Geleneksel olarak kış hastalıklarının ilacı kabul edilen ıhlamur, sahip olduğu zengin antioksidanlar, uçucu yağlar ve flavonoidler sayesinde modern tıbbın da ilgi odağı olmaya devam ediyor. Özellikle grip, nezle ve mevsim geçişi yorgunluklarıyla mücadele edenler için doğal bir destek sağlayan bu bitki, hem bağışıklık sistemini güçlendiriyor hem de bedensel rahatlama sunuyor.
Ihlamurun en bilinen yararları arasında, göğsü yumuşatarak kuru öksürük ve boğaz ağrılarını yatıştırması yer alıyor. Aynı zamanda hafif terletici özelliği sayesinde ateşli durumlarda vücut ısısının dengelenmesine yardımcı oluyor. Tüm bu fiziksel faydalarının yanı sıra, akşam saatlerinde tüketilen bir fincan ıhlamur çayı, sinir sistemini sakinleştirerek günün stresini azaltıyor ve daha kaliteli bir uykuya zemin hazırlıyor.
Ancak uzmanlar, bu şifalı bitkinin tüm faydalarından tam olarak yararlanabilmek için demleme yönteminin kritik önem taşıdığını belirtiyor. En sık yapılan hata olan kaynatma işlemi, ne yazık ki ıhlamurun içerisindeki değerli uçucu yağların buharlaşmasına ve şifasının azalmasına yol açıyor. Bu nedenle, ıhlamuru hazırlarken bir fincan sıcak suya bir tutam bitki atılıp, fincanın ağzı kapalı olarak beş ila on dakika demlenmesi tavsiye ediliyor. Tüketirken ise, lezzeti artırmak ve faydasını pekiştirmek amacıyla taze limon dilimi ve bir miktar doğal bal eklemek, hem C vitamini takviyesi sağlıyor hem de antibakteriyel etkisini güçlendiriyor.
Mevsimsel hastalıkların artmasıyla birlikte, aktarlarda ıhlamura olan talebin önemli ölçüde yükseldiği gözleniyor. İnsanların doğal ve bitkisel çözümlere yönelimi, bu eşsiz kış dostunun popülerliğini her geçen gün artırıyor.
Haber: Kader Gül / Emel Çalışkan