Suriyelileri karpuz seçer gibi seçtiler, bize de kala kala...

Ruhi Aytaç
Ruhi Aytaç
Suriyelileri karpuz seçer gibi seçtiler, bize de kala kala...
02-08-2021

Dışımız disko bar, içimiz uzun hava söylüyor.

İçimizdeki yangın, kontrol altına alınamıyor. 

Ne kadar soğutma çalışmaları yapılırsa yapılsın, sosyal medya gibi bir illet var ki benzin döküyor. 

“Ulan bu ne? İpini koparan, soluğu Türkiye’de alıyor” diyenler, gittikçe artıyor.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bu koroya katıldı.

Düzensiz göçü, adı konmamış istilaya, demografik yapımıza yapılan bir kumpas olduğunu nitelendirdi.

Keza sahillerimizde keyif çatan veya bayramda Suriye’ye geçen ve bayram biter bitmez Türkiye’ye dönenler, Bahçelinin projeksiyonundaydı.

Haksız da sayılmaz. 

Yabancı turistleri gözleriyle veya sözleriyle taciz eden Suriyeliler, adeta Akdeniz sahillerimizi işgal ettiler.

Ya her bayram yaşanan çelişkiye ne demeli? 

Her bayram hep aynı manzara… Yüz binlerce Suriyeli, bayramı Suriye’de geçirmek için sınırı geçiyorlar. Bayram biter bitmez gerisi gerisine Türkiye’ye dönüyorlar.

Gel de işin içinden çık. Bayramı geçirecek kadar güven ve huzur var ise dönmeyin kardeşim! Veya dönenler varsa, almayalım kardeşim!

Her bayram hiçbir şey olmamış gibi kaçtıkları ülke topraklarına ellerini kollarını sallaya sallaya giriyorlar. Yine hiçbir şey olmamış gibi, ellerini kollarını sallaya sallaya Türkiye’ye dönüyorlar.

Bu, yaman çelişkiyi ülke olarak yaşamak zorunda mıyız?

Çelişkiler ülkesi olduk alimallah…

Kendi gencimiz; Amerika, Almanya veya İngiltere’ye nasıl kapağı atarım derdinde…

Suriyelisi ve Afgan’ı yüzlerce ve binlerce kilometre teperek Türkiye’ye sığınıyor.

Gel de işin içinde çık çıkabilirsen…

Laf olsun torba dolsun muhabbetlerine hiç girmeden, ileride demografi yapımızı tehdit edecek bu göçlere, behemehal neşter vurmak zorundayız.

En çok da ne canımı sıkıyor, biliyor musunuz?

Türkiye’nin, ne olursa ol yine gel ülkesi olması canımı sıkıyor.

O medeni dediğimiz o yeri geldiğine insan hakları ve hümanizmden dem vuran Batılı ülkeler ise asla bunu yapmıyor.

Elin ABD’lisi, Kanadalısı okyanuslar ötesinden kalkıp Türkiye’ye geliyorlar…

Yanı başımızdaki Alman’ı ,İngiliz’i ve bazı Avrupa ülkeleri keza aynı taktik ve stratejiyle ülkemizde karargah kuruyorlar.

Mekanlar kiralıyorlar…

Polisimizin ve jandarmamızın gözetiminde; karpuz seçer gibi onbinlerce ve yüzbinlerce Suriyeliler arasından iyilerini(!) seçip seçip, uçaklara doldurup doldurup ülkelerine götürüyorlar.

İngilizce bilen, okumuşu, mühendisi, doktoru veya daha aklınıza gelebilecek ne kadar yetişmiş insan gücü varsa tek tek seçiyorlar.

Bu, seçilen Suriyelileri daha sonra, anlaşma yaptıkları özel hastanelerde baştan ayağı sağlık kontrolünden geçiriyorlar.

Yapılan sağlık kontrollerinden “turp gibi” raporu alan Suriyeliler, Gaziantep ve Adana’dan uçaklara doldurup doldurup ülkelerine götürüyorlar.

Amiyane tabiriyle Suriyelinin işe yarayanı aldılar, bize de kala kala….

Böyle bir sıfatlandırma yapmayı, insani olarak zül kabul ederim.

Ama maalesef bunların hepsi gerçek.

İşsizi, kalifiyesizi fabrikalarda çalışıyor. İti kopuğu ise kurdukları gettolarda kendi yaşam alanları kuruyorlar(!)

Azıcık sermayesi olanlar işlerini kurmaya ve büyütmeye başladılar bile…

Yan yana Suriyeli iş yerleri, Suriyelilerin yoğunlukta olduğu cadde, sokak ve mahalleler…

Hasbelkader aralarında Gaziantepli bir işyeri varsa, onu da göndermek için değerinin üzerinde ücretler teklif edildiği haberleri alıyoruz. 

Bize sığınanlar kendi kurdukları gettolarda bizi istemiyorlar.

Ezcümle

Ağzı olan konuşuyor…

Yanarım yanarım…

“Şu Suriyeliler olmasa Gaziantep sanayisi biter” diyen zata, kendi partisinden sanayici vekiller, sanayici il başkanı bir cevap veremediler ya, ona yanarım.

Sadece yazıyla üç kişi, rakamla 3 kişi…

Bir Şamil Tayyar… Bir GTO Başkanı Tuncay Yıldırım… Bir Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu…

Gerisi dut yemiş bülbül.

Muhalefet desen, onlar kendilerine muhalefet.

Kimseye etmem şikâyet, halimize yanarım.

Yazık çok yazık.
ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?