USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Naksan Plastik A.Ş.’Nin Satışıyla İlgili Basın Açıklaması

Nakıpoğlu ailesinin avukatı İzzettin Hukuk Bürosu tarafından TMSF tarafından Naksan Plastik Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün pazarlık sürecinde yapmış olduğu açıklama karşısında aşağıdaki açıklamaları yapma zorunluluğu doğduğunu dile getirilerek açıklamada bulundu.

Naksan  Plastik A.Ş.’Nin  Satışıyla  İlgili  Basın  Açıklaması
19-01-2022 16:30
19-01-2022 17:12
Google News

Nakıpoğlu ailesi avukatı İzzettin Demir tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler dile getirildi;


YAPILAN TÜM İNCELEMELERDE HUKUKA AYKIRI BİR DURUM TESPİT EDİLMEMİŞTİR
:

Nakiboğlu ailesi olarak 1940’lı yıllardan başlayan seksen yıllık bir süreçte düzenli ve disiplinli çalışma sonucu yerinde ve doğru yatırımlar yapılarak bugüne kadar getirilen Naksan Holding TMSF tarafından el konulduğu tarihte; Plastik ve diğer sektörlerde sadece Türkiye’nin değil dünyanın sayılı şirketleri arasında yer almaktaidi. Yapılan tüm denetimlerde şirketin sermayesinin ne şekilde oluşturulduğu, yapılan yatırımların kaynaklarının nereden ve nasıl karşılandığı hususlarında hukuka aykırı yada başkaca hiçbir delil ya da belge bulunmadığı halde, çıkarılan OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleriyle ile Holding’e TMSF kayyum olarak atanmıştır.

 TMSF satış kararı alırken gerekçe olarak şirketin yönetilemez hale geldiğini ileri sürmüştür. Şirketlerin el konulduğu tarih ile satış kararının verildiği tarih arasında TMSF’nin sektöründe uzman olmayan, bilgi ve tecrübesi yetersiz, yeteneksiz ve liyakatsiz yöneticiler atamak suretiyle bu sonuç oluşmuştur.

MÜVEKKİLLER HAKKINDA EL KOYMA YADA KESİNLEŞMİŞ MÜSADERE KARARI YOKTUR:

 Daha önceki açıklamalarımızda belirttiğimiz üzere mahkemelerce müvekkil şirketler hakkında verilmiş ve kesinleşmiş bir müsadere ya da el koyma kararı bulunmamaktadır. Ortakların %48’i hakkında verilen karar henüz kesinleşmediği gibi %52’si hakkında ise hiçbir karar bulunmamaktadır.

 Müvekkillerimiz defalarca TMSF’ye müracaat ederek kayyum atamalarının kaldırılarak şirketlerinin kendilerine teslim edilerek TMSF’nin denetim kayyumluğu olarak devam etmesini ısrarla istemesine rağmen TMSF her nedense bunu kabul etmemiştir.

 Hukuken bir el koyma ya da müsadere kararı olmaksızın TMSF’nin satışı onaylaması halinde ortaya çıkacak sonuçların telafisi güç ve imkânsızdır.

 TMSF SATIŞ BEDELİNİ AÇIKLARKEN KDV DAHİL AÇIKLAMA YAPARAK ALGI OLUŞTURMAKTADIR:

 TMSF’nin yapmış olduğu açıklama aslında kamuoyunu yanıltmaktadır. Şöyle ki; daha önce yapılan teklif KDV hariç olarak açıklanmış, sonrasında ise KDV dahil şeklinde bir açıklama yapılmıştır. Resmî gazetede yayınlanan ihale şartnamesine göre alıcının KDV ve diğer vergileri ayrıca ödemesi gerektiği belirtilmiştir.Alıcının ödeyeceği KDV vesair vergiler eklenmek suretiyle, satış bedelinin 1 milyar 476 milyon olarak açıklanması satış bedeli arttırılmıştır şeklinde algı oluşturulması bir devlet kurumu adına üzüntü vericidir.

Zira sadece ödenmesi gereken KDV miktarı 224 milyon TL’dir. Sair vergiler eklendiğinde aslında bir arttırma olmadığı açık iken böyle bir açıklamanın yapılmasının amacı ve hedefi de bellidir!

 FON KURULUNUN YETERLİ GÖRMEDİĞİ TEKLİF İÇİN  7 MİLYON TL LİK ARTTIRIM YETERLİ MİDİR?

TMSF tarafından ilk yapılan açıklamada satış bedelinin 1.245.000.000 tl + KDV olduğu, sonradan yapılan açıklamada ise KDV DAHİL 1.476.000.000 tl olduğu şeklinde ifade kullanılmıştır. KDV miktarı 224.000.000 tl olup ilk verilen teklif hesaplandığında 1.469.000.000 tl ye karşılık gelmekte, dolayısıyla sadece 7.000.000 tl gibi bir artırım vardır.

 TMSF kendi yaptığı açıklamada verilen ilk teklifin , yani KDV dahil 1.469.000.000 tl lik teklifin “ fon kurulu tarafından yeterli görülmediği , düşük olduğu için ihaleye katılanlara yeniden çağrı yaparak pazarlık usulünün devam ettirildiğini açıklamıştır. İlk teklifi yeterli görmeyen fon kurulunun 1.469.000.000 tl lik bir ihalede sadece 7.000.000 tl bir artırım karşısında nasıl hareket ettiğini , ne karar vereceğini bizlerde bekliyoruz. Ancak TMSF nin yapmış olduğu KDV dahil açıklama bize göre olağan bir açıklama olmayıp belki de kamuoyunu ikna etme ve sonucun gerekçesini şimdiden göstermektir.

 BORÇLARDAN ARİ SATIŞ , 485 MİLYON EURONUN DEVLETTEN TAHSİLİ SONUCUNU DOĞURACAKTIR:

 Diğer taraftan ADULARYA Enerji ile Çek Bankası arasında yapılan 485 milyon Euro    (takribi sekiz milyar TL) kredi sözleşmesinin kefil ve garantörünün Naksan Plastik olduğu resmî belgelerle ortaya konulmuştur. TMSF bu sözleşmeyi yok sayarak alıcının da sorumlu olmayacağı şekilde,Naksan Plastik Ticari ve İktisadi bütünlüğünü satışa çıkartmıştır. Kredi sözleşmesinde taraflar arasında ihtilaf çıkması ve kredinin ödenmemesi halinde yetkili mahkeme ve tahkimin İngiltere olduğu belirtilmiştir. ADULARYA Enerji atıl halde olduğundan bu kredi de ödenmemiştir

  485 MİLYON EURO KREDİYİ KİM ÖDEYECEK?

Şu ana kadar TMSF tarafından yapılan açıklamalarda 485 milyon EURO kredi borcunun kimin tarafından ne şekilde ödeneceği, ya da bu sözleşmeyle ilgili yeni bir sözleşme yapılıp yapılmadığı noktasında hiçbir açıklama olmamıştır.

 Şayet bu bilgi doğru ise ortaya iki sonuç çıkmaktadır:

  1. TMSF bu borcu alıcıya yansıtmayacak ise bunun sorumlusu TMSF olacak dolayısıyla bu satış karşısında 485 milyon Euro’yu (sekiz milyar TL) kamu üzerinde bırakılacaktır.
  2. Sözleşme uluslararası bir sözleşme olup yetkili ve görevli mahkeme ve tahkimin İngiltere olması karşısında ilgili bankanın dava açması halinde, bu kredi borcunun sorumlusu Naksan Plastik ve ADULARYA Enerji olacaktır. Sözleşmenin uluslararası olması karşısında TMSF’nin kendi alacağı bir karar ile sözleşmenin hükümlerini değiştiremeyeceği nedeniyle yine bu borç kamu üzerinde kalacaktır.

 SATIŞIN İPTALİ İÇİN AÇMIŞ OLDUĞUMUZ DAVALAR DEVAM ETMEKTEDİR. MÜVEKKİLLER LEHİNE BİR KARARIN ÇIKMASI HALİNDE SONUÇLARIN ALICI, SATICI VE KAMU AÇISINDAN TELAFİ İMKÂNI OLMAYACAKTIR

 TMSF’nin KDV dahil miktar belirtmek suretiyle yapmış olduğu açıklama sadece algı oluşturmaktan öte bir durum değildir. Hukuk büromuz olarak müvekkillerimiz adına şuana kadar açmış olduğumuz 21 adet devam eden dava bulunmaktadır. TMSF’nin kayyım olarak atanması işlemine karşı mahkemeler başvurular yapılmış, itiraz yolları tüketilmiş,Anayasa Mahkemesine de bireysel başvuru yapılmıştır. Bu dava halen devam etmektedir.Anayasa mahkemesinde verilecek kararın sonucuna göre mülkiyet hakkının ihlali ve diğer uygulamalara karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde hukuk mücadelemizi sürdüreceğimizi ayrıca ve özellikle belirtmek istiyoruz.

 TMSF’NİN UYGULAMALARIYLA, GEREK MÜVEKKİLLER GEREKSE DE KAMU 8-10 MİLYAR TL ZARARA UĞRAMAKTADIR. YETKİLİLERİN BU DURUMA SEYİRCİ KALMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYOR, HUKUKA AYKIRI , MÜLKİYET HAKKINI İHLAL EDEN BU DURUMA SON VERMELERİNİ UMUYORUZ.

Kamuoyuna saygılarımızla.18.01.2022

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
FACEBOOK SAYFAMIZI TAKİP EDİN...
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
ANKET TÜMÜ
Gaziantep'te hangi belediyeyi daha başarılı buluyorsunuz?