USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

TADIMIZ TUZUMUZ KALMADI

22-03-2021

TADIMIZ TUZUMUZ KALMADI

Türkiye’de güne nasıl başlayacağımızı artık bilemez olduk. Gece yarıları alınan kararların, sabahın erken saatlerinde uygulamaya geçilmesinin şaşkınlığını yaşamaktan bıktık resmen. Ne zaman normale döneceğimizi de artık bilemiyoruz. Ekonomik sıkıntı zaten insanların belini bükmüş durumda. İcra dosyaları depolara bile sığmıyor artık. Bankalar verdikleri krediyi alamayınca o insanların kâbusu oluyor. Vatandaşlar elektrik-su doğalgaz parasını ödeyemez hale geldi. Kiralar almış başını gidiyor. Gıda maddeleri el yakıyor. Marketlere girilemez olundu. Et alamayanlar ucuz diye tavuğa sarılmıştı ona da yüzde 50 zam getirildi. 

En vahimi işsizlik almış başını gidiyor. TÜİK filan boşverin, kimse inanmıyor zaten. Dahası gençlerimiz ülkeden kaçıyor, gidemeyenler de durmak istemiyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, şimdi birde ülkemizin geleceğini ilgilendiren demokrasi, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yol açıcı kararlar alınmaya başlandı. Üzülüyoruz gerçekten. Elbette bu kararlara sevinenler de var, onları da dikkate alıyoruz mutlaka. Ama her geçen gün daraltılan demokrasinin ve Laik Cumhuriyetin yollarında yürümek zorlaşıyor artık. Şu son 3-4 günde yaşadıklarımız inanılır gibi değil. Yine parti kapatma davası gündemde. Hem de bir zamanlar partisi kapatılmaması için isyan ettiklerimiz tarafından. Yine Milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması, sonrasında o milletvekilinin meclisten zorla çıkarılışı. Bitmedi Kadınlar için çok değerli İstanbul sözleşmesinden çekilme kararı.

KADINLARA TANINAN HAKLARI GERİ ALMAK YAKIŞMADI 

Şimdi kısaca sormak istiyorum; “Kadınlara yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesini kim istemez” Üstelik tüm Dünyayı İstanbul’a davet ediyorsun. Adı İstanbul olan uluslararası bir sözleşme hazırlıyorsun. Üstüne de ilk imzayı atıyorsun. Sonrasında Anayasa’nın 90. Madde gereğince iç hukukun bir parçası yapıyorsun. Sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından kanun tasarısı olarak meclise havale ediyorsunuz. Bizzat Sayın Erdoğan tarafından bu sözleşmeyle ilgili olarak, uluslararası alanda kadına yönelik aile içi şiddet ile bağlayıcı olduğu belirtilip Türkiye’nin bu yönde öncü olduğunu ilan ediyorsun.

Bu kanunun çıkması için o dönemin aile ve sosyal politikalar bakanı Sayın Fatma Şahin’in gece gündüz büyük gayretleriyle, imza için 12 ülke ile temaslar kurarak imzaları attırıyorsun, 2014 de kanunu yürürlüğe sokuyorsun. Ve böylece İstanbul sözleşmesini ilk uygulayan ülke olarak tarihi bir karar alıyorsun. Ama 2 gün önce bir gece yarısı kararname ile sözleşmeden çekiliyorsun. Tam da kadınların acımasızca şiddete uğradığı dönemde. Kadınların gözünün yaşına bakmadan öldürüldüğü bir zamanda. 

BU KARARA FATMA ŞAHİN KADAR KİMSE ÜZÜLEMEZ 

Sevgili okurlarımız. O kadar zor ki bunları görmek ve yaşamak. Bırakın sizi bizi… Öbürlerini… Bu kanunu çıkartabilmek için gecesini gündüzüne katan, büyük mücadeleler veren ve ülkemizin kadınlarının şiddete uğramaması için inanılmaz çabalar sarf eden Sayın Fatma Şahin’in durumunu... Adım gibi biliyor ve inanıyorum ki, bu karara Fatma Şahin kadar kimse üzülemez... İstanbul sözleşmesinin anası o çünkü... 

