Antalya
İstanbul'da özel bir şirkette çalışan 31 yaşındaki Uğur Gallenkuş, 2014'te hobi amaçlı fotomontaj ve kolaj çalışmaları yapmaya başladı.
Mizah ağırlıklı çalışmalar yapan ve sosyal medyada paylaşan Gallenkuş'un çalışmaları, 2015'te Muğla'nın Bodrum ilçesinde sığınmacıları taşıyan teknenin batması sonucu cansız bedeni sahile vuran Suriyeli Alan bebeğin fotoğrafını gördüğü sabah değişti. Adı basına "Aylan bebek" olarak yansıyan Alan Kurdi'nin fotoğrafı üzerinde bir çalışma yapmaya karar veren Gallenkuş, ortaya çıkardığı eserle sosyal medyada beğeni topladı.
Gallenkuş'un, 1 milyon 100 binden fazla takipçisi bulunan sosyal medya hesabından paylaştığı çalışmaları ilgi görüyor.
Türkiye'deki ilk sergisini açtığı Antalya'da AA muhabirine açıklama yapan Gallenkuş, haber fotoğraflarını gündelik hayattan empati kurulmasına yardımcı olacak içeriklerle birleştirerek evrensel sorunlara dikkati çekmeyi amaçladığını söyledi.
İlk çalışmasında Aylan bebeği konu etti
Aylan bebeğin fotoğrafıyla yaptığı çalışmanın hikayesini anlatan Gallenkuş, "Bir sabah haberlerde Aylan bebeğin fotoğrafını gördüğümde aklımda bir tasvir canlandı. Aylan bebeğin cansız bedeninin yanına bir gölge ekledim. O gölgede bir çocuk kum oyuncaklarıyla oynuyordu. İlk çalışmamı bu şekilde yaptım." dedi.
Gallenkuş, son olarak yaptığı keskin çizgili konseptteki çalışmalara da yine bir sabah denk geldiği mültecileri konu alan bir haberle başladığını aktardı.
Ege Denizi'ni geçmeye çalışan çocukların gözlerindeki korku ve çaresizliği gördüğünü dile getiren Gallenkuş, mülteciler konusunda farkındalık oluşturmak için bir şeyler yapmak istediğini ifade etti.
"Acıları bir nebze anlatabilmeyi amaçlıyorum"
İnsanları derinden etkileyen olaylara ait fotoğrafları seçtiğini vurgulayan Gallenkuş, şöyle devam etti:
"İki ayrı dünyayı bir araya getiren kompozisyon kolaj çalışmalarımla empati kurulmasını ve orada maruz kalınan acıları bir nebze anlatabilmeyi amaçlıyorum. Çalışmalarımda mülteci sorunları, kadın, çocuk ve hayvan hakları, çevresel sorunlar, savaş, açlık ve yoksulluk konuları ön plana çıkıyor. Karşısında ise günlük hayattan bazen bir obje, insan, tablo ya da bir mimari yer alabiliyor. Bu şekilde bir tarafı ne kadar şanslı oldukları konusunda, diğer tarafı da kendileri ve toplumları üzerine düşündürmeye çalışıyorum."
Gallenkuş, 300'e yakın eseri olduğunu ve çalışmalarının çok sayıda insana ulaşmasından mutluluk duyduğunu belirtti.
Çocuk hakları üzerine yaptığı çalışmaların yer aldığı ilk kitabını yayımladığına da anlatan Gallenkuş, İtalya'da, Almanya'da ve yakın zamanda Türkiye'de sergi açtığını kaydetti.