Usta şair ve düşünce adamı Sezai Karakoç 88 yılın ardından hayata gözlerini yumdu. Bir neslin şiirleri ile yaşadığı usta sanatçı vefatıyla milyonları yasa boğdu. Monna Rosa, Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine ve daha nice güzel şiirin şairi olan ünlü isim büyük bir vefayla anılıyor. Usta şairi anmak isteyen birçok kişi Karakoç'un şiirlerini ve sözlerini arıyor. İşte usta şair ve düşünce adamının sevilen sözleri...
Sezai Karakoç Sözleri
"İnancın yarısı utançtır. Her şeyi tam olsa da utancını yitirmiş bir medeniyet, sağlıksızdır.""Bütün şiirlerde söylediğim sensin. Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin.""Tek çare ve çözüm, İslam dünyasının, uyanıp Batı’nın NATO’su gibi bir askeri güç, AB gibi bir siyasi birlik oluşturmasıdır.""Hayatı da şöyle yorumluyorum: hakikat savaşı ve karşı savaşlar, baş kaldırmalar.""İnançlıyım, barış ve düzen yanlısıyım. Savaşım bunlar içindir.""Sen geldin, benim deli köşemde durdun.""Göz seni görmeli, ağız seni söylemeli… Bütün deniz kıyılarında seni beklemeli""Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.""Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır.""Onlara anlat ki insan kelimelerden ve şiirden yaratılmadı.""Benim gözlerim yeşildir, evet evet, onun gözleri kara; ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara.""Şeytanın kentini darmadağın etmeye and içmişim.""Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.""Ben insanın ruh, ruhun da bir tapınak olduğuna inanıyorum.""Onlara anlat yağmur karşılıklı yağar. Ruhların içindeki müzikle karşılıklı.""Camiyi hayattan sürmeye başladık başlayalı, adeta ilahi bir ceza olarak biz de hayattan sürülmeye başladık.""Ayasofya’nın avizelerini bu ramazanda da ısıtamadık; bunu unutmamalı.""Umutsuzluk yok! Gün gelir. Gül de açar. Bülbül de öter.""Arkamda ve yanımda güçlü surlar vardı sûrelerden."
Sezai Karakoç Şiirleri
Monna Rosa -I- Aşk ve Çileler
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.Kanadı kırık kuş merhamet ister.Ah senin yüzünden kana batacak.Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Ulur aya karşı kirli çakallar,Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.Mona Rosa bugün bende bir hal var.Yağmur iri iri düşer toprağa,Ulur aya karşı kirli çakallar.
Açma pencereni perdeleri çek,Mona Rosa seni görmemeliyim.Bir bakışın ölmem için yetecek.Anla Mona Rosa ben bir deliyim.Açma pencereni perdeleri çek.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,Bende çıkar güneş aydınlığına.Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.Seni hatırlatır her zaman bana.Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.
Zambaklar en ıssız yerlerde açarVe vardır her vahşi çiçekte gurur.Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,Işıksız ruhumu sallar da durur.Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin, ellerin ve parmaklarınBir nar çiçeğini eziyor gibi.Ellerinden belli olur bir kadın,Denizin dibinde geziyor gibi.Ellerin, ellerin ve parmakların.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.Saat onikidir söndü lambalarUyu da turnalar girsin rüyana,Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Akşamları gelir incir kuşları,Konarlar bahçemin incirlerine.Kiminin rengi ak kiminin sarı.Ah beni vursalar bir kuş yerine.Akşamları gelir incir kuşları.
Ki ben Mona Rosa bulurum seniİncir kuşlarının bakışlarında.Hayatla doldurur bu boş yelkeni.O masum bakışların su kenarında.Ki ben Mona Rosa bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.Henüz dinlemedin benden türküler.Benim aşkım uymaz öyle her saza.En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Artık inan bana muhacir kızı,Dinle ve kabul et itirafımı.Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızıAlev alev sardı her tarafımı.Artık inan bana muhacir kızı.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak,Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.Bir gün gözlerimin ta içine bakAnlarsın ölüler niçin yaşarmış.Yağmurdan sonra büyürmüş başak.