Ne var ki siyaset bazen çok acımasız oluyor. Bir dönem Fethullah Gülen cemaati uğruna verilen tavizler, şimdilerde kadınların evinde oturmasını isteyen, söz ve savunma hakkı tanımayan, hatta taciz ve tecavüz etmeyi, dayak atmayı kendine hak sayanlar memnun edildi. Öyle ki bunların içerisinde Fatma Şahin’i bile sevmeyenlerin çoğunlukta olduğu tarikat ve cemaatlere için İstanbul sözleşmesi kurban edildi. Böylece ilk ülke olarak tarihe geçmeyi başaran Türkiye, yine ilk ülke olarak çekilme kararı aldı. Maalesef kim ne derse desin çok tehlikeli bir yola girildi. Bundan sonrası ne olur bilemem ama bu karar sonrası sevinenlere bakıldığında, Türkiye’de laikliği istemeyen, demokrasiyi kendine göre şekillendirmek isteyenler, her yönüyle zafer kazanmışlardır.  

HA GAYRET SAYENİZDE KAPANMAYA AZ KALDI 

Evet, maalesef beceremedik. 1 ay içerisinde Gaziantep’i sarıdan turuncuya, ondan da kırmızıya geçirdik. 8-14 Şubat’ta 100 binde 26.72 iken, 13-19 Mart tablomuzu 87.33’e çıkarma başarısını gösterdik. Ve büyük bir ihtimalle bu hafta sonunda kapanırız. Böylece azıcık nefes almaya başlayan esnaf için kâbus dolu günler başlar. Yasaklar belki de çok daha katı biçimde uygulanır. Yani bizler, ONLAR yüzünden “kurunun yanında yaş da yanar” dramına kurban gideceğiz. Maalesef onlar dediğimiz sorumsuzlar, sokakları caddeleri dolduranlar, ev ziyaretleri aksatmayanlar, taziyelere tüm uyarılara rağmen gidenler, dahası taziyeyi yapmaması gereken ama taziye ziyaretçisi bekleyenler. Sınırlı sayıda masa koyması gereken ama bunu uygulamayan sorumsuz lokanta ve kahveciler. AVM’ler, daha vahimi tam da böyle bir ortamda okulları açanlar. Bitmedi, testi pozitif çıkan ama bunu kimseye söylemeyip çarşıya pazara çıkanlar. Kalabalık ortama girenler. Yani o kadar çok ki yazacaklarımız. İşte hepsini topladığımızda sonuç yukarıdaki gibi bir ay içerisinde 26’dan 87’ye fırlamamızı sağladı.  

SONUÇ KAÇINILMAZ 

Peki ne olacak halimiz? Sonuç kaçınılmaz. Kapanacağız. Tabi bunun sınırlaması nasıl olacak bilemeyiz ama sorumsuzlarla dolu şehrimizde, söylenmeyen yazılmayan hasta ve ölüm rakamları daha da yukarılara çıkacak. Hastanelerde yer bulma sıkıntısı başlayacak. Tekrar başa dönülecek. Aşıyı hiç sormayın zaten. Olan oldu olmayanlar kaldı. Daha dramatik bir durum var, aşı olanlar bile tekrar koronaya yakalandı. Bazılarında alerjik sorunlar çıktı. Yani olsan bir türlü olmasan bir türlü. Daha vahimi topu topu 10 -12 milyon aşı ile ülkede korona savaşı vermeye devam. Oysa 50 ilk parti, sonra 50 milyon ikinci parti aşı gelecek denilmişti. Siz siz olun tedbirinizi elden bırakmamaya çalışın. Hastalıklarınız varsa özellikle akciğer veya şeker gibi sorunlar yaşıyorsanız sakın size bulaşmasına izin vermeyin. Çünkü en yakın tanıdıklar, hem de genç yaşlarda pat diye hayata veda ediyorlar. 

HEPİNİZE SAĞLIKLI HAFTALAR 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR