Gaziantep OSB ve provokatörler...
Tam bir yıl oldu. Çin'de ortaya çıkan koronavirüsün ardından, ülkemizde ilk vaka 11 Mar'ta görülmüş, ilk ölüm haberi de hemen ardından gelmişti.Her geçen gün artan vakalar, ölümler, kısıtlamalar, karantinalar ve yasaklarla dolu bir yıl geçirdik. Her vaka artışı, her ölüm haberiyle üzüldük, şoka girdik. Vaka sayıları azalıp, ölüm oranları düşünce, biraz olsun umutlandık. Aşının bulunup enjekte edilmeye başlanmasıyla tünelin sonunda ışığı görüp sevindik.
Şimdi de normalleşme ile birlikte kısıtlamaların büyük oranda kalkması, eğitimin başlamasıyla eski hayata alışmaya çalışıyoruz.
Gaziantep, normalleşme takviminde az riskli illerin bulunduğu sarı kuşakta yer alıyor. Kısıtlamaların büyük çoğunluğu ilimizde kalkmış durumda. Ekim-Kasım döneminde yaşananları düşününce, geldiğimiz noktaya elbette şükür ediyoruz. Ancak, bu illet öyle bir illet ki, en küçük rahatlamayı, gevşemeyi görmesin, hemen bulaşım riskini zirveye taşıyor.
İşte, tek tek illerin durumlarının açıklanmaya başlandığı andan itibaren, Gaziantep'in yüz bin kişi de 25'lerden 45'lere çıktığını hemen gördük. O yüzden, rahatlamaya, gevşemeye, maske, mesafe, temizlik kaidelerini ihmale hiç gelmiyor.
Vali Davut Gül'ün geçen gün uyardığı gibi, bu şekilde gidersek, kısıtlamasız geçen son cumartesimiz olabilir...
Aman dikkat, o kabus dolu günleri yeniden yaşamayalım, kısıtlamalara yeniden maruz kalmayalım...
Normalleşme ile birlikte, Gastronomi Kenti Gaziantep'te, özellikle restaurant ve cafelerin durumları merak ediliyordu. 2 veya 3 hafta önce, Mart ayında başlayacak normalleşmede, cafe ve restaurantlar için en önemli sorunların başında, ekipleri yeniden kurmanın olduğunu yazmıştım.
Bu işletmeler kurulu sistemlerini bir günde oturtmadılar. Hepsinde yılların emeği, birikimi, kadro istikrarı var. Paket servise devam edenler, çekirdek kadrolarını korusalar da, özellikle garson ve daha ilk birimdeki kadrolarını ücretsiz izne gönderdiler.
Normalleşme kararından sonra geçen hafta cafe ve restaurant işleten dostları ziyaret ettim. Hepsi kısıtlamalar kalktığı için mutlu olsa da, eski personellerinin ancak 3'te 1'ine ulaşabildiklerini, dolayısıyla yeniden kadro kurmanın sıkıntısını yaşayacaklarını söylediler.
Peki neredeler o çalışanlar?
Nerede olacaklar, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'nde...
Yine iki hafta önce yazmıştım. Gaziantep OSB'de çalışmak isteyene iş çok, yeter ki iş ayrımı yapma, çalışmak iste diye. Bir yıllık pandemi sürecinde, özellikle hizmet sektörünün işsiz kalan çalışanlarının yüzde 80'i OSB'de artık fabrika işçisi.
Biz yazınca, sanayicilere yakınsın diye yazıyorsun diyorlar ama, pandemi süreci bir kez daha ortaya koydu ki, Gaziantep OSB bu kentin her şeyi. İşsiz kalan OSB'ye koşuyor ve işini buluyor. Hem de çok daha iyi şartlarda...
Bir yıl önce bu zamanlar sanayici de kara kara düşünüyordu. Pandemide kısıtlamalar gelince, yasaklar başlayınca ne yapacağım, nasıl üreteceğim, mal satacağım diye...
O süreçte çok iyi hatırlıyorum, Vali Davut Gül olsun, Fatma Şahin olsun, üretim ve tedarik zincirinin devamına ısrarla vurgu yapmış ve Gaziantep'in bu süreci fırsata çevireceğini hep söylemişlerdi.