Altın bilezikler o kokulu tenCevap versin bu kuş tüyüne.Bir tüy ki can verir gülümsesen,Bir tüy ki kapalı geceye güne.Altın bilezikler o kokulu ten.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.Kanadı kırık kuş merhamet ister,Ah senin yüzünden kana batacak.Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.Sezai Karakoç
Sürgün Ülkeden Başkentler BaşkentineGelin gülle başlayalım atalara uyarakBaharı koklayarak girelim kelimeler ülkesineBir anda yükselen bir bülbül sesi-Erken erken karlar ortasındaGüneş dönmüş ışık saçan bir yumurta-Bana geri getirir eski günleri...Paslanmış demir bir kapı açılırKüf tutmuş kilitler gıcırdarkenTa karanlıklar içinde birdenBir türkü gibi yükselirsin senFısıldarım sana yıllarca içimde birikenSöyleyemediğim ateşten kelimeleriŞuuraltım patlamış bir bomba gibiSaçar ortalığa zamanınAğaran saçın toz toprağınıBana ne Paris'tenNewyork'tan Londra'danMoskova'dan Pekin'denSenin yanındaBütün türedi uygarlıklar umurumda mıSen bir uygarlık oldun bir ömür boyuGeceme gündüzümeGözlerinLale Devrinden bir pencereEllerinBaki'den Nefi'den Şeyh Galib'denKucağıma dökülenAltın leylak
III
Ölüler gelmiş çitlembikler sarmaşıklarlaTırmanmışlar surlarıma burçlarımaKimi ırmaklardan yansımaKimi kayalardan kırpılmaKimi öteki dünyadan bir çarpılmaİçi ölümle doluDönen bir huniDoğarken güneşKesilmiş ölü yüzlerdenBir mozayik minyatürlerdenDokunur tenimizeSoğuk bir azrail ürpertisiyle ayVe birden senin sesin gelir dört yandanMenekşe kokulu sütunlardanKomşu dağlardaki nergislerden leylaklardanGözlerine ait belgeler sunulurEy aşkın kutlu kitabıUçarı hayallere yataklık edenPeri bacalarının yasağıGönlümün celladı acı mezmurBana bıraktığın yazıt bu mudurÖlüm geldi bana düğün armağanın gibiSenden bir gökSenden yıldızlar ördülerAteş böcekleriO gece dört yanımaEy bitmeyen kalbimin samanyolu destanıSen bir anne gibi tuttun ufuklarıVe çocuklar gülle anne arasındaSeninle güller arasındaTuhaf bir ışık bulup eridilerÇocuklar dağ hücrelerinde erdilerAramızdaki sırraBir de ay ışığında büyüyen fısıltılarGençlik monologlarıSeni alıp kaybolmuş zamanın çağıltısındanBana getirenYasamız vardıÖfkeyle yazardın sen bir yüzüneÖlür ölür okurdum öbür yüzünde ben
IV
Senin kalbinden sürgün oldum ilkinBütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreğiBütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışındaSana geldim ayaklarına kapanmaya geldimAf dilemeye geldim affa layık olmasam daUzatma dünya sürgünümü benimGüneşi bahardan koparıpAşkın bu en onulmazından koparıpBir tuz bulutu gibiSavuran yüreğimeAh uzatma dünya sürgünümü benimNice yorulduğum ayakkabılarımdan değilAyaklarımdan belliLambalar eğriAynalar akrep meleğiZaman çarpılmış atın son hayaliEv miras değil mirasın hayaletiEy gönlümün doğurduğuBüyüttüğü emzirdiğiKuş tüyündenVe kuş sütündenGeceler ve gündüzlerdeİnsanlığa anıt gibi yükselttiğiSevgiliEn sevgiliEy sevgiliUzatma dünya sürgünümü benim
Bütün şiirlerde söylediğim sensinSuna dedimse sen Leyla dedimse sensinSeni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ınBoşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisinKuşlar uçar senin gönlünü taklit içinEllerinden devşirir bahar çiçekleriniDeniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberiniEy gönüllerin en yumuşağı en deriniSevgiliEn sevgiliEy sevgiliUzatma dünya sürgünümü benim
Yıllar geçti saban ölümsüz iz bıraktı topraktaYıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarındaÇatı katlarında bodrum katlarındaGölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lambaHep Kanlıca'da Emirgan'daKandilli'nin kurşuni şafaklarındaSeninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazındaŞimdi onun birdenbire gelen sonbaharındaSana geldim ayaklarına kapanmaya geldimAf dilemeye geldim affa layık olmasam daEy çağdaş Kudüs (Meryem)Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbiSevgiliEn sevgiliEy sevgiliUzatma dünya sürgünümü benim
Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağındaKöle gibi satıldım pazarlar pazarındaGüneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarındaSenin hayallerinle yandım düşlerin civarındaGölgendi yansıyıp duran bengisu pınarındaÖlüm düşüncesinin beni sardığı şu andaVerilmemiş hesapların korkusuylaSana geldim ayaklarına kapanmaya geldimAf dilemeye geldim affa layık olmasam daSevgiliEn sevgiliEy sevgiliUzatma dünya sürgünümü benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardırMezarlardan bile yükselen bir bahar vardırAşk celladından ne çıkar madem ki yar vardırYoktan da vardan da ötede bir Var vardırHep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardırO şarkıya özenip söylenecek mısralar vardırSakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardırNe yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardırGün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardırYanmışsam külümden yapılan bir hisar vardırYenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardırSırların sırrına ermek için sende anahtar vardırGöğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardırSenden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
SevgiliEn sevgiliEy sevgiliSezai Karakoç
Anneler ve Çocuklar
Anne ölünce çocukBahçenin en yalnız köşesindeElinde bir siyah çubukAğzında küçük bir leke
Çocuk öldü mü güneşSimsiyah görünür gözüneElinde bir ip nereyeBilmez bağlayacağını anne
Kaçar herkestenDurmaz bir yerdeAnne ölünce çocukÇocuk ölünce anneSezai Karakoç