Pandemi felaketi içinde, bir başka felaket yaşıyoruz!
Dünyanın hiç yerinde bizdeki fırsatçılığı bir başka yerde görebileceğinizi sanmıyorum.
Hükümetin Pandemi nedeniyle evlere kapanmak zorunda olduğumuzu ilan etmesi üzerine , AVM’ ler doldu taştı.
İnsanlar aylarca evden dışarı çıkamayacaklarmış gibi alışveriş yapmaya,
Çarşı pazarda görülmemiş izdihamların yaşanmasına neden oldu.
Bunu fırsat bilen üç beş piyasa düzenleyicisi de...
Ramazanın girişinde yaptıkları fiyat ayarlamaları(!)yetmemiş gibi…
Şimdi de “kapama kazığı”” olarak, özellikle meyve, sebze başta olmak üzere…
Pek çok gıda maddesinde fiyatlarını zıplattılar.
Ülke Savaş de değil!
Bildiğimiz kadarı ile para piyasası sakin!
Sel, deprem gibi felakete de yaşamadık.
Kuraklık olmadı… Başımıza taş da yağmadı!
Peki, ülkemizde bir günde; sosyal, siyasal, ekonomik hayatta bilmediğimiz olağan üstü bir gelişme de yaşanmadığına göre…
Bu zam fırtınası nereden çıktı?
Bu “kazığı” bize kimler attı?
Bir gün önce tezgâhta beş liraya satılan bir ürün, ne oldu da ertesi gün aynı tezgâhta iki katına çıktı?
Bu duruma benim aklım, mantığım; makul ve mantıklı bir cevap veremedi.
Dünyada emsali görülmemiş bu tabloyu;
Sosyalizm, faşizm, kapitalizm gibi doktrinlerle…
Karma, serbest piyasa ekonomisi gibi bir takım ekonomik kavramlarla izah etmeye çalışsam da izah etmekte zorlandım.
Ya bizim anlamakta güçlüğümüz var…
Ya da bu kazığı bize reva görenler bu ülkede yaşamıyorlar.
Ama kabahat bizim!
Neden mi?… Onlar kazığı attığı anda sesimizi yükseltip şikâyet etmedik.
Fiyatı artan mala “ almıyorum lan! “ deyip tezgâhta bırakmadık.
Üç beş piyasa düzenleyicisi, maalesef ülkenin hem ekonomisini alt üst ediyor…
Hem de milletin ekmeği ile oynuyorlar.
Pandemi canımıza okudu, şimdi de fırsatçılar belimizi kırıyor.
Hadi bunları yasa tanımıyorlar!
Allahtan korkuları, kuldan utanmaları da kalmamış.
Peki, Bizim aklımız nerede?
Halk düşmanı fırsatçılara karşı yasal haklarımızı kullanmak nerede?
Haberiniz olsun, ağlamayana mama yok…
Ya yasal haklarımızı kullanacağız, şikâyet edeceğiz, takipçisi olacağız…
Ya da bunlar bizi kazıklamaya, ekmeğimizi çalmaya devam edecekler haberiniz olsun.
Dünyanın hiç yerinde bizdeki fırsatçılığı bir başka yerde görebileceğinizi sanmıyorum.
Hükümetin Pandemi nedeniyle evlere kapanmak zorunda olduğumuzu ilan etmesi üzerine , AVM’ ler doldu taştı.
İnsanlar aylarca evden dışarı çıkamayacaklarmış gibi alışveriş yapmaya,
Çarşı pazarda görülmemiş izdihamların yaşanmasına neden oldu.
Bunu fırsat bilen üç beş piyasa düzenleyicisi de...
Ramazanın girişinde yaptıkları fiyat ayarlamaları(!)yetmemiş gibi…
Şimdi de “kapama kazığı”” olarak, özellikle meyve, sebze başta olmak üzere…
Pek çok gıda maddesinde fiyatlarını zıplattılar.
Ülke Savaş de değil!
Bildiğimiz kadarı ile para piyasası sakin!
Sel, deprem gibi felakete de yaşamadık.
Kuraklık olmadı… Başımıza taş da yağmadı!
Peki, ülkemizde bir günde; sosyal, siyasal, ekonomik hayatta bilmediğimiz olağan üstü bir gelişme de yaşanmadığına göre…
Bu zam fırtınası nereden çıktı?
Bu “kazığı” bize kimler attı?
Bir gün önce tezgâhta beş liraya satılan bir ürün, ne oldu da ertesi gün aynı tezgâhta iki katına çıktı?
Bu duruma benim aklım, mantığım; makul ve mantıklı bir cevap veremedi.
Dünyada emsali görülmemiş bu tabloyu;
Sosyalizm, faşizm, kapitalizm gibi doktrinlerle…
Karma, serbest piyasa ekonomisi gibi bir takım ekonomik kavramlarla izah etmeye çalışsam da izah etmekte zorlandım.
Ya bizim anlamakta güçlüğümüz var…
Ya da bu kazığı bize reva görenler bu ülkede yaşamıyorlar.
Ama kabahat bizim!
Neden mi?… Onlar kazığı attığı anda sesimizi yükseltip şikâyet etmedik.
Fiyatı artan mala “ almıyorum lan! “ deyip tezgâhta bırakmadık.
Üç beş piyasa düzenleyicisi, maalesef ülkenin hem ekonomisini alt üst ediyor…
Hem de milletin ekmeği ile oynuyorlar.
Pandemi canımıza okudu, şimdi de fırsatçılar belimizi kırıyor.
Hadi bunları yasa tanımıyorlar!
Allahtan korkuları, kuldan utanmaları da kalmamış.
Peki, Bizim aklımız nerede?
Halk düşmanı fırsatçılara karşı yasal haklarımızı kullanmak nerede?
Haberiniz olsun, ağlamayana mama yok…
Ya yasal haklarımızı kullanacağız, şikâyet edeceğiz, takipçisi olacağız…
Ya da bunlar bizi kazıklamaya, ekmeğimizi çalmaya devam edecekler haberiniz olsun.