Aynen öyle oldu. Gaziantep OSB, tarihinde yapmadığı iş yoğunluğunu yaşadı. Öyle bir arz-talep ortaya çıktı ki, dünya küçülürken Gaziantep sanayi de büyüdü. İstihdam inanılmaz oranda arttı. İşsiz kalan herkese iş kapısı açıldı. İhracatta rekor üstüne rekor kırıldı. Ankara'yı geride bıraktı, ihracatçı 5 il arasına yerleşti. Şimdi de hedef İzmir'i geçip ilk dörde girmek. Yaklaştık da...
Gaziantep'te sosyal dengenin korunmasında bu kadar önemli rol üstlenen OSB, 10-15 gündür büyük bir kaos yaşıyor. Hammadde ve konteyner sıkıntısından bahsediyorum. Dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak, hammadde fiyatları bir anda 3 katına çıktı. 1000 Dolarlık hammadde şimdi 3 bin dolara bulunamıyor. Aynı şekilde alınan malı getirecek konteynır da yok.
Nedeni Çin'in tüm hammaddeleri kendine çekmesi ve konteynırları çağırması. Yani, ABD-Çin çekişmesi Gaziantep OSB'yi çok derinden etkiledi. Bu kadar iş yoğunluğunun ve talep patlamasının yaşandığı bir dönemde, hammadde sıkıntısı Gaziantep için en büyük belirsizlik olur.
Gaziantep ne badireler atlattı, elbet bu da atlatılır. Ne yapılır ne edilir bilemiyorum ama, bu konu bir an önce çözüme kavuşturulmalı. Dedim ya, bu kentin sosyal dengesi için Gaziantep OSB'yi pamuklar arasına sarıp korumalı, zarar gelmemesi için herkes üzerine düşenin kat be kat fazlasını yapmalı...
Mesala, sendika meselesi. İşçi hakkı hepimizin olmazsa olmazı ama, bir kaç münferit olaydan dolayı OSB'deki tüm işletmelerin aynı kefeye konulmasını, sosyal medyada provokatörlerin OSB aleyhine kirli tezgahlarını hiç birimiz kabul edemeyiz. Hele hele bir kaç sendikacının bu yöndeki provokatif çalışmaları, yürüyüşler falan sosyal dengeye zarar vermekten başka hiç bir işe yaramaz.
Tam bir yıl oldu. Çin'de ortaya çıkan koronavirüsün ardından, ülkemizde ilk vaka 11 Mar'ta görülmüş, ilk ölüm haberi de hemen ardından gelmişti.Her geçen gün artan vakalar, ölümler, kısıtlamalar, karantinalar ve yasaklarla dolu bir yıl geçirdik. Her vaka artışı, her ölüm haberiyle üzüldük, şoka girdik. Vaka sayıları azalıp, ölüm oranları düşünce, biraz olsun umutlandık. Aşının bulunup enjekte edilmeye başlanmasıyla tünelin sonunda ışığı görüp sevindik.
Şimdi de normalleşme ile birlikte kısıtlamaların büyük oranda kalkması, eğitimin başlamasıyla eski hayata alışmaya çalışıyoruz.
Gaziantep, normalleşme takviminde az riskli illerin bulunduğu sarı kuşakta yer alıyor. Kısıtlamaların büyük çoğunluğu ilimizde kalkmış durumda. Ekim-Kasım döneminde yaşananları düşününce, geldiğimiz noktaya elbette şükür ediyoruz. Ancak, bu illet öyle bir illet ki, en küçük rahatlamayı, gevşemeyi görmesin, hemen bulaşım riskini zirveye taşıyor.
İşte, tek tek illerin durumlarının açıklanmaya başlandığı andan itibaren, Gaziantep'in yüz bin kişi de 25'lerden 45'lere çıktığını hemen gördük. O yüzden, rahatlamaya, gevşemeye, maske, mesafe, temizlik kaidelerini ihmale hiç gelmiyor.
Vali Davut Gül'ün geçen gün uyardığı gibi, bu şekilde gidersek, kısıtlamasız geçen son cumartesimiz olabilir...
Aman dikkat, o kabus dolu günleri yeniden yaşamayalım, kısıtlamalara yeniden maruz kalmayalım...
Normalleşme ile birlikte, Gastronomi Kenti Gaziantep'te, özellikle restaurant ve cafelerin durumları merak ediliyordu. 2 veya 3 hafta önce, Mart ayında başlayacak normalleşmede, cafe ve restaurantlar için en önemli sorunların başında, ekipleri yeniden kurmanın olduğunu yazmıştım.
Bu işletmeler kurulu sistemlerini bir günde oturtmadılar. Hepsinde yılların emeği, birikimi, kadro istikrarı var. Paket servise devam edenler, çekirdek kadrolarını korusalar da, özellikle garson ve daha ilk birimdeki kadrolarını ücretsiz izne gönderdiler.
Normalleşme kararından sonra geçen hafta cafe ve restaurant işleten dostları ziyaret ettim. Hepsi kısıtlamalar kalktığı için mutlu olsa da, eski personellerinin ancak 3'te 1'ine ulaşabildiklerini, dolayısıyla yeniden kadro kurmanın sıkıntısını yaşayacaklarını söylediler.
Peki neredeler o çalışanlar?
Nerede olacaklar, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi'nde...
Yine iki hafta önce yazmıştım. Gaziantep OSB'de çalışmak isteyene iş çok, yeter ki iş ayrımı yapma, çalışmak iste diye. Bir yıllık pandemi sürecinde, özellikle hizmet sektörünün işsiz kalan çalışanlarının yüzde 80'i OSB'de artık fabrika işçisi.
Biz yazınca, sanayicilere yakınsın diye yazıyorsun diyorlar ama, pandemi süreci bir kez daha ortaya koydu ki, Gaziantep OSB bu kentin her şeyi. İşsiz kalan OSB'ye koşuyor ve işini buluyor. Hem de çok daha iyi şartlarda...
Bir yıl önce bu zamanlar sanayici de kara kara düşünüyordu. Pandemide kısıtlamalar gelince, yasaklar başlayınca ne yapacağım, nasıl üreteceğim, mal satacağım diye...
O süreçte çok iyi hatırlıyorum, Vali Davut Gül olsun, Fatma Şahin olsun, üretim ve tedarik zincirinin devamına ısrarla vurgu yapmış ve Gaziantep'in bu süreci fırsata çevireceğini hep söylemişlerdi.
Aynen öyle oldu. Gaziantep OSB, tarihinde yapmadığı iş yoğunluğunu yaşadı. Öyle bir arz-talep ortaya çıktı ki, dünya küçülürken Gaziantep sanayi de büyüdü. İstihdam inanılmaz oranda arttı. İşsiz kalan herkese iş kapısı açıldı. İhracatta rekor üstüne rekor kırıldı. Ankara'yı geride bıraktı, ihracatçı 5 il arasına yerleşti. Şimdi de hedef İzmir'i geçip ilk dörde girmek. Yaklaştık da...
Gaziantep'te sosyal dengenin korunmasında bu kadar önemli rol üstlenen OSB, 10-15 gündür büyük bir kaos yaşıyor. Hammadde ve konteyner sıkıntısından bahsediyorum. Dünyada yaşanan gelişmelere paralel olarak, hammadde fiyatları bir anda 3 katına çıktı. 1000 Dolarlık hammadde şimdi 3 bin dolara bulunamıyor. Aynı şekilde alınan malı getirecek konteynır da yok.
Nedeni Çin'in tüm hammaddeleri kendine çekmesi ve konteynırları çağırması. Yani, ABD-Çin çekişmesi Gaziantep OSB'yi çok derinden etkiledi. Bu kadar iş yoğunluğunun ve talep patlamasının yaşandığı bir dönemde, hammadde sıkıntısı Gaziantep için en büyük belirsizlik olur.
Gaziantep ne badireler atlattı, elbet bu da atlatılır. Ne yapılır ne edilir bilemiyorum ama, bu konu bir an önce çözüme kavuşturulmalı. Dedim ya, bu kentin sosyal dengesi için Gaziantep OSB'yi pamuklar arasına sarıp korumalı, zarar gelmemesi için herkes üzerine düşenin kat be kat fazlasını yapmalı...
Mesala, sendika meselesi. İşçi hakkı hepimizin olmazsa olmazı ama, bir kaç münferit olaydan dolayı OSB'deki tüm işletmelerin aynı kefeye konulmasını, sosyal medyada provokatörlerin OSB aleyhine kirli tezgahlarını hiç birimiz kabul edemeyiz. Hele hele bir kaç sendikacının bu yöndeki provokatif çalışmaları, yürüyüşler falan sosyal dengeye zarar vermekten başka hiç bir işe yaramaz.