Murat Gezici önüne gelene istediğini söyleyebileceğini düşünüyor anlaşılan… İşine gelmediğinde ‘içkili’ ithamı, işine geldiğinde ‘FETÖ’cü’…   Türkiye merkezli Gezici Araştırma Şirketinin kamuoyu ile paylaştığı anketin ardından Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, Murat Gezici'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra 500 bin TL karşılığı Demokrat Parti'yi genel seçimlere kadar anketlerde birinci parti çıkarmayı teklif ettiğini açıkladı.   Bunun üzerine Murat Gezici, Serdar Denktaş’la ilgili tuhaf mı tuhaf iddialarda bulundu. Adeta Serdar Denktaş'ı karşılaştıklarında sarhoş olmakla itham etti.   Denktaş esprili bir şekilde yanıtladı: “İstediği 500 bini duyunca sarhoş olsam da ayılırdım”…   Bitti mi, hayır…   Daha birkaç gün geçmeden Murat Gezici şimdi de KKTC’nin resmi haber ajansı TAK’ın müdürlüğünü tehdit etti.   Tehdidin nedeni, Gezici’nin anketlerine TAK tarafından yer verilmemesi…   Tehdidin içeriği ise ‘İçinizdeki FETÖ’cüleri 7’sindeki seçimden sonra bitireceğim’…   Hem şifahen hem de TAK Müdürü’ne SMS yoluyla iletmiş bu tehdidini…   ***   Bu ne şimdi?   Devletin haber ajansı Gezici’nin özel haber ajansıymış gibi ticari maksatla yaptığı anketi mi yayınlamak zorunda?   Bu olmadığında da FETÖ’cü mü ilan edilecek?   Murat Gezici önüne gelene istediğini söyleyebileceğini düşünüyor anlaşılan…    İşine gelmediğinde ‘içkili’ ithamı, işine geldiğinde ‘FETÖ’cü’…   Eğer Murat Gezici’nin bildiği FETÖ’cüler varsa hain darbe girişiminden bu güne kadar neyi bekledi?   Böylesi vatan hainlerini bilip de neredeyse iki senedir hiçbir şekilde ilgili birimlere bildirmemek suçluyu koruyup kollamak değil mi?   Peki bu ‘TAK içindeki FETÖ’cüler’, Gezici’nin anketlerinin ajans tarafından servis edilmemeye başlanmasıyla mı fark ediliverdi?   Çocuk mu var sizin karşınızda?   ***   Kıbrıs’taki siyaseti manipüle etmek, yönlendirmek ve bundan da para kazanmak isteyen bir tüccarın tehditlerine bu halk boyun mu eğecek?   Bu devletin kurumları bu duruma sessiz mi kalacak?   Tekrar tekrar söylüyorum; eğer TAK içinde bildiğiniz FETÖ’cüler varsa ve siz bunu bunca zamandır ihbar etmediyseniz siz de bu suçun içindesiniz, suçluyu koruyorsunuz, suçu gizliyorsunuz…   Ha sırf menfaatlerinizin sekteye uğraması yüzünden böylesi iftiralar atıyorsanız biliniz ki Kıbrıslı Türkler bu tip ayak oyunlarına gelmez.   Bir devlet kurumunu veya çalışanlarını itham ederken çok dikkatli olmalı, ağzınızdan çıkan her kelimeye çok dikkat etmelisiniz…   Siz, devletin haber ajansını tehdit edecek gücü nereden alıyorsunuz?   Kıbrıs Türk halkının haklı davasını dünyaya duyurmak için 21 Aralık 1973’de ilk bültenini yayınlayarak faaliyete geçen Türk Ajansı Kıbrıs (TAK)’ın yaptığı işin öneminin bilincinde, personeli ilk günkü azim ve şevkle çalıştığını ve yasanın öngördüğü doğruluk ve tarafsızlık ilkelerine uygun yayıncılığını sürdürdüğünün bilincinde olmadığınız aşikar.   Merhum Sait Terzioğlu’nun kuruluşunu gerçekleştirdiği, Merhum Kemal Aşık’ın yasal statüye kavuşturduğu TAK, bir daktilo ile başladığı hizmetlerini yıllardır çalışanlarının büyük özverisi ile sürdürüyor.   ***   Bu ada küçüktür…   Kimin ne olduğu, neyi savunduğu, nerede durduğu sır da değildir…   Zaten biz Kıbrıslıların aklında ne varsa aynı zamanda da dilindedir.   Siz belli ki tanımadığınız bu topraklarda, hiç bilmediğiniz bir devletin resmi ajansını tehdit etmeden önce bu cüreti nereden aldığınızı açıklayın.   Tekrar ediyorum; eğer şimdiye kadar bildiğiniz bir FETÖ’cü varsa ve anketleriniz TAK tarafından servis edilmediği güne kadar bunu gizlediyseniz sizin de derhal soruşturma geçirmeniz gerekir.   Ama iftira atıyorsanız özür dilemeli ve bu devletin kurumlarına karşı bu pervasızlığınıza son vermelisiniz.