Depremden en çok etkilenen yerlerden biri de Malatya’nın Adıyaman sınırındaki Sürgü kasabası. Malatya’mızın tıpkı diğer deprem bölgelerinde olduğu gibi yeniden doğrulacağı yeniden kendini inşa edeceği günlerde, çiftçilerle konuştuk.
Malatya topraklarında sadece kayısı değil tütün ve şeker pancarı üretimi de var. Su sorunu ise çiftçiyi şimdiden telaşlandırıyor. Tarlalar, yer altı sularıyla sulanıyor ama üretici, borularda hasar olup olmadığını bilmiyor, tespitlerin bir an önce yapılıp üretim dönemine hazır olmasını bekliyor.
TÜTÜNÜ DEVLET ALSIN
Ekrem Garipoğlu, gelen yardımlar için tüm Türkiye’ye teşekkür ederek başladı konuşmaya. Gübre ve yemin ucuzlatılmasını, tütüne sahip çıkılmasını istedi:
“Büyük bir felaket oldu. Ama ayağa kalkacağız, mecburuz. Burada şeker pancarı ve tütün ekiyoruz. Tütünde alım garantisi yok. Tütün ekiyoruz, esnaf geliyor, alıyor. Çoğumuz paramızı bile alamıyoruz. Biz tütünün devlet tarafından alınmasını ve paramızın devlet tarafından ödenmesini istiyoruz. Bizden de vergisinin alınmasını istiyoruz. Vergiden kaçmıyoruz.”
BELEDİYEMİZİ İSTİYORUZ
Garipoğlu, Bütünşehir yasasıyla köylerinin mahalle yapılmasından sonra büyük sıkıntılar yaşadıklarını da söyledi. Garipoğlu, “Mesela suyumuz patlıyor, Malatya’dan gelmelerini bekliyoruz. Yollar kapanıyor, Malatya’yı bekliyoruz. Bizim kepçemiz de vardı, her şeyimiz vardı. Biz sorunumuzu kendimiz çözelim istiyoruz. Çocuklarımız, ‘Malatyalı olduk’, diyorlar, Malatya’ya gidiyorlar. Belediyemizi geri istiyoruz. Sorunumuz olsa Malatya mı yetişir buradaki belediye mi yetişir?” dedi.
Başka bir vatandaş da söz alarak şöyle konuştu:
“Büyük yıkım var köylerde. Devletimiz her imkânı kullanarak yetişiyor. Sıkıntılar oluyor ama bunlar da çok normal. Elimizdeki tüm imkanlarla bize düşen görev neyse yaparız. Tütün ve pancar ekiyoruz. Bizden pancarı ton başı bin 500 liraya alıyorlar bize 50 kilo şekeri bin liraya satıyorlar. Bu tefecilik. Bunların denetlenmesini istiyoruz. Serbest piyasa denetlensin.”
6 OĞLAĞIM ÖLDÜ YEME YETİŞEMEDİM
“Sıkıntılara alışık bir milletiz. Boyun eğmektense sıkıntı yaşarız.” diyor Sürgü köylüleri.
Abdurrahman amca da hayvanlarını soğuktan koruyabilmek için barınak istedi:
“Dışarıdayız. Davarlarımıza yer yok. 3 keçim doğurdu, 6 oğlağım soğuktan öldü. Hayvanlarımıza barınak istiyoruz. AFAD’dan geldiler ölçüm yaptılar, yapılacakmış. Hava soğuk. Yollar patlamıştı, ulaşım ilk günlerde çok zordu. Tankerle üç saatte varabildik merkeze. Yem getirmişler, yetişemedim. Saman sıkıntısı var. Keçilerimize yazık.”
Mesut Artuş da “Zor üretiyoruz. Gübre, mazot alacak gücümüz yok. Çiftçinin elinden tutsunlar istiyoruz. Hasar çok, mal varlığımız gitti. Topraklarımız var ama işleyecek gücümüz yok. Hayvanlarımız var, yemi yok.” dedi.
KARLAR KALKINCA TESPİTLER YAPILSIN
Doğanşehir’in Kurucuova köylüleri de topraklarının yüzde 90’ında tütün ekiyor. Sondajlarda sıkıntı olabileceğini, tespitlerin bir an önce yapılması gerektiğini söylediler. Su çok önemli tütün için, 3-4 günde bir su verilmezse kurumaya başlıyor.
Abuzer Biricik, “Gelirimiz tütün, çadırlardayız. Hava soğuk. Çocuklarımız hep dışarda. Gidenler oldu ama geri gelmek istiyorlar. Toprağımızı terk etmememiz lazım. Mayıs ayına kadar su yetişmezse sorun olur. Elektrik olmazsa olmaz. Su elektrikle çıkıyor. Artezyenlerle sulama yapıyoruz. Tespitlerin yapılması lazım. Karlar kalkınca kontrollerimizi yapalım. Tütün üreticisine zaten destek verilmiyor. Su istiyoruz sadece.” dedi.
Mehmet Aşkın da su sorunu için şu öneriyi yaptı:
“Bizim çok güzel bir akarsuyumuz var. Onu değerlendirebiliriz, artezyen bize lazım değil, akarsu işini halletsinler yeter.”