Kültür

Tezhip sanatının unutulmaz sanatkarı: Fatma Rikkat Kunt

Ömrünün 50 yılını, tezhip sanatını öğrenmeye ve öğretmeye adayan müzehhibe Kunt, çok sayıda önemli esere imza attı, birçok öğrenci yetiştirdi.

Tezhip sanatının unutulmaz sanatkarı: Fatma Rikkat Kunt
14-01-2022 14:57
İstanbul

Tezhip sanatının usta ismi Fatma Rikkat Kunt'un vefatının ardından 36 yıl geçti.

Kaleme aldığı eserlerin çoğunda "Şeyh Muhsin-i Fanî” adını kullanan, "Büyük Türk Lügati"nin yazarı Hüseyin Kazım Kadri Bey ile Güzide Hanım'ın kızı olan Kunt, 27 Nisan 1903'te Beylerbeyi'nde dünyaya geldi.

İsmini Tevfik Fikret'in koyduğu Kunt, babasının görevi sebebiyle İstanbul'un yanı sıra Serez, Selanik ve Halep'te çocukluğunu geçirdi.

Fatma Rikkat Kunt, anne ve babasından Türkçe'nin yanı sıra iyi derecede Fransızca öğrendi. Babasının sözlük çalışmaları dolayısıyla bulundukları Beyrut'taki Fransız okulunda öğrenimine başlayan Kunt, 1. Dünya Savaşı sırasında okulun kapanmasının ardından bir süre Alman okuluna devam etti ve 1919'da ailesiyle İstanbul'a döndü.

Sanatçı, İstanbul'da Mehmet Akif Ersoy'dan Türkçe ve edebiyat, Ali Sami Boyar'dan resim dersi aldı, Alman piyano öğretmeni Langaberg'in piyano derslerine katıldı.

Almanya'da 3 yıl eğitim aldı

İsmail Sarıca ile 1921'de dünya evine giren Kunt, eşinin dişçilik öğrenimi için gittiği Almanya'da 3 yıl konservatuvar, piyano ve müzik eğitimi aldı. Çiftin oğulları Reşid, 1924'te dünyaya geldi. Doğumdan sonra eşinden ayrılan sanatçı, 1926'da evlendiği eşi, hariciyeci Fahreddin Gata ile Atina'ya giderek, bir yıl orada yaşadı. Nur ismini verdiği ikinci oğlu dünyaya gelen sanatçı, 1927'de ikinci eşinden de boşanarak Beylerbeyi'ndeki baba evine döndü.

Fatma Rikkat Kunt, babasını 1934'te kaybetti, 1936'da Devlet Güzel Sanatlar Akademisinin Türk Tezyini Sanatlar Bölümüne kaydoldu. Tuğrakeş İsmail Hakkı Altunbezer'den tezhip, Mehmed Necmeddin Okyay'dan klasik cilt, ebru ve ahar eğitimi alan sanatçı, Vasıf Sedef'ten ise sedefkarlık eğitim aldı.

Mezuniyet ödevi olarak da altıgen bir çini masa deseni hazırlayan Kunt'un, rumi motiflerinden oluşan 7 parça halindeki masası, sır altı tekniğinde Kütahya'da Azmi Çini Fabrikası'nda pişirildi. Eğitimini 1944'te başarıyla tamamlayan sanatçı, 1968'e kadar akademide kaldı.

Tezyinat sanatçısı Feyzullah Dayıgil ile İstanbul kütüphanelerini, cami ve türbelerini gezerek çinileri inceleyen Kunt, çinilerdeki lalelere yer verdiği "İstanbul Çinilerinde Lale" başlıklı çalışmasını Vakıflar dergisinde yayınladı.

Hayatı boyunca sergi açmadı

Mezuniyetten sonra, Akademi müdürü Burhan Toprak'ın teklifiyle Akademinin kütüphanesine memur olarak atanan Kunt, 1948'de Mehmed Necmeddin Okyay'ın emekliye ayrılmasıyla tezhip ve çini desenleri hocası oldu.

Usta müzehhibe, Muhsin Demironat ile 1968'e kadar Türk Tezyini Sanatlar Şubesi'nde başarılı çalışmalara imza atarak, çok sayıda sanatkarın yetişmesine katkı sağladı.

Ömrünün son zamanlarına kadar fırçasını elinden bırakmayan sanatçı, İstanbul'da 14 Ocak 1986'da vefat etti ve Küplüce Mezarlığı'nda yatan babasının yanına defnedildi.

Hayatı boyunca sergi açmayan Kunt'un 80 eseri, vefatından bir ay sonra İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nde sergilendi.

Sanatçı, yaklaşık yarım asırlık sanat hayatında, kıta, levha ve hilye-i nebevi olarak sayısız eser tezhip etti. Türk tezhip sanatının klasik yolda canlı kalması ve öğretilmesinde önemli rol oynadı.

Minyatür çalışmalara da imza atan sanatçı, her eseri için yeniden desen çizerek, tezhibin ana kaidelerini korumaya dikkat etti. Usta sanatçı, süratli çalışarak, işini söz verdiği günde bitirmeye özen gösterdi.

Birçok eserini imzasız tamamladı

Unvan endişesi duymayan Kunt, tezhip eserlerini nadiren imzalar, çok özenli işlerini ise kendi yazısını beğenmediğinden, hattatlara imzalatırdı.

Kunt, İstanbul’un fethinin 500. yıl dönümü dolayısıyla 1945'ten itibaren İsmail Hikmet Ertaylan'ın hazırlatmak istediği Fatih Divanı'nda 15. yüzyıl tezyinatının ilhamıyla yeni desenler hazırlanması için baş sorumluluğu üstlendi. Sekiz yılda bitirilen divanın tezhiplenmiş 60 kıtasından 34'ü Kunt tarafından işlendi.

Lizbon'daki Gülbenkyan Müzesi'nde bulunan ve 1968'de selden zarar gören minyatürlü bir yazma kitabın tamiri için 1970'te Lizbon'a davet edilen sanatçı, Lizbon'un havası sağlığına iyi gelmediğinden 2,5 ay sonunda dönmek zorunda kaldı. Kunt'un Timurlular devrine ait 1501 tarihli eseri İstanbul'da tamir etmesi istendi.

Fatma Rikkat Kunt, Topkapı Sarayı Müzesi'ne İsmail Akgün tarafından bağışlanan 12 eserin (Güzel Yazılar, nr. 1536, 1537, 1540, 1542, 1544, 1545, 1547, 1551) ve 1958'de akademide sergilenen Hattat Halim Efendi'ye ait levhaların tezhibini de yaptı.

Usta sanatçının Devlet Güzel Sanatlar Akademisi için hazırladığı bugün Resim-Heykel Müzesi'nde korunan eserleriyle Bağdat'taki Irak Müzesi'nde Emin Barın, Seniha Bedri Göknil, Feriha Aker ve Uğur Derman koleksiyonlarında bulunan eserleri, tezhip sanatının en güzel örnekleri arasında yer aldı.

Ali Şir Nevai'nin eserlerinde bulunan minyatürlerin restorasyonunu da tamamlayan Kunt'un hayatı, öğrencisi Fatma Çiçek Derman'ın yazdığı "Rikkat Kunt Hoca Hanım" ile torunu Yasmine Ghata'nın yazdığı "Hattatların Gecesi" kitaplarında ele alınarak, okuyucuya sunuldu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN
ÇOK OKUNAN HABERLER
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR