl sonra ne olur bilmiyoruz” diye konuştu.
“Dünyada sadece Antep’te var; 20–30 kişiyi geçmez”
Antep’e özgü oyma ve nakışlı bakır işçiliğinin dünyada tek olduğunu söyleyen usta Yüzümcü, “Türkiye’yi geçtim, dünyada bizim yaptığımız oyma nakışı yapan başka yer yok. Toplasan 20–30 kişi çıkar. Yazık, gerçekten yazık” ifadelerini kullandı.
“Teknoloji girerse bu işin anlamı kalmaz”
Bakır işleme sürecinin tamamen el emeğine dayandığını belirten Yüzümcü, “Ham levhayı alır şekillendiririz, nakışını işleriz, kalayını yaparız, çekiçleriz, parlatırız. Bazı ürün bir ayda biter, bazıları üç ay sürer. Günde 50 tane biten de olur, tamamen modele bağlı” dedi.
Mesleğe teknolojinin girmemesi gerektiğini söyleyen usta, “Bu iş teknolojiyle olmaz. Eğer bitecekse el emeğiyle bitsin. Bu nakışı yapacak bir makine bugüne kadar olmadı, olacağını da sanmıyorum” dedi.
“Çocuk yaşta öğrenilen bir meslek”
Bakırcılığın yaşaması için tek çözümün eğitim sistemi olduğunu söyleyen Yüzümcü, “Bu iş çocuk yaşta öğrenilir. 17–18 yaşından sonra verilen eğitim bir işe yaramaz. Bir dakikada, bir günde, iki yılda öğrenilecek meslek değil; insanın kendini yıllarca geliştirmesi gerekir” diyerek mesleğin geleceğine ilişkin endişelerini dile getirdi.
Haber: Kader Gül









