Eğrisi doğrusu, şunu kabul edelim. Gaziantep'te ilk dönemler cemaat-hizmet, daha sonraları paralel-haşhaşi, en sonunda da FETÖ-PDY denilince akla gelen ilk aile her zaman Nakıboğlu ailesi olmuştur.
Özellikle ailenin önemli konumdaki fertleri, Holding Başkan Yardımcısı Osman Nakıboğlu ve oğlu Bahaeddin Nakıboğlu'nun 17/25 Aralık'tan sonra da bir adım bile geri adım atmamaları,Türkiye Cumhuriyeti'nin karşısında saf tutmaları, herkesin bildiği gerçekler. Her ikisinin bugün ABD'deki ultra lüks yaşantılarına bakarsak ne demek istediğimi anlarsınız...
Bir yanda ABD'de krallar gibi yaşayan baba-oğul Osman-Bahaeddin Nakıboğlu...
Diğer yanda cezaevinde Cahit-Taner Nakıboğlu...
Ve daha da ötesi, hayatını kaybeden babaları Şıh Mehmet Nakıboğlu...
Şu kesin, yargılamaları devam eden Cahit Nakıboğlu ve Taner Nakıboğlu, FETÖ-PDY için Gaziantep'te simge demek. Para kasaları olup olmadığına, örgüt hiyerarşisi içerisinde yer alıp almadıklarına kararı verecek olan mahkeme ama, aile ile ilgili sadece Gaziantep değil Türkiye'deki genel algı bu...
XXXX
Nakıboğlu ailesinin yargılandığı bütün duruşmaları yerinde takip ettim. Hep mahkemedeydim. Yargılamaların tarafsız ve bağımsız şekilde yapıldığına şahidim. Sanıklar lehine de, aleyhine de verilen tüm ifadeleri mahkeme heyeti hep zapta geçirdi, hiç müdahale etmedi. Hatta, çelişkili ifadelerde heyet tavrını bile koydu...
Büyük ihtimalle bir sonraki duruşmada mahkeme kararını açıklayacak. Karar ne olursa olsun, en adil karar verilecektir. Türk adaletine herkes inansın...
XXX
Gelgelelim asıl söyleyeceklerime...
Geçen hafta cuma günü Cahit Nakıboğlu'nun babası, Taner Nakıboğlu'nun dedesi Şıh Mehmet Nakıboğlu'nun cenazesi vardı. Oradaydım...
Mezarlıktaki cenazeye girip, az sayıdaki katılımı görünce, çok değil 4 yıl önceye döndüm. Öyle 2010, 2011, 2012'lere değil...
17-25 Aralık sonrasına...
Yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, etrafındaki üç beş kişiyle ''Paralel, haşhaşi, hain'' dediği kişilere karşı savaş verirken, 'Nasıl olsa araları düzelir'' deyip ikili oynayıp, bu hain örgüte karşı net tavır almayanların bukalemunu oynadığı günlere...
Cahit Nakıboğlu'nun hala çok güçlü olduğu yıllar...
Siyasette bir yere gelmek, iş dünyasında para kazanmak isteyenlerin, randevu alabilmek için günlerce kapısında sıra beklediği, gerekirse el-etek öptüğü günler...
Devlet memuru, milletvekili, ne bileyim bir yere kapağı atabilmek için Nakıboğlu'lardan birisinin referans olarak yazıldığı müsveddeler...
Nakıboğlu'ların Gaziantep'in en güçlü iki ailesinden birisi olduğu, hatta en güçlü olmaya koşar adım gittiği dönemler...
Siyasetçi, sanayici, iş adamı, bürokrat, yani dar çerçeveli ekiple bol bol toplantılar yapılıp, Gaziantep'in dizayn edildiği anlar...
Bir anda o dönemi hatırladım ve ''NEREDEN NEREYE'' diye geçirdim içimden...
Ve ardından yanımdaki arkadaşıma ''İŞTE GAZİANTEP'İN VEFASIZLIĞININ FOTOĞRAFI'' diye seslendim. Bu cümlemi hemen twitledim...
XXX
Cahit Nakıboğlu suçlu olabilir, suçsuz da... Karar yüce Türk adaletinin...
Ama...
Eğer ki. 3-4 yıl öncesine kadar yedikleri içtikleri ayrı gitmeyenler, onun referansıyla bir yere gelenler, onun sayesinde paraya para demeyenler, bir cenazeye karşı son görevlerini yerine getirmek için gidemiyorlarsa, bunun adı vefasızlıktır...
Cenaze bu cenaze...
Gaziantep'e yakışan, Şıh Mehmet Nakıboğlu'na son görevini hakkıyla yerine getirmekti, yapamadı.
Ne yani, oraya gitmek FETÖ'cü damgası mı yedirecekti? Nakıboğlu'na sahip çıkmak anlamına mı gelecekti?
Elbette hayır ama şimdi hepsi korkak damgası yedi...
Buna rağmen oraya giden koca yürekleri de gördüm..
Cahit Nakıboğlu ile yıldızı barışmasa da Ökkeş Eruslu'yu gördüm. Mehmet Şeker'i, Tuncay Yıldırım'ı, Mehmet Aslan'ı, M.Hilmi Teymur'u, Menderes Karaduman'ı ve bazı sanayicileri...
Son görevlerini yerine getirmek için oradaydılar...Helal olsun...
Bir dönem Gaziantep'in sözünü söyleyen, 5-10 bin kişiyi istihdam eden bir aile, 50-100 kişiyle aile reisini toprağa veriyorsa burada düşünmesi gereken kenttir. Yani Gaziantep'tir...
Evet, sen ne zaman bu kadar vefasız oldun Gaziantep...